Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/38 E. 2022/17 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/38 Esas
KARAR NO: 2022/17
DAVA: İstirdat (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/02/2020
KARAR TARİHİ: 11/01/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin—- tarihinde,——sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, Müvekkili, bu icra takibinden haberdar olamadığından, yasal süreyi geçirmiş ve borca itiraz edemediğini, Netice itibariyle takibin kesinleştiğini ve dosya kapsamında kesinleşen —– tutarındaki borcun, müvekkilden cebren tahsil edildiğini ancak davalı şirket ile müvekkili arasında, icra dosyasına konu olan borcu doğuracak hiçbir hukuki veya ticari ilişki bulunmadığını, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi tamamen maddi ve hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olduğunu, Mahkemece yapılacak yargılama sonucunda bu iddialarının sübuta ereceğini, müvekkilinin icra takibine konu edilen miktarda borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali ve cebren tahsil edilen tutarın istirdadını talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligat rağmen davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—- Sayılı dosyasına dvacı tarafından ödenen bedelin iadesine ilişkin istirdat davasıdır.
—-sayılı icra dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
—- sayılı dosyanızın infaz edilip-edilmediği, borçlu tarafından hangi tarihler de ne miktarda ödemeler yapıldığı, yapılan ödemelerde ihtirazı kayıt bulunup-bulunmadığı hususların icra dairesine sorulduğu ve müzekkeremize yanıt verildiği görüldü.
İstirdat davasının görübelmesi için birtakım şartların mevcıdiyeti gereklidir.Buna göre istirdat davasının şartları :1)Geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması
2)Borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması
3)Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olması
4)Maddi hukuk açısından paranın istenebilir olması
5)Davanın İİK 72/7. Maddesi uyarınca ——yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasıdır.
İstirdat davası İİK 72.maddesinde düzenlenmiş olup TBK’da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasından farklılık arz etmektedir.Sebepsiz zenginleşme kaynaklı açılacak davada ödemenin hataen yapıldığının ispatlanması gerekmekte olup istirdat davasında bu şart bulunmamaktadır .Çünkü istirdat davasına konu bedel cebri icra tehdidi altında ödenmiştir.Eldeki dava incelendiğinde borcun cebri icra tehdidi altında ödendiği ve icra takibi sırasında ödendiği,—— yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmektedir.İncelenmesi gereken husus ise borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödeyip ödemediğidir.Bu hususun irdelenmesi için ispat külfetinin düzenlendiği TMK 6 ve HMK 190.maddelerine baktıktan sonra taraflar arasındaki alım satım ilişkisi çerçevesinde tarafların ispat külfeti değerlendirilmelidir.
4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi : ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ”
6100 sayılı HMK’nın 190.maddesi : ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ”
Takip talebine konu alacak iddiasının açık hesap ilişkisine dayandığı görülmektedir.Taraflar arasındaki açık hesap şeklinde yürütülen ilişkide ise ticari ilişkiye konu hususun taşınır satışından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Taşınır satışına ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 209. Vd maddeleri uyarınca satıcının borcu taşınırın mülkiyetini geçirmek için zilyetliğinin devri satıcının edim yükümü iken ;semen ödeme borcu ise alıcının üzerindedir.Takibe konu alacak iddiasında alacaklı/davalı satıcı;borçlu/davacı ise alıcıdır.Buna göre mal alım satımı çerçevesinde malların teslim edildiğini ispat yükü takipte alacaklı olan davalıdadır.Davalının cevap dilekçesi vermediği,malları teslim ettiğine dair herhangi bir yazılı delil sunmadığı ve talimat yolu ile ticari defterlerinin incelenmesi istenmişse de ticari defterlerini de sunmadığı görülmekle malları teslim ettiğini davalının ispatlayamadığı görülmüş ve davacının ödemekle yükümlü olmadığı parayı cebri icra baskısı altında ödediği görülmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının yapmış olduğu her bir ödeme tarihinden itibaren temerrüdün oluştuğu görülmekle her bir ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de İİK 72.maddesi uyarınca açılan istirdat davalarında kötü niyet tazminatının öngörülmediği,yalnızca menfi tespit davası olarak açılıp İİK 72/6.maddesi uyarınca kanunen istirdat davasına dönüşen davalar açısından kötü niyet tazminatına hükmedilebileceği göz önüne alınarak kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde dava,menfi tespit ve istirdat olarak açılsa da HMK 33.maddesi uyarınca davanın yalnızca istirdat davası olduğu görülmüş ve yargılama bu yönde sevk ve idare edilmiştir.Celp edilen ödeme belgeleri göz önüne alındığında toplam ödenen ve istirdata konu olabilecek bedelin —- olduğu görülmüş ve arta kalan talebin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;— sayılı dosyasına davacı tarafından ödenen ——- kısmına—– tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 4.853,93‬ TL lik kısım yönünden alınması gereken 331,57 TL harçtan peşin alınan 83,60TL harcın mahsubu ile bakiye 247,97 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 83,60 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T. 13/2’ye göre alınması gereken 4.853,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40 başvuru harcı ve 170,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 224,40 TL’den kabul-red oranına göre belirlenen 222,51 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kabul red oranına göre belirlenen—- Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen — Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2022