Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/376 E. 2023/251 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/890 Esas
KARAR NO : 2023/372

DAVA : Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-2012 yılında —–tarafından kurulduğu, 2016 yılında—– tarafından satın alındığı,—–olarak bilinen öğretim kurumlarıırı uzun süredir mali sıkıntılar içinde olduğu, davacı müvekkilinin sahibi olduğu ve işlettiği bu öğretim kurumlarının taraflar arasında akdedilen 06.10.2020 tarihli Sözleşme (“Devir Sözleşmesi”) ile davalı şirkete devredildiği, ilgili dönemde davalı şirket hisselerinin %100 oranında —– bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 06.10.2020 tarihli devir sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin asli ediminin okulların devrini sağlamak iken davalı şirketin asli ediminin ise müvekkili şirket adına doğmuş ve doğacak borçların ödenmesi ile davacı müvekkilini söz konusu borçlardan kurtarmak olduğu, devir sözleşmesi kapsamında davacı şirketin davalı şirkete işbu dilekçe ekinde bilgileri sunulan okul işletmelerini, karşılığında hiçbir bedel almaksızın devretmeyi taahhüt ettiği ve söz konusu devir işlemlerinin —-. Noterliği nezdinde gerçekleştiği, buna mukabil davalı şirketin de—–. Noterliği nezdinde devredilen tüm okul işletmeleri karşılığında herhangi bir bedel ödemek yerine müvekkili şirketi borçlarından kurtarma yükümlülüğü altına girdiği, bir diğer ifade ile okulların devri edimi karşılığında davalının asli sorumluluğu ve sözleşmesel ilişkinin temelinin; müvekkilin doğmuş ve doğacak borçlarından davalı tarafından kurtarılması şeklinde kararlaştırıldığı, davacı müvekkilinin davalı ile imzalamış olduğu devir sözleşmesi nedeniyle herhangi bir ücret ya da devir bedeli almadığı, devir sözleşmesinin incelendiğinde de sözleşmenin amacının devredeni borçlardan kurtarmak olduğunu ve bu saikle imzalandığını, işbu devir sözleşmesinin akdedilmesinden sonra —– davalı —–hisselerini —– ve—–devrettiği, hisselerin dolaylı olarak —— tarafından devralınmasından sonra davalı şirketin devir sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemeye başladığı ve davacı müvekkil şirketi hukuken ve fiilen çok zor durumda bıraktığı, ticari hayatının durmasına sebebiyet verdiği, ilgili devir sözleşmesi tahtındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için davacı müvekkili tarafından davalıya hitaben —– Noterliğinin 14.04.2022 tarih ve—–numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, bu ihtarname ile davalı şirketin, devre konu okul işletmelerinin müvekkili şirket adına doğmuş ve doğacak olan borçlarını ödemediği, müvekkili şirket aleyhine açılan dava icra takiplerinin 08.02.2022 tarihinden bu yana istifa göndermek suretiyle takipsiz bıraktığı, istinaf harçlarını yatırmadığı ve bu sebeple müvekkili şirketi hak kaybına uğrattığı; müvekkili şirketin 480.000.000,00 TL’yi aşkın —— ve vergi borçlarını ödemediği, 30.000.000,00 TL’yi aşkın personel ve tedarikçi borçlarını da ödemediğini, böylece davalının sözleşmede anılan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğinin ihtar edildiği, devamında ise davalı şirketin temerrüt halini gidermemesi nedeniyle bu kez, —– Noterliği 28.04.2022 tarih ——yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiği ve taraflar arasında akdedilen sözleşmelerden ayrı ayrı dönüldüğü ve devir konusu işletmelerin, markaların, okulların ve demirbaşların iade edilmesi gerektiği hususlarının davalıya ihtaren bildirildiği, davalı şirketin, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile