Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2021/483 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2021/483

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirket tarafından ihtarname —-yolu ile gönderilen yazıda ‘müvekkil ile aranızda her ne kadar yazılı bir sözleşme bulunmasa da ————— tarihine kadar geçen sürede — ücretinin doğduğu, işbu ücretin ekte aslı iade —- bedelli fatura ile müvekkilimize yansıtıldığı, işbu fatura bedelinin 3 iş günü içerisinde ödenmesinin ihtaren bildirildiği’ belirtilmiş, ekinde fatura aslı gönderildiğini, davalı şirket bu kerre iade edilen faturadan dolayı alacaklı olduğu iddiası —– sayılı dosyasından müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili şirket ticari hayatını devam ettirebilmek —— kredi başvurusu yaptığından davaya konu icra takibi olduğu belirtilerek müvekkil şirkete kredi onayı verilmemiş, müvekkil şirket — uğradığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:– açılabilmesi şartlarından ——–icra tehdidi sebebiyle ödenmiş olması olması gerektiğini, paranın cebri icra tehdidi nedeniyle ödenmiş sayılması için, takip kesinleştikten sonra takip borçlusunca para ödenmesi gerektiğini, davacı aleyhine başlatılan——- dosyası davacı——— icra takibine itirazları sonucu takip durduğunu ve haciz tehlikesi ortadan kalktığını, bu kapsamda davacı tarafça yapılan ödeme borcun ikrarı niteliğinde olduğunu, dolayısıyla İstirdat davası şartları oluşmadığından bu yönüyle dahi esas incelemesi yapılmaksızın davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket ve davacı taraf arasında her ne kadar yazılı bir sözleşme bulunmasa da bilindiği üzere, taşımaya ilişkin —- senetleri ve —–hukuk kuralları ——- sözleşmelere—– yapılmış —– yerine geçmekte olduğunu, bu kapsamda müvekkili—- ile davacı ——— arasında——akdedildiği şüpheye mahal vermeyecek derecede açık olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—————sayılı dosyasına davacı trafından —— kayıtla yapılan ödemenin iadesine ilişkindir.
———————-Esas sayılı takip dosyası celp edildi.
—- tarihinde —— gelen———–celp edildi.
10/11/2020 tarihli ara karar ile dosyanın —- konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —— tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
———– —–bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu olayda —————- davacı ————olduğu, davalının —- — —————–kendisine tanınan ———— iade etmediği bu nedenle meydana gelen ————ödeyeceğini daha önceden yazılı olarak taahhüt ettiği, davalının düzenlemiş olduğu ———————–yerinde olduğu, davacının almış olduğu —————–kendisine ayrılan ———- karşılığında oluşan ————- —- zorunda olduğundan, icra takibiyle ödemiş olduğu fatura tutarını istirdat edemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
————duruşma ara kararında———- —– ile faturalara konu ve takibe ———–farklı olduğu,———– ise şirket unvanı olarak yalnızca ————— yazıldığı —— bulunmadığı görülmekle; —————— yer alan ——–göz önüne ——–cevabı, ———– dosya kapsamındaki deliller göz önüne alınarak alıcının borçlu şirket olup olmadığı hususun tespiti için ———— önüne alınarak ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 03/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
03/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Davalının—- hizmeti ———- davacı olmadığının,—— davacı ile sadece isim benzerliğinin bulunduğu, ancak ayırt edici ——–adreslerinin farklı olduğunun anlaşılması ile davacının davalıdan takip konusu yapılan hizmeti almadığının sübuta erdiği, davacının almadığı hizmet nedeniyle———— takip sonucu davalıya ödemiş olduğu tutarı istirdat edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davanın esası açısından mahkeme tarafından yapılacak ilk tespit davanın niteliğidir.İstirdat davasının şartlarından biri ödenen bedelin cebri icra tehdidi altında ödenmesidir.Talebe konu icra dosyasında itiraz ile birlikte takip durmuş olmakla borçlu tarafından yapılan ödeme sonrası — açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.Ancak davacı tarafça bedelin iadesi istendiğinden ve maddi vakıların davacı tarafça bildirileceği ancak uygulanacak hukukun —- belirleneceği göz önüne alınarak 6098 sayılı TBK’nın 77.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı göz önüne alınmalıdır.—- Sayılı kararında ” Uyuşmazlık, davanın İİK’nun 72/7 maddesine dayalı istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme ——– dayalı bir dava mı olduğu yönünde toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 331. (HUMK md. 76) maddesine göre; “—–, Türk hukukunu ——- uygular.” Belirtilen yasa hükmü uyarınca bir davada olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirmesi ——– ait bir görevdir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, somut olayın değerlendirmesine gelince; İİK’nun 72/7 maddesine dayalı istirdat davasının borçlu tarafından açılması gerekirken olayımızda davacımızın borçlu durumunda değil aksine önceki alacaklıdan alacağı temlik alan alacaklı durumunda olduğu gözetildiğinde davanın İİK’nun 72/7. maddesinde düzenlenen istirdat davası olarak nitelendirilemeyeceği, sebepsiz—-alacak davası olduğunun kabulü gerektiği düşünülmeden yazılı yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmaması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararına yönelik bozma kararı vermiştir.—— uygulayacağı göz önüne alınarak davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade davası olduğu kanaatine varılmıştır.Esas yönünden—— yazılan müzekkereye verilen cevapta alıcı —-olduğu ancak takipte borçlu olarak eski unvanı—– olan davacı firmanın gösterildiği her iki şirketin farklı şirketler olduğu,—davacı firma unvanının bulunmadığı ve davacı şirket ile — yazılan müzekkereye verilen cevapta yer alan diğer şirketten hangisine ait olduğu şeklinde ayırt edici ibarenin bulunmadığı görülmekle eldeki dosyaya kazandırılan — cevabi yazısı ile takibe konu hizmetin borçlusunun dava dışı şirket olduğu anlaşılmıştır.6098 sayılı TBK’nın 77.maddesi uyarınca davacının yapmış olduğu ödeme ile sebepsiz zenginleştiği tespit edilmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.Nitekim ek rapor ile tespiti talep edilen hususlarda bilirkişi tarafından yapılan tespitler ile de hizmete konu şirketin davacı şirket olmadığı,dava dışı ünvan benzerliği bulunan şirket olduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında 6098 sayılı TBK’nın 77 vd. Maddeleri uyarınca davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
————- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.564,68 TL harçtan, peşin yatırılan 641,18 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.923,5 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 641,18 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 75,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.516,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —– göre 5.631,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6——– ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı