Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/402 E. 2021/647 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/402 Esas
KARAR NO : 2021/647
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin imza ve kaşesinin olduğu çekteki davacı şirkete ait kaşe ve imzanın sahte olduğunu bu nedenle davacı şirketin mezkur çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili aleyhine başlatılan takibin durdurulmasına, davalıya yüzde 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce imza incelemesi için dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporu özetle, Belgelerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında; İnceleme konusu çekte İkinci cirantacı—– karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında —- unsurları açısından saptanan uygunluk ve benzerlikler nedeni ile,—- çekteki İkinci cirantacı imzasının— konusu çekte ikinci cirantacı—– karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan farklılıklar nedeni ile,—- seri nolu çekteki ikinci cirantacı imzasının, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, — eli ürünü olmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır.
Davaya konu ihtilafın, davacı şirket yetkilisinin imzalamadığı ileri sürülen —-etkilisi olan —– imzasının sahte olduğundan bahisle davacı aleyhine başlatılan takip hakkında menfi tespit davasıdır.
Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle senedin sahteliği hakkında bir karar verir — Yukarıdaki şekilde yapılan incelemeye rağmen sahtecilik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa hâkim bilirkişi incelemesine karar verir — Bilirkişi incelemesi yapılmadan önce mevcutsa, o tarafa ait karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar ilgili yerlerden getirtilir —- —-raporuna göre takibe konu çek arka yüzündeki imzanın— olduğuna yönelik tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı borçlunun— bedelli çekin arka yüzünde ciranta sıfatı ile—- imzasının bulunduğu, söz konusu imzanın —ait olmayıp oğlu—- ait olduğu, takibe konu çek üzerinde sahte kaşe ve sahte imza kullanılarak müvekkili şirketin ciro silsilesine dahil edilmiş olduğunu, oysa müvekkilinin davalıyla bir alışverişi bulunmadığının ileri sürüldüğü,—-tarihli grafolog bilirkişi raporuna göre takibe konu çek arka yüzündeki imzanın ——eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafın sahte imza düzenleyenler hakkında şikayette bulunmadığı, davanın İİK’nın 72. maddesi uyarınca, kambiyo senedi niteliğindeki çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, kambiyo senedi niteliğinde olan dava konusu çekin sebepten mücerret olduğu, —-maddesi uyarınca sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcı borcu aynı anda ifa ile yükümlü olduğu, çek ödeme aracı olduğundan, davacı çeki verdiğinde satışa konu malın bedelini ödediği, çek konusu malın da teslim alındığının kabulü gerektiği, bunun aksinin yazılı delille davacı tarafından ispatlanması gerektiği, davada ispat yükü üzerine düşen davacı taraf iddiasını usulüne uygun kesin delil ile ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72 maddesinin 4.fıkrası uyarınca; “…dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatı tedbir dolayısıyla alacağın geç almış bulunmaktan doğan zararlarının gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez yüzde yirmisinden aşağı olamaz.”
Benzer konuya ilişkin —– maddesi uyarınca ancak ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması halinde alacaklının alacağını geç almış olmaktan dolayı zararı isteyebileceğinden mahkemece tensip zaptı ile birlikte davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesine ve İcra İflas Kanunu’nun 72/2-4 maddesindeki koşullar oluşmamasına rağmen davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde gerekçelere yer verildiği anlaşıldığından somut olayımızda mahkememizin —— esas sayılı ihtiyati tedbir konulması yönünde ara karar kurulmuş ise de ilgili icra dairesinin —tarihli müzekkeremize cevap yazısında ihtiyati tedbir ara karar kapsamında herhangi bir işlem yapılmadığı bildirildiğinden icra takibinin ihtiyati tedbir kapsamında işlem yapılmadığı anlaşılmakla kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021