üstlenilen; müvekkili adına ödenmesi taahhüt edilen borçlar ile diğer kamu borçlarına ilişkin yükümlülüklere aykırı davrandığı, ödenmesi taahhüt edilen borçların hali hazırda ödenmemiş olduğu, müvekkilinin birden çok haciz işlemine maruz kaldığı, davalı şirketin 19.10.2022 itibariyle sadece vergi borcunun toplam 214.016.644,21-TL miktarına ulaştığı, sözleşmede kararlaştırılan 250.000.000 TL’lik kısmında çok daha üstünde olduğu ve davalı şirketin bu sebeple de sözleşmede taahhüt ettiği borcunu ifa etmediğinin anlaşılacağı, sözleşmede kararlaştırılan müvekkili şirketin özel hukuk ilişkileri ile kamu borçlarını ödememesi nedeniyle müvekkili şirket ve yöneticileri aleyhine 1000’in üzerinde yasal takip başlatıldığı, dolayısıyla davalı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı davranarak, okul işletmelerine ait ödemeyi taahhüt ettiği kamu borçlarını ödemediği ve bundan kaynaklı haciz işlemlerinin uygulanmasına sebebiyet verdiğini, davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerin ihlali nedeniyle, halihazırda devredilen okulların davacı müvekkilin hak sahibi olduğu —— esas unsurunu içeren marka altında işletilmekte olduğu, işbu dosya üzerinden yapılacak yargılama neticesinde tespit edilecek tutarda haksız ve hukuka aykırı olarak gelir elde edilmekte olduğu, devir sözleşmesinin ihlali ve bununla bağlantılı olarak sözleşmeden dönme ile birlikte müvekkili şirketin uğramış olduğu menfi zararların hesaplanması talepleri olduğu, müvekkili şirket tarafından davalıya devredilen devir sözleşmesine konu okullara ait ruhsatların davalı tarafından her an devredilme ihtimali bulunduğundan, sözleşme kapsamındaki okulların devrinin önlenmesine yönelik HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı tarafından davalıya devredilen ve dava konusu edilen ve dilekçesinde EK-2 olarak sunulan—— Noterliği nezdinde davalı şirkete devredilen okulların ruhsatları üzerine üçüncü kişilere devrinin engeller mahiyette teminatsız şekilde tedbir kararı verilmesini ve tedbir kararının —– yazılacak müzekkere ile bildirilmesini, taraflar arasında akdedilen 06.10.2020 tarihli sözleşme ile işbu sözleşmeye bağlı olarak imzalanan resmi yazılı noter devir sözleşmelerinden haklı nedenle dönüldüğünün tespitine, davalı şirkete işbu sözleşmeler çerçevesinde devredilen malvarlığı değerleri ile menfaatlerin davacı müvekkile iadesine ve HMK’nın 107. maddesi uyarınca yapılacak yargılama ve toplanacak delillere göre tam olarak belirlendiğinde arttırılmak üzere; davacı müvekkilinin uğradığı menfi zararların ve sözleşmelerin fesih tarihinden karar tarihine kadar tüm hak ve menfaatlerin kullanılması nedeniyle elde edilen haksız kazançların 501.000,00 TL’sinin 29.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tazminine, davalı şirketin haksız eylemleri neticesinde müvekkili şirketin uğradığı zararların karşılığı olarak 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, HMK madde 329/2 uyarınca, davalı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili—-2002 yılından bu yana — önde gelen eğitim kurumlarından biri olduğu, toplamda 100 kampüsü ile halihazırda eğitim faaliyetlerine devam eden—–sahibi ve işleteni olduğu, taraflar arasında imzalanan işletme devri sözleşmesinin 06.10.2020 tarihinde yürürlüğe girdiği, işbu sözleşmenin Devir – Kapsamı – Devir Bedeli – Mahsup Hükümleri – Sorumluluklar başlıklı IV. Maddesi ile davalı – devreden şirketin sözleşme ile kararlaştırılan malvarlığı değerleri, işletmekte olduğu kampüs – okullar, sahibi olduğu fikri ve sınai haklar ile alacaklarının tamamının Müvekkili – devralan şirkete devir ve temlik edildiği, davalı şirket nezdinde ——-okullarına ait herhangi bir demirbaş ve/veya marka hakkı ve/veya işletme ve/veya işlem kalmadığı, mahkemece davacı tarafın verilen kesin süreye rağmen, tedbir talebine konu olan, işletme ve menfaatlerin kendisine iadesi talebiyle ikame ettiği dava için harca esas değer göstermediği ve bu davayı harçlandırmadığını, bu itibarla davacının tedbir talebinin incelenmeden, davanın usulden reddi gerektiği, davacının haksız iddialarının aksine müvekkili şirketin işletme devir sözleşmesinden doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiği, işletmelerin devralmasından bu yana davacı şirkete ait yaklaşık olarak 5 milyar türk lirasından fazla borcun ödenmesinin ve/veya yapılandırılmasının sağlandığı, davacının tedbir talebinin reddine, arabuluculuk tutanak aslı verilen kesin süre içerisinde sunulmadığından davanın usulden reddine, davacının talep sonucu açık ve net olmadığından, mahkemece verilen kesin süreye riayet edilmediği de dikkate alınarak davanın usulden reddine, aksi halde açılmamış sayılmasına, işletme ve menfaatlerin iadesi talebi yönünden harca esas değer gösterilmeyen ve harçlandırılmayan davanın usulden reddine, aksi halde ise açılmamış sayılmasına, harçlandırılmayan 100.000-tl tutarlı manevi tazminat talebi yönünden davanın usulden reddine, aksi halde ise açılmamış sayılmasına, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine, —–Esas sayılı dosyası dikkate alınarak işbu davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine, davacının aciz ve ödeme güçlüğü içerisinde olduğundan, HMK’nın m.84/1-b hükmü uyarınca 2.000.000,00 tl teminatı dosyaya yatırması için kesin süre verilmesine, davanın esas bakımından reddine, HMK’nın 329/1.maddesi gereğince hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan davacı tarafından, müvekkilince işbu davanın takibi için taraflarına vekâlet ücretinin tamamını ödemeye mahkum edilmesine, 6100 sayılı hmk 329/2.maddesi gereğince de kötü niyet sahibi davacının 15.000-TL’den az olmamak üzere disiplin para cezası ile mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları yukarıda özetlenmiş olup davacı davasında özetle taraflar arasında aktedilen 06.10.2020 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye bağlı olarak imzalanan resmi yazılı noter devir sözleşmesinden haklı nedenle dönüldüğünün tespiti, menfi zararların ve sözleşmenin fesih tarihinden karar tarihine kadar tüm hak ve menfaatlerin kullanılması nedeni tazminatla ve manevi tazminat talep etmiştir.Mahkememizin 18.11.2022 tarihinde düzenlenen tensip zaptının—— numaralı ara kararı ile ” 10-Davacının harca esas değeri 501.000 TL olarak belirttiği ve bu miktar üzerinden harç yatırdığı ancak davada 100.000 TL de manevi tazminat talebi bulunduğu, bu talep yönünden harç yatırmadığı anlaşılmakla davacı vekiline bu miktar üzerinden hesaplanan 1.707,75 TL nispi harcı yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi taktirde bu talep yönünden 492 sayılı harçlar kanununun 28 ve 32. Maddeleri gereği dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına ( İhtarın iş bu tensip zaptı tebliği ile yapılmasına ) ” şeklinde ara karar oluşturulmuş davacı yanca verilen kesin süre içerisinde harç yatırılmamıştır. Bu taleple ilgili mahkememizin 26.12.2022 tarihli ara kararı ile dosya işlemden kaldırılmış 3 aylık yasal süre içerisinde de davanın yenilenmediği görülmüştür.
