Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/299 E. 2021/175 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/299
KARAR NO : 2021/175

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla, davalı borçlu şirket aleyhine—– sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin 16/06/2020 tarihinde davalı borçlu şirkete—– edildiği ve davalı tarafça 22/06/2020 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edilerek takibin durdurulmasına sebebiyet verildiğini, borçlu davalının haksız ve kötü niyetli itirazlarının müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek amaçlı olduğunu; icra takibine konu borcun dayanağının, taraflar arasında akdedilen 13.06.2007 tarihli hisse devir sözleşmesi olduğunu; davalı tarafından ödenmeyen değişken hisse devir bedeline—-düzenli olarak her yıl ilan edilen listelerde yayımlandığı, davacı müvekkiline 2019 yılına ait yıllık değişken hisse devir bedelinin ödemediğini, 2019 yılındaki– göre davalı tarafın—— üretim miktarları tablosunu dava dilekçeleri ekinde sunduklarını,—— yapmış oldukları hesaplamalar dikkate alındığında, hisse devir sözleşmesinin imzalandığı ve elektrik üretiminin başladığı tarihten itibaren 2019 yılına kadar tüm bedeller ve ödemelerin bu hesaplamalar üzerinden yapıldığını, ayrıca davalı şirketin temsilcisi olan —- müvekkili çalışanları arasında e posta ile konuya ilişkin borcun kabullendiği ve borç bedelinin ödeneceğini belirten yazışmaların mevcut olduğunu; borçlu tarafından işleyen faize yönelik itirazların reddi gerektiğini; hisse devir sözleşmesinin 3.5.maddesi uyarınca yıllık değişken hisse devir bedellerinin takip eden yılın ocak ayı içerisinde ödeneceği kararlaştırıldığından, mutlak kesin vade sebebiyle davalı mütemerrit durumda olduğunu, borçlu tarafından yapılan itirazın, müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek veya geciktirmek şeklinde kötüniyetli ve asılsız beyanlara dayanması sebebi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; takip konusu alacağın tamamına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den az olmamak koşuluyla icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartlarından birinin usule uygun takip olduğu, itirazın iptaline konu icra takibinin İİK 58-61 maddelerinde düzenlenen yazılı emredici şekil şartlarına haiz olmadığı, ödeme emrinde yazılı borç ve borcun sebebine bağlılığın esas olduğu, ödeme emrinde yazılı olmayan dayanak yapılmayan (devir sözleşmesi) itirazın iptali davasının dayanağı yapılamayacağını, icra takibinin ne şekilde yapılacağı, zorunlu unsur ve şekil şartlarının İ.İ.K 58-61 maddelerinde düzenlendiği işbu kamu düzenine ilişkin, emredici yasa maddelerine aykırı takiplerin usulsüz olduğu, takip hukuku gereği bu takiplerdeki usule aykırılık itirazın iptali dava şartlarında da dava ön şart eksikliği olduğu, takip talebinde yazılması zorunlu olan unsurların başında borcun sebebinin yer alacağı, borcun sebebi borçlunun savunma hakkını kullanabilmesi, ilamsız takip yapılıp yapılamayacağı veya itirazın iptali davasının açılabileceği yetkili ve görevli mahkemeyi tespit açısından da önem arz edeceğini, davaya konu ödeme emrinin çelişkili iki farklı bedeli içerdiği, ödeme emrinde işlemiş faize dair bir bedel olmadığı halde 2.880.876,30TL toplam alacak olduğu yazılı olduğu, borcun sebebi açıklamasında ise sadece 3.028.471,88 TL ifadesinin yazılı olduğunu, itirazın iptali davasının, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olup takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılık esas olduğu, davaya konu icra takibinde borçluya tebliğ edilen ve dilekçeleri ekinde sundukları ödeme emrinde borcun sebebinin yazılı olmadığını; husumet , tahkim ilk itirazlarının olduğunu; müvekkili şirketin dava dilekçesi ile ibraz edilen, sözleşmenin konusu hisselerin, alıcısı sıfatı bulunmadığını; fotokopisi ibraz edilen sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkilisi eli ürünü olmadığını düşündüklerini, TBK.madde 138 uyarınca hakimin müdahalesini talep etme zaruriyetinin doğduğunu, davacının inkar tazminatı taleplerinin dayanaksız olduğunu; haksız ve kötü niyetli takip nedeni ile davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesi gerektiğini; usule dair itirazları gereğince davanın usulden reddini, esasa dair incelemeye geçilmesi halinde davaya dayanak sözleşme aslının ibrazından sonra sözleşmedeki imza ve içeriğe dair sair itiraz hakları saklı kalmak üzere HMK 208- 209 gereği işlem yapılarak dava açmak üzere yetki ve süre verilmesini , savunma ve beyanları gereğince davanın esastan reddi ile davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini çünkü ortada usul ve yasaya uygun bir takip bulunmadığını iddia etmiştir.
