Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/355 E. 2021/111 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/355 Esas
KARAR NO : 2021/111

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket;—-sunmasına ve kullandırmasına rağmen davalı tarafın aldığı hizmetten kaynaklı borcunu ödemediğini, müvekkili şirketin ödenmeyen fatura bedellerinin tahsilinin sağlanması amacıyla İstanbul Anadolu — İcra müdürlüğünün —-esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının fatura borcuna ilişkin itirazda bulunduğunu beyan ederek, davalı şahıs adına kesilen faturalar, müvekkili şirket tarafından sağlanan hizmet karşılığında davalının borcunu ödemediği gerçeği ile alacağın varlığı ve belirlenebilir olduğu sebebiyle icra takibine konu vaki alacağı haksız yere itirazı bulunan davalı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafın dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Dava ve delil dilekçeleri, İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğünün —- esas sayılı icra dosyası, —————– tarihli cevabi yazısı, ——— tarihli yazı cevabı, faturalar ve tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Taraflar arasında davacının sözleşme olmaksızın elektrik kullanımında bulunup bulunmadığı, davalıya yapılan borç tahakkukları gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptal edilip edilemeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşıldı.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
“Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise;dosya kapsamına alınan davacıya ait abonelik türünü gösterir kayıtlar incelendiğinde davacının,davalı ————- olduğu anlaşılmakla,taraflar arasındaki sözleşme tüketici işlemi niteliğinde olmadığından davacının’—- ‘’ olması halinde eldeki davaya ‘’——— olarak bakılması gererkirken ‘— bakılıp neticelendirilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.” (Y. —.HD —–
Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; TTK 4/1 maddesine göre bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da 4/2 maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği, her ne kadar davaya konu elektrik enerjisinin kullanıldığı yer abonelik türü ticarethane grubu aboneliği olarak görülse de; davalı tarafın tacir olup olmadığına ilişkin mahkememizce yapılan araştırmada —————– yılında ticari faaliyetlerini terk ettiği, kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle davalı asilin tacir olmadığı bu haliyle huzurdaki davanın ticari dava tanımına uymadığı ve genel mahkemelerin yetkili olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
4-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.