Mahkememizin 18.11.2022 tarihinde düzenlenen tensip zaptının ——numaralı ara kararı ile ” Davacının dava dilekçesindeki taleplerinden birinin 06.10.2020 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye bağlı olarak imzalanan resmi yazılı noter devir sözleşmesinden haklı nedenle dönüldüğünün tespiti ve davalıya devredilen mal varlığı değerleri ile menfaatlerin davacıya iadesine ilişkin olduğu ve bu talebin de nispi harca tabi olduğu, davacı yana bu talep için harca esas değeri belirtmek ve belirttiği bu talep üzerinden nispi harcı ikame etmek üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi taktirde bu talep yönünden 492 sayılı harçlar kanununun 28 ve 32. Maddeleri gereği dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına ( İhtarın iş bu tensip zaptı tebliği ile yapılmasına ) ” şeklinde ara karar oluşturulmuş davacı yan verilen kesin süre içerisinde bu talebine ilişkin yazılı beyanda bulunmamış, harcını yatırmamıştır. Bunun üzerine mahkememizin 26.12.2022 tarihli ara kararı ile bu talebin de işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. İşlemden kaldırmaya dair ara karar davacı vekiline 01.01.2023 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 3 Aylık yasal süre içinde davanın yenilenmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 18.11.2022 tarihinde düzenlenen tensip zaptının —— numaralı ara kararı ile ” 6100 sayılı HMK’nın 119. Maddesi gereği dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlardan birinin de ” ğ” bendinde yazıldığı üzere ” AÇIK BİR ŞEKİLDE TALEP SONUCU ” olduğu, Davacının dava dilekçesinde sözleşmeden dönme nedeni ile uğranılan menfi zararlar ile sözleşmelerin fesih tarihinden karar tarihine kadar tüm ve hak ve menfaatlerin kullanılması nedeni ile haksız kazançlar için toplamda 501.000 TL talepte bulunduğu, bu taleplerin her birinin bağımsız bir dava konusu olduğu , bu talepleri ayrıştırmadığı, hangisi için ne kadar istediğini belirtmesi gerektiği anlaşılmakla davacı vekiline talebini ayrıştırmak için 6100 sayılı HMK’nın 119/1-ğ maddesi uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmesine, aksi taktirde HMK 119/2. Madde ve fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA ( İhtarın iş bu tensip zaptı tebliği ile yapılmasına ) ” şeklinde ara karar oluşturulmuş olup tensip zaptı davacıya usule uygun tebliğ edilmesine rağmen verilen kesin süre içinde ara karar gereğinin yerine getirilmediği açık bir şekilde talep sonucunun belirlenmediği, mahkemeye bu hususta yazılı bir beyanda bulunulmadığı, taleplerin ayrıştırılmadığı anlaşılmıştır.Mahkememiz tensip zaptında dava dilekçesindeki eksiklikler tek tek tespite dilmiş davacı vekiline eksik hususları gidermesi hususunda ayrıntılı ara kararlar oluşturulmuş ancak davacı yanca verilen kesin süre içerisinde mahkeme ara kararları gereği yerine getirtilmemiştir. Davacının 06.10.2020 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye bağlı olarak imzalanan resmi yazılı noter devir sözleşmesinden haklı nedenle dönüldüğünün tespiti ve davalıya devredilen mal varlığı değerleri ile menfaatlerin davacıya iadesine ve manevi tazminata dair talepleri mahkememizin 26.12.2022 tarihli ara kararı ile işlemden kaldırılmış, işlemden kaldırma ara kararı davacı vekiline usule uygun tebliğ edilmiş keza tensip zaptı —— nolu ara karar gereği de yerine getirilmediği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın başlangıçta peşin olarak alınan harçtan mahsubu ile bakiye 8.375,93 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı harç ve giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesinin 7.maddesi uyarınca tayin ve takdir edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Esas kaydının bu şekilde KAPATILMASINA,
8—— bütçesinden karşılanan 1.560 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.