Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/320 E. 2022/10 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/320 Esas
KARAR NO: 2022/10
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 25/08/2020
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- arasında imzalanan — müsteniden kredi kartı verildiğini, davalı ve diğer davalı kefiller kredi kartı borcunu ödemediklerini,— ihtamamesi ile alacağın ödenmesi konusunda ihtarname keşide edildiğini, Tüm çabalara rağmen, borç ödenmediğinden —- alacağın tahsili talebi ile davalı hakkında genel haciz yolu ile icra takibine başlanıldığını, Davalının aleyhinde başlatılan icra takibindeki borca , faize ve sair hususlara itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuğa başvrulduğunu, fakat anlaşıma sağlanamadığını, Davalının itirazının haksız ve alacaklarının tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına ve alacaklarının —- az olmamak üzere davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesi talebiyle işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, İfade ederek davanın kabulü ile alacağın takip talebinde yazılı faiz ve ferileriyle tahsiline, takibe itirazın iptaline ve devamına , davalının —-az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının Dava dilekçesinde taraf olarak —– gösterildiğini, — göre banka şubelerinin genel müdürlükten ayrı bir tüzel kişilikleri bulunmadığından, kendi adlarına veya genel müdürlüğü temsilen bir davada taraf olmalarına olanak bulunmadığı gibi, temsili de söz konusu olmadığını, aksini kabulünde dahi dava konusu kredi sözleşmelerini akdeden şube —- olduğunu, şu halde tüzel kişiliği bulunmayan ve dava konusu işlemi bizzat yapmayan—– açmış olduğu işbu davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, Davaya konu kefalet sözleşmesinin şekle aykırı olarak akdedildiğini, usule aykırı olarak akdedilen dava konusu sözleşmenin aslının — istenilmesinin talep ettiklerini, —tebliğ şerhinden de anlaşılabileceği üzere temerrüde esas ihtarnamenin, ——- usulüne uygun tebliğ edilmeden dava yoluna gidildiğini, — iade dönen tebliğ evrakına istinaden kefillere yapılan takibin kötüniyetli olduğunu, —- açıkça düzenlendiği üzere kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse, alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rebninin paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini, belirterek müteselsil kefilin sorumluluğunun esas borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içerisinde bulunmasına bağladığını, tebliğ evrakının —- tarihinde çıkış merciine iade döndüğünü, çıkış merciine iade dönen tebliğ evrakına dayanarak ihtarın sonuçsuz kaldığı varsayımının kabulü halinde müvekkil aleyhine geri dönülmesi ve telafisi güç zararlar doğacağının açık olduğunu, bu sebeple davalı şirket yönünden usule aykırı tebiğ edilen ihtamameyi kabul etmediklerini, Yalnızca kefillere yapılan tebligatın tarihinin şirket yönünden de temerrüde esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu ve yargılamayı gerektirdiğini, Davacının farazi olarak hesaplamış olduğu borcun ferileri, sözleşmede oranının açıkça gösterilmediği ve temerrüt halinde bankacı uygulanan en yüksek iskonto faiz oranına yüzde 100 ilave suretiyle bulunan ve ayrıca bankanın gerekli gördüğü hatlerde faiz oranında değişiklik yapılmasının kararlaştırıldığı sözleşmeden dağan faiz alacağı niteliğinde olması sebebiyle likit alacak niteliğinden olmadığından ve belirtilen faiz oranı özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden yargılamayı gerektirdiği, —-kredi işlemleri nedeniyle kredi borçlusu ve kefitlerin sorumlu oldukları miktarların belirlenmesi işinin de özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerden olduğu kabul edilmelidir, şekilde hüküm kurulduğunu, bilindiği üzere çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren alacaklar likit alacak niteliğinde olmadığını,—— da bu şekilde olduğunu, var olduğu iddia edilen alacak likit alacak olmadığından yargılamayı gerektirdiğini, bu sebeple davacının icra inkar tazminatı isteminin hukuka aykırı olduğunu ve reddi gerektiğini, Belirterek davanın usulden reddine, somut uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davacının haksız icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- tarihli bilirkişi raporu özetle, Dava dosyası üzerinde yapıları inceleme neticesinde , yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, davacı ile davalılar arasında geçerli bir kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi bulunduğu, davalı —— kefaletlerinin, müteselsil kefalet niteliğinde olduğu, davacının davalılara yaptığı tebligatın Tebligat Kanunu’na uygun olduğu, davacının kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi ve ihtamameyi dosyaya ibraz ettiği ancak alacağını tarih ve miktar olarak gösteren bir hesap özeti veya bilgisayar kayıtlarını dosyaya ibraz etmediği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporu özetle, —kaynaklanan —- —– dosyası ile davacı banka vekilince haciz yolu ile tahsili talepli ödeme emrinin davalı yanca itirazı neticesinde durdurulmuş olması sebebiyle itirazın iptali davası olup, — istinaden davacı — tarafından keşide edilen ihtarname ve ihtarnameye bağlı takip — numaralı kredi kartına ait olduğu, Davacı vekilince dava dosyasına sunulan ve Banka alacağına karşılık borçlu olduğu beyan edilen kredi kartı hesap hareketlerinin ise ——- numaralı kredi kartına ait herhangi bir ihtarname ve ihtarnameye bağlı takip işlemlerinin dava dosyasında haiz olmadığı gerekçesi ile hesaplamalar yapılamamıştır.— değerlendirmesi —-ait olmak üzere; tarafımdan yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda oluşan tespitler tarafınıza sunulmuştur. Görüş ve kanaatimi belirtir iş bu rapor — halinde hazırlanmış olup — gönderilecek ve bir sureti de dava dosyasına sunulacaktır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı tarafça —– sayılı takip dosyasında —–talep edilebileceği, Takip sonrası asıl alacağa tahsil edilinceye kadar —- işletilebileceği sonucuna varılmış olup, davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin takdiri ve hukuksal değerlendirmesi Sayın
mahkememize ait olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; —- dosyası, faiz genelgesi, hesap hareketleri, bilirkişi incelemesi vs. deliline dayanmıştır.
Davaya dayanak — sayılı takip dosyasında; alacaklı —-tarafından, borçlu —- tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlular vekilinin —– tarihinde süresinde takibe, borca ve tüm ferilere itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçlulardan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış — tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı bankanın davalı asıl kredi borçlusu —- asıl alacak, takip tarihine kadar —- olarak alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davacı bankanın icra takip talebi ise— olduğunu, tespitten fazla —kısmının değerlendirmeye alınmadığını,— takip tarihinden sonra borcun tamamen ödeninceye kadar davalıdan talep gibi — asıl alacak tutarı üzerinden tespiti olan —- istenebileceğini, sonuç olarak davacının alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki dava konusu — tarihinde, davalı borçlular aleyhine —– tutarlı alacağı için icra takibi başlatılması sebebiyle, davalıların takibe itiraz etmesi sonucu, davacının itirazın iptali davası açtığı, davacı banka ile davalı kredi asıl borçlusu —— müşteri sıfatıyla imzalamış oldukları sözleşmeye istinaden şirketin kullanımına tahsis edilen kredi kartının kullandırıldığı, davacı bankanın davalı asıl kredi borçlusu şirketin kullanımına tahsisli— hesabından dolayı —- olarak alacaklı olduğunun tespit edildiği, icra takibinden —- kısmının fazla olduğu, davalı kefiller —- müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, —- hükmü kapsamında kefaletin geçerliliği noktasında yapılan değerlendirmede yasaya uygun olarak kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla/bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu ve kefillerin kendi el yazısı ile imzalanan sözleşme şartlarında tarafların mutabık kaldıklarını bildirdiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davada ret ve kabul edilen miktarın—- altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. —- karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; —- karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —– altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın,—— üzerinden devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Takibin asıl alacak — asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık— temmerrüt faizi ve— gider vergisi uygulanmak suretiyle devamına,
-Alacağın %20′ si oranında,—-
icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 427,50 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 75,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 351,86‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 75,64 TL peşin harç toplamı 130,04‬ TL ile 1.598,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 1.728,04‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,99 ve red 0,01 oranına göre hesaplanan 1.710,75 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.360,00 TL’nin kabul oranına 1.346,4‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.360,00 TL’nin red oranına 13,60 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4,27 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Dava konusunun miktarı gereği KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022