Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/359 E. 2021/532 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/359 Esas
KARAR NO : 2021/532

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davacı ile davalı arasında—- sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında taraflar arasında — kurulduğunu, fiilen çalışmaya başlandığını, ödenmeyen faturalar —ile borçlu aleyhine icra takibi başlatılmış borçlu takibe haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkiliye borçlu bulunan ve haksız yere fatura borcunu ödemeyen davalı borçlunun borcunu ödemesi, haksız itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı için iş bu davanın açılması —-, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ——fatura alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin borçluya 26/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun süresi içerisinde 04/03/2020 tarihinde itiraz dilekçesi sunarak takibi durdurduğu görülmüştür.
—– Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
—- tarihli ara karar ile dosyanın —— uzman bilirkişi ——edilerek taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı ile davalı arasında ————-konusunda yazılı sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre davalının yapacağı ödemelerin şekil şartı olarak —– olması şartına bağlandığı, davalının — dışında yapmış olduğunu ileri sürdüğü ödemelerde — olmadığı, davacı tarafından, dava dışı şahsa verilmiş — talimatın dosyada mevcut olmadığı, taraflar arasında —nedeniyle bir çekişmenin mevcut olmadığı, davacının vermiş olduğu — davalıdan adet fatura bazında toplam 9.084,30TL alacaklı olduğu, tarafların arasındaki sözleşme ile faturalara ait ödeme vadelerinin belirlendiği, fatura bazında yapılan ödemeler sonucu davacının ödenmeyen faturalar için yukarıda her biri için farklı olarak hesap edildiği üzere toplamda 172,30TL işlemiş faiz talep edebileceği, davacının takibin devamını — Bu alçağına da takipteki taleple bağlılık gereği yıllık %13,5 oranında faiz talep edebileceği sonuç ve görüşüne varılmıştır.
—– dosya işlemden kaldırılmıştır.
Davacı vekilinin ——tarihli dilekçesi ile yenileme talebinde bulunduğu görülmüş ve dosya yenilenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, —- kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ———-aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Tarafların yargılama sürecinde ileri sürdüğü iddialar ve savunmalar doğrultusunda faturalara konu hizmetin verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık bedelin ödenip ödenmediği konusundadır.Davalı tarafından sunulan ödeme makbuzlarında ödemeyi alan kişi olarak gösterilen taraf davacı değildir.Ödemeyi alan olarak gösterilen şahsa davacı tarafından verilmiş tahsil — dosyada delil bulunmamaktadır.Dolayısıyla davalı tarafından davacı —— yapıldığı dile getirilen ödemelere ilişkin —-alan——–ödemelerin davacıya yapıldığı kabul edilmemiştir.Davacı tarafından—–ödeme yapılması gerektiğine ilişkin talimat bulunmadığı ve talimat verildiği hususunun davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmıştır.Hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikte bilirkişi raporunda yapılan hesaba ilişkin tespitler göz önüne alınarak davacının 9.084,30 TL asıl alacak + 172,30 TL işlemiş faiz olmak üzere alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Her ne kadar davalı tarafından ödemenin yapıldığı dile getirilen —- yemin teklif edilmiş ise de davalının rapora itiraz dilekçesinde dava dışı ———- yemin teklif ettiği ancak yeminin yalnızca dava tarafları arasında ileri sürülebilecek bir delil olduğu ve bir an için davalının dilekçesinde ve duruşmada beyan ettiği — yorumu dışında yorum yapılacak olsa ve asıl iradenin tanık delili olarak ileri sürülmesi kabul edilecek olsa bile süresinde verilmiş bir cevap dilekçesi bulunmadığından ve davacı vekili tarafından bir nolu celsede sonradan sunulacak delillere muvafakat etmediklerini bildirdiğinden davalının talebi reddolunmuştur.
Alacağın likit olması konusunu —– kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın —– kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir —– hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının — belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davacı tarafın takip talebinde yıllık %13,5 oranında temerrüd faizi talep ettiği görülmekle taleple bağlılık ilkesi gereğince avans faizi yerine davacının talebi doğrultusunda faiz işletilmek suretiyle takibin devamına karar verilmiştir.
Yukarıda beliritlen —— taraf ticari defterlerinin incelenmes,i sonucu oluşturulan yeterli teknik nitelikte bilirkişi raporu hükme esas alınarak aşağıda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
——— esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 9.084,30 TL asıl alacak + 172,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.256,60 TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip talebi doğrultusunda takip tarihinden itibaren faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 9.084,30 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 9.256,60 TL lik kısım yönünden alınması gereken 632,31 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 461,53 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ———göre alınması gereken 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 73,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 873,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 808,56 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kabul red oranına göre belirlenen ——- davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen ————— davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.