İİK’nun 58. Maddesi ” Takip talebi icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılır. Talepte şunlar gösterilir:
—- Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa —numarası veya vergi kimlik numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa — göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır.);
2. (Değişik: 2/7/2012-6352/9 md.) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa –numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri; Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, biliniyorsa— veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri;
3. (Değişik: 17/7/2003-4949/12 md.) Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği; Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir. Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.” hükmünü getirmiştir.
— Sayılı ilamında “….İtirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından birisi de ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunmasıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin mevcut olmaması halinde itirazın iptali davası açılamaz. Bu husus dava şartı olup, mahkemece re’sen gözetilmelidir.Dava dosyası içinde bulunan dava konusu— esas sayılı takip dosyasının aslı incelendiğinde, dayanak takip talebi ile takip borçlusuna çıkarılan ödeme emrinin içerik olarak birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir halde geçerli bir ilamsız icra takibinin varlığından söz edilemez. Mahkemece bu yön gözetilerek geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerekirken işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. ” belirtmiştir.
———- Somut olayda, borcun sebebinin hem takip talebinde, hem de ödeme emrinde gösterilmediği ve takip talebiyle, ödeme emrinin İİK’nun 58 ve 60. maddelerine uygun içeriğe sahip olmadıkları anlaşılmaktadır. Geçerli bir icra takibi itirazın iptali davasında dava şartı olup icra takibi geçersiz olduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile verilen kararın —–Sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından birisi ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunmasıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin mevcut olmaması halinde itirazın iptali davası açılamaz. Bu husus dava şartıdır.Somut olayda İcra takip dosyası fiziki olarak dosyaya celp edilmiş, icra takip dosyasının fiziki olarak gönderilen halinde takip talebi ve ödeme emrinin ——- vade tarihli alacak olarak açıklama girildiği, borçlu olarak davalı şirketin ismi bulunduğu, UYAP Sistemi üzerinden mahkememize gönderilen İcra takip dosyasının yapılan incelemesinde, takip talebi ve ödeme emrinde borcun açıklaması olarak bir açıklama bulunmadığı sadece rakamla alacak miktarının yazıldığı, takip talebinde ve ödeme emrinde davalı şirket —-şirket daha olduğu, davalıya da bu ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlu kendisine tebliğ edilen ödeme emrine göre savunmalarını yapmakla ödevlidir. Kendisine tebliğ edilen ve aynı zamanda UYAP sisteminde kayıtlı bulunan takip talebi ve ödeme emri dosyadaki takip talebi ve ödeme emrinden farklıdır. Alacağın dayanağı gösterilmemiş, takipte birden fazla takip borçlusu gösterilmiş, dosyada fiziki olarak mevcut takip talebi ve ödeme emrinden farklı bir takip talebi ve ödeme emri bulunduğu anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun bir takip bulunması itirazın iptali davasında dava şartıdır. Tüm dosya kapsamından ortada usul ve yasaya uygun bir takip bulunmadığı, İİK’nın 58. Maddesi uyarınca borcun sebebinin belirtilmediği, Uyap sisteminde kayıtlı olan takip talebi ve ödeme emrinin dosyadaki takip talebi ve ödeme emri ile içerik olarak çeliştiği anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın İİK’nın 58/4, 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve 115/2. Maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 36.576,37 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 36.517,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- 7/2. Maddesine göre 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
7—–arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı