Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 E. 2022/741 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/318 Esas
KARAR NO: 2022/741
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/08/2020
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/04/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
A.ESAS DAVADA DAVA KONUSUNUN İZAHI:
DAVA: Davacı vekili esas davada özetle: Müvekkil —– davalı ——mal alım satımından dolayı davalının ———-asıl alacağı bulunduğu, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak davalının borca kötü niyetle itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalının Savunma ve Karşı Talebi: Davacının alacaklı değil aksine borçlu olduğunu ve kötü niyetle takip başlattığını, müvekkilin temerrüde düşürülmediğinden faiz talep edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini, davacının cari hesap alacağının bulunması halinde dahi müvekkil alacağının davacının iddia ettiği alacak ile takas mahsubu talep ettiklerini savunmuştur.
B.BİRLEŞENDAVADA DAVA KONUSUNUN İZAHI:
DAVA: Birleşen davada davacı olan —– vekili özetle; Müvekkil ile davalı ——ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda ——borçlu olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Birleşen davada davalı olan——- vekili özetle; Müvekkil ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu fakat müvekkilin davacıya borçlu değil aksine alacaklı olduğunu, davacının düzenlediği fatura tutarlarının ödendiğini fakat kur farkından doğan alacağın bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
———-sayılı dosyasının dosyamız ile birleştirildiği görüldü.
——sayılı dosyasının ——- üzerinden celp edildiği görüldü.
——– üzerinden celp edildiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemlerine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyaları fiziken celp edilmiş, asıl dava davalısı ——birleşen dava davalısı——– ödeme emirlerine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurdukları tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve asıl ve birleşen tüm dosyalar kapsamına göre; asıl davada—— icra dosyası incelendiğinde; alacaklısının —-olduğu borçlusunun ——— olduğu —— kaynaklı alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borca itirazı neticesinde —– tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı yine birleşen davada alacaklısının—–olduğu borçlusunun ——– olduğu faturalara istinaden cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borca itirazı neticesinde ——– tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan araştırmada taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Bilirkişi raporları doğrultusunda, asıl davacı birleşen davalı —– ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davacı —– davalı—————alacaklı olduğunun görüldüğü, asıl davalı birleşen davacı ——–şirketinin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde ise davalı ——- borçlu olduğunun görüldüğü, asıl davacı —- hesaplayarak asıl davalı birleşen davacı ——- olan açık hesap ilişkisini takip ettiği sadece kendi ticari defter ve kayıtlarına tek taraflı olarak alacak kaydettiği ancak kur farkı gelirine ilişkin davalı——- uyarınca fatura düzenlemediği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ticari alışveriş olduğu sabit ise de taraflar arasında cari hesap ilişkisine dair veya başkaca bir yazılı sözleşme bulunmadığı gibi faturalarda —– uygulanacağına dair herhangi yazılı belgede bulunmadığı anlaşılmıştır.—– alacağının talep edilebilmesi için bu konuda yazılı bir anlaşmanın olması şarttır. Görüldüğü üzere taraflar arasında——- farkı konusunda yazılı bir anlaşma bulunmadığı gibi asıl davacı ——tarafından —– gelirine ilişkin fatura düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında taraflar arasında bir teamül oluştuğundan da söz edilemez. Dolayısıyla açıklanan bu nedenlerle asıl davacı birleşen davalı—– farkı kaynaklı alacağa ilişkin davasında haksız olduğu kanaati ile asıl davanın reddine, birleşen davacı —– faturalara istinaden cari hesap ilişkisinden kaynaklı ——- alacaklı olduğu kanaati ile birleşen davanın kısmen kabulüne ancak temerrüde ilişkin bir ihtar bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş, tüm bu açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu ———-Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—— kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.——— Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Birleşen davada alacağın faturalara bağlı alacak olması ve kabul edilen miktarın birleşen davalı——– ticari defter ve kayıtlarından tespit edilebiliyor olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının birleşen dava davalısı —– alınarak birleşen dava davacısı —– verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-) ASIL DAVADA;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 146,69 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 65,99‬TL harcın karar kesinleştiğinde asıl dosya davacısına iadesine,
3-Yargılama giderlerinin asıl dosya davacısı üzerinde bırakılmasına ,
4-Asıl dosya davacısı tarafından peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde asıl dosya davacına iadesine,
5-Asıl dosya davalısı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 8.589,17 vekalet ücretinin asıl dosya davacısından alınarak asıl dosya davalısına verilmesine,
6-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin asıl dosya davacısından tahsiliyle hazineye irad kaydına,
B-) BİRLEŞEN DAVADA:
1.Birleşen—–davanın KISMEN KABULÜNE; davalı —- tarafından ———icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan —— üzerinden iptali ile takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine
2.Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 51.834,75 TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalı —- tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.540,83 TL harçtan, peşin yatırılan 571,71 TL harcın düşümü ile geri kalan 2.969,12 TL harcın birleşen dosya davalısından alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Birleşen dosya davacısı tarafından yapılan 571,71 TL Peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı 75,9‬0 TL posta gideri olmak üzere toplam 706,91 TL yargılama giderinin birleşen dosya davalısından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Birleşen dosya davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davalısından alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin birleşen dosya davalısından tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı-birleşen davalı vekilinin ve davalı-birleşen davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/11/2022