Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/391 E. 2021/401 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/391 Esas
KARAR NO : 2021/401

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “—— şubesi ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme kapsamında şirketin banka hizmetleri bankanın —— uygulamasından yürütüldüğünü, Ortaklar arasındaki uyuşmazlık sebebiyle banka şubesine mail gönderilerek işlemlerin müştereken verilecek talimatlar doğrultusunda yapılması bildirildiği, ayrıca noter ihtarnamesi ile de ihtar edildiğini, ancak talebin kabul edilmediğini, şirketin—işlemlerinin diğer ortağın eski eşi tarafından gerçekleştirildiğini, bu kişi tarafından şirket—– şirket hesabına iadesi ihtar edildiğini, ancak bir sonuç alınamadığın—- eylemleri hem mevzuata, hem şirket sözleşmesine hem de —- aykırı olmakla beraber; bu eylemlerin neticesinde TTK. 371. Ve 632. Maddeleri kapsamında hem şirket hem müvekkil hem de davalı diğer ortağın sorumluluğu doğacağı, Bu nedenlerle,——– temsile ve ilzama yetkili kişilerce — talimatlar çerçevesinde yerine getirilmesini, şirket ödemelerinin şirket çeki ve müşterek imza yolu İle yapılmasına ilişkin —- giderilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiği” iddia ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Değişiklik yapılan ana sözleşmenin 8.Maddesi gereği, ” Yapılacak işlemlerin geçerli olabilmesi için şirket unvanı altında şirketi — kişilerin imzalarının gerektiğini, iç Yönergeye göre , şirketin temsil ve salahiyeti ve yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya —– kişiye devredilebileceğini” Bu kapsamda müvekkil ve davacı tarafından —— davacının tek başına idare yetkisinin bulunmadığını, davacı hakkında belgelerin yetkisiz kişilerle paylaşılmasından dolayı——Başsavcılığına —- numaralı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Ayrıca müvekkil ile davacı arasında şirketin bölünmesi ve ortaklığın sonlandırılması—– imzalandığı, fakat davacı taraf protokole uygun hareket etmediğinden, gerekli işlemlerin yapılabilmesi için kayyım atanması talebiyle İstanbul Anadolu——– dava açıldığını, işbu davanın derdest olduğunu Bu nedenlerle, öncelikle 25.09.2020 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasını ve ilgili bankaya bu hususta müzekkere yazılmasını, esas yönünden davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yüklenmesini” savunmuştur.
Diğer davalı ——— vekili ise cevap dilekçesinde özetle “Davacının şirketin ——- olduğunu ve %50 oranında iki ortaktan biri olduğunu, Şirket ana sözleşmesinin şirket yönetimini ve dışarıya karşı temsilini yönetim kuruluna bıraktığını, bu kapsamda Yönetim Kurulunun, ana sözleşmenin 8.maddesine dayanarak , —— gerçekleştirilecek —- işlemleri yönünden şirketin temsil ve yönetimini —- — bahsi geçen yetkilendirme işleminde bulunan imzasına karşı nispi geçersizlik nedenleri olan hata, hile veya ikrah gibi bir neden ileri sürmemekte, mutlak geçersizlik iddiasında da bulunmamaktadır. Bu itibarla yapılan yetki devrinin ana sözleşmenin yönetim kuruluna verdiği bir hakka dayanması ve geçersizliği yönünde aksi bir iddianın da bulunmaması karşısında hukuka ve yasaya uygun olduğunu, Bu nedenlerle, öncelikle — tedbir kararının kaldırılmasını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yüklenmesini” savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Talep; —– giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından, mahkememizde açılan davanın devam eden yargılaması sırasında; davacı vekilinin 21.04.2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, duruşmada feragat beyanını yinelediği, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1. Davacının davasının FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2. Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3. Davalı vekilinin talebi doğrultusunda davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4.Yapılan masrafların masrafı yapan taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5.Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine İADESİNE,
6.Taraflar karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmedikleri için vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı