Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2022/539 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/386 Esas
KARAR NO:2022/539

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/09/2020
KARAR TARİHİ:22/09/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ GÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilİ şirket — işyerinde çalışanların kullanması maksadı ile ticari maksat güdülmeksizin ekte sureti sunulu —- günü —bedelle —adet— az kullanmasına rağmen—meydana imalat hatasından kaynaklı çökme oluşunca durumu davalı tarafa bildirip inceleyerek değiştirmelerini istediğini, davalı şirket yetkilileri uzun uğraşlar sonucu nihayetinde — günü de gönderdiği —aracılığı ile yaptığı kontrolde—- karşıdan bakıldığında sağ kenar da çökme mevcut, Tüketiciye Tamir onarımının önerildiği, tüketici tamir onarımı kabul etmediğini, birebir değişim istiyor ” şeklinde ekte sureti sunulu tutanak düzenlediğini, davalı tarafın kendi tespiti ile satılan ürünün hatalı olduğu sabit iken, tamir ve onarım yoluna gidilmesi TKKna aykırı olup, müvekkilin birebir değişim talebinin kabul edilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bu hususta— yapılan başvurumuz müvekkilin gerçek kişi olmadığı nazara alınarak, doğrudan yargı yoluna gitmesi gerektiği söylenerek alınmış ise de, anılan sebeple reddine karar verileceği söylendiğinden, Kusurlu ürünü satarak müvekkili satış bedeli tutarında zarara uğratan davalının zararımızın tazmini için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle ayıplı ürünü satan davalıdan satış bedeli —. sının ödeme günü— bu yana işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf; davaya konu ürünü — tarihinde satın aldığını beyan ettiğini, davacı tarafın — başvuru tarihi —son tutanak tarihi—tarihidir. Dava tarihi ise — tarihi olduğunu, davacı taraf davayı açarken Tüketici Kanunu’na dayandığını, ancak taraflar tacir olup, işbu davada TTK ve BK hükümleri uygulanması gerektiğini, ancak davaya Tüketici Kanunu hükümleri uygulanacak olsa dahi davacı taraf yine de zamanaşımı süresinden sonra işbu davayı açtığını,Hem Tüketicinin Korunması Kanunu’nda hem de Türk Borçlar Kanunu’nda ayıp isnadı ile ilgili davalar— yıllık zamanaşımı süresine tabi tutulduğunu, davacı taraf, zamanaşımı süresinden sonra dava açmış olup, davanın zamanaşımı sebebi ile reddini, davaya Konu Ürün Ayıplı olmadığını, Kaldı ki davacı taraf teslim anında ayıplı olduğunu iddia ettiği ürün ile ilgili olarak süresinde ayıp ihbarında bulunmamış ve zamanaşımı süresinden sonra işbu davayı açtığını, ürüne verilmek istenen garanti servis hizmeti ise bizzat davacı tarafından reddedildiğini, bu gerekçelerle davanın reddini ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dosyanın — konusunda — tevdi edilerek hazırlanan — raporunda özetle;” —tarihinde şikayete konu ürünün bulunduğu —yaptığım keşifte — ölçüsünde ki çift kat görünümde — cm kalınlıkta olan — marka— ayak ucundan bakıldığında sağ tarafı — cm eninde —boyunda bir kısmın yaylarının eksik olduğu, —sol yanı ile sağ yanı arasında güç bakımından belirgin bir fark olduğu tespit edilmiştir. —kullanıcı hatası olmadığı hatanın imalat kaynaklı eksiklikten kaynaklandığı kanaatine varılmıştır. Zaman aşımı konusunun ise firmaya yapılan başvuru tarihinin esas alınabileceğini, tamir konusunun da mümkün olduğu” şeklinde tespitte bulunmuştur.
—raporunda özetle; ” Davaya konu — ölçüsünde ki —yaptığım keşifte imalat hatası mevcuttur. Bu imalat hatası gözle görülememektedir, yükseklik farkı mevcut değildir. —kişilik olması ve tek kişi olarak kullanılması—hatasının tespitini geciktirmiştir. Bu gecikme üretici firmanın — yaptığı eksik imalatı kapatmamaktadır.— bu hata üretici için eksik /ayıplı imalat olarak değerlendirilir. Kullanıcı / Tüketici için gizli ayıp niteliğindedir. Çünkü gözle görülemeyen (yükseklik farkı olmadığı için) bu hata, — sağ tarafı kullanılınca ortaya çıkmaktadır. Tüketici — aldıktan—yıl sonra açıp kullarısa üretim hatası yine ortada olacak. — incelemek için—- göndererek — kontrol ettirirse böyle bir dava da olmayacak ve sorunun çözümüne odaklanılacaktır. Bu bağlamda tüketicinin —böyle bir hataya sebep olamayacağı da anlaşılacaktır. Sonuç olarak kanaatim: Tüketici —-tarihinden beri kullanmaktadır. —- olan bu eksiklikleri tamamlaması gerektiği yönündedir. ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirketin davalı şirketten satın aldığı ürünün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedel iadesi talebine ilişkindir.Mahkememizce çözülmesi gereken uyuşmazlık davacı şirketin çalışanlarının kullanılması amacıyla satın almış olduğu — ayıplı olup olmadığı, süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, davacının taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı,— ayıplı olması halinde davalının sorumluluğunun miktarı noktalarında toplanmaktadır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu —–hakkında alınan — raporu içeriğinden—- imalat hatasının gözle görülmediği, kullanıma bağlı olarak ortaya çıkabileceği, yay eksikliğine ilişkin imalat hatasının gizli ayıp olduğunun anlaşıldığı, ayıp ihbarının şekline ilişkin düzenleme bulunmadığı, davalı tarafça — tarihli kontrol formundan ayıbın süresi içerisinde yapıldığının görüldüğü,Davaya konu —faturası incelendiğinde davacı şirket adına alındığı, davacı tarafça şirketin ticari maksat dışında —aldığının ispatlanamadığı, davacı şirketin tacir olduğundan basiretli bir tacir gibi davranma yükümlüğünün bulunulduğu, tüketici hakem heyetine başvurunun zamanaşımı süresine kesmeyeceği, davalı vekilinin zamanaşımı definde bulunması nazara alındığında,TBK 154/2 maddesinin “Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da —- başvurmuşsa” şeklinde zamanaşımının kesileceğinin düzenlediği, —başvuru tarihi — ile son tutanağın imzalandığı tarih —tarihi arasında zamanaşımının duracağı, — tarihinde satın alındığı, ayıplı malda satılanın alıcıya devrinden başlayarak — yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, davacının ödeme yaptığı tarih —-tarihinde malın teslim edildiğinin kabulünden itibaren— tarihleri arasındaki durma süresi gözetilerek davanın — tarihinde açıldığı görülmekle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli —harçtan peşin yatırılan — harcın düşümü ile geri kalan— harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca —avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk ücreti olan —davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINADair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar Davalı vekilinin yüzüne karşı Davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.