Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2021/52 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/448 Esas
KARAR NO : 2021/27

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- —-ortağı olduğunu, ilgili şirket ————- tarihinde —- işlemine tabi tutulduğunu,—– — —– arsa paylı mesken nitelikli taşınmazın gayrımenkulü olduğu öğrenilmiş ve şirketin sınırlı tasfiyesi için İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesinde —— Karar ile Şirketin ——– tasfiye memuru olarak atanması için dava açıldığını, neticede dava kabul edilerek kesinleştiğini ancak dava sonrasında ilgili şirkete ait gayrımenkuller ve araç kaydı tespit edildiğini, yine gayrimenkuller için aynı şekilde şirketin ihyası ve tasfiye memurluğu için dava açıldığını, İstanbul Anadolu— Asliye Ticaret Mahkemesince ——. İle dava kabul edilmiş yukarıda belirtilen menkul ve gayrımenkullerin satışı için şirketin ihyasına karar verildiğini ancak verilen kararda şirket ihyasına karar verilmişse de işlemlerin yapılması için tasfiye memuru olarak bir görevlendirme yapılmadığını, ilgili şirket re’sen terkine girdiğini, geçen süre içerisinde yönetim kurulunda bulunan —— öldüğünü, —- kayıtlarında tasfiye halinde olan şirket için işlemlerin yapılabilmesi için şirket ortaklarından müvekkil —— tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiştir.
CEVAP : Davalılara meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı ——- şirket adına kayıtlı taşınmaz olması nedeni ile İstanbul Anadolu —. ATM’nin ————Sayılı dosyasında —— ihyasını talep etmiş mahkemece dava kabul edilmiş ve davacı ——– bu davada şirkete tasfiye memuru tayin edilmiştir. Davacı şirket adına kayıtlı araç ve başkaca gayrımenkuller olduğunu tespit edip bu defa bu araç ve gayrımenkullerin satış işlemleri için İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret mahkemesinin —-. Sayılı dosyasında şirketin ihyasını ve tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiş, mahkemece şirketin ihyasına karar verilmiş ancak davacının tasfiye memuru olarak atanması yolundaki talebi şirketin TTK’nın geçici 7. Maddesi gereği tasfiye olması bu nedenle tasfiye memuru atanmasına gerek olmaması gerekçesi ile red edilmiştir. Davacı eldeki bu davada İstanbul Anadolu————-. Sayılı dosyasında belirtilen gayrımenkullerin ve aracın satış işlemlerinin yapılabilmesi için tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiştir.
İstanbul BAM —————- Sayılı ilamında “….. davaya konu kayıt silme işleminin 6102 sayılı T.T.K.’nın geçici 7. maddesine istinaden yapıldığını,…….Sicil kayıtları incelendiğinde; —– karar tarihinden önce —-tarihinde sicile tescil edilerek sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmaktadır.Tüm dosya kapsamından; terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin hüküm istinaf edilmemiştir. Her iki yan vekili tasfiye memuru atanması isteminin reddine ilişkin kısımları istinaf etmektedir. Terkin edilen şirket adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğunun sunulan tapu kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmasına göre T.T.K.’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunludur.Ancak tüzel kişiliğin ihyasına karar verildiği halde tasfiye memuru atanmaması T.T.K. 547. maddeye aykırı olduğundan davacı vekilinin tasfiye memuru atanmasına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmüş, açıklanan nedenlerle hükmün kaldırılarak şirket ortağı davacı — tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. ” gerekçesi ile verilen kararı bozmuştur.
Yargıtay ——…6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde 4. fıkrası c bendi nazara alındığından sermayenin yasal hadlere çıkarılmaması nedeniyle münfesih sayılan şirketler bakımından basit tasfiye ve terkin sürecinde ihya davası yoluyla tasfiyeden dönme imkanının yasal olarak bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Ancak, tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verildiğine göre, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince mahkemece, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken bu hususlarda olumlu veya olumsuz karar verilmeksizin kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak sadece, şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi doğru olmamış, bu husus 1086 sayılı Hukuk Usulü Mukameleri Kanunu’nun 439/2. maddesi uyarınca kanunun açık hükmüne aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile benzer durumlarda nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Her ne kadar ihyasına karar verilen şirket TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden terkin edilmiş ise de adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul bulunduğundan ek tasfiye işlemleri yapılması zorunludur. Söz konusu aracın ve taşınmazın satış ve devir işlemlerinin yapılabilmesi için tasfiye memuru atanması şarttır. Nitekim ihya kararı da zaten tasfiye amaçlı ve tasfiyeyle sınırlı olarak verilmiştir. Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK ÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE;
İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- kesinleşme tarihli kararında belirtilen ihyasına karar verilen —— sicil numarasında kayıtlı———— isimli şirket adına kayıtlı olan, yukarıda belirtilen mahkemenin gerekçeli kararında belirtilen araç ve gayrımenkullerin satış işlemlerinin yapılması için davacı ———şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına,
2-Karar kesinleştiğinde kararın ——– ilanına,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı——— yasal hasım olduğundan ve diğer davalı yönünden davacının yargılama gideri talebi olmaması nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
6-Davacı yanca vekalet ücreti talebinde bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldi