Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/279 E. 2021/430 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/279 Esas
KARAR NO : 2021/430

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —–peşinat olarak banka kanalıyla teslim aldığını, dava dışı —tarafından müvekkili şirkete, ürünün ayıplı olması sebebiyle —- davalı —- teslim alınmadığını, peşinat olarak gönderilen tutarın iadesini içerir ihtarname gönderildiğini, müvekkili —yetkililerinin talimatları gereği ürünün —- teslim edildiğini, taşıma esnasında meydana gelen hasarlardan kendilerinin sorumlu olmadığını TBK madde 208/3 gereğince hasara katlanma külfetinin, ürünün taşıma şirketine teslimi ile alıcı tarafa geçtiğini bildirerek kendisinin sorumlu olmadığını, bakiye kalan kısmın ödenmesi gerektiğini bildiren cevabını karşı tarafa ilettiğini, taşıma sözleşmelerinde taşıyıcın asli edimi, kendisine teslim edilen eşyayı taşıyıp alıcıya teslim etmesini, Bu asli edimin yanında, kendisine teslim edilen eşyayı koruma borcu da bulunduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu—– dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili şirkete 03.09.2015 tarihinde teslim edilmiştir. Buna göre dava konusu olayda —– yıllık zamanaşımı ( TTK 855/3 de belirtilen hususları kabul anlamına gelmemek kaydı ile ) süreleri geçtiğini, davacı taraf hasar konusunda —- dosyasından yapılan tespit raporuna dayanmamaktaysa da ilgili dosyada rapor —–hazırlandığını ve sürece— kullanılmadığını, dolayısı ile tek taraflı rapor içeriğini kabul etmediğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,müteselsil borçluların iç ilişkide birbirlerine rücu davasına ilişkindir.Rücu talebine konu borç —– kararına ilişkindir.
—– Karar sayılı dosyasının incelenmek üzere uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
—–İş dosyasının incelenmek üzere fiziken celp edilmiştir.
03/11/2020 tarihli ara karar ile dosyanın celse arasında resen seçilecek —– tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 20/02/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
20/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı——- üzere davacıdan sağlam olarak teslim aldığı ürünü alıcısına sağlam olarak teslim edemediği, meydana gelen hasarın davacının sorumluğunda olan—- kaynaklanmadığı, sunulan fotoğraflardan — davalı firmanın sorumluluğunda olan taşıma sırasında meydana geldiği, davalının taşıma sırasında hasarlanan ürünü gönderen konumunda olan davacıya iade etmediğinden eşyanın tam zayi hükmünde olacağı, TTK 875’inci madde kapsamında davalının sorumlu olduğu, davalının TTK 882’nci madde kapsamında yer alan sorumluluk sınırını tespit için dosyada yeterli verinin —- mevcut olmadığı, bu nedenle davalının sorumlu tutulabileceği tazminat tutarının hesap edilemediği, Sayın Mahkemenin TTK 886’ncı madde kapsamında davalı taşıyıcının, taşıma sırasında hasarlanan taşıdığı ürünü davacı göndericiye iade etmemesini pervasızca bir davranış olarak nitelendirmesi durumunda davacının piyasa değeri olarak kabul edilebilecek fatura tutarı olan—–davalıdan talep edebileceği, bu tutara davalıya keşide edilen 05.12.2018 tarihli ihtarnamenin tebliğinden itibaren verilen 7 gün mehil süresinin dolduğu tarihten itibaren 3095SK 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının ——cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı faiz oranında faiz talep edebileceği, davacının talebi olan 8.531,00TL alacağın — itibarıyla davacının dava dışı alıcısına (satmış olduğu malı teslim etmemesi nedeniyle almış olduğu peşinatın iadesine ait) borcu olduğu —- kararı ile kesinleştiğinden, davacının bu tutarı davalıdan talep edemeyeceği, davalının zaman aşımı definin yerinde olmadığı, sonuç ve görüşlerine varılmıştır.
Müteselsil borçluların iç ilişkide birbirlerine rücu etmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 167. Ve 168.maddesi şu şekildedir : ” Madde 167- Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.
Madde 168- Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır. ”.
Davacının talep ettiği iki alacak kalemi bulunmaktadır.Bunlardan ilki yukarıda belirtildiği şekilde —-kararına binaen ödemiş olduğu 8.531,00 TL’nin davalıdan rücüen tazmini ;diğer talebi ise zayi edildiği bildirilen —- bedelidir.Müteselsil borçluların aralarındaki rücu talebine konu 8.531,00 TL’lik bölüm açısından irdelenmesi gereken husus taşıma işleminde müteselsil sorumlulardan hangi tarafın edimlerini gereği gibi ifa etmediği ve zarara yol açan nedene ilişkin sorumlunun hangi taraf olduğudur.Bu hususun irdelenmesi amacıyla 6102 sayılı TTK’nın 875 ve 876.maddeleri önem arz etmektedir.İş bu kanun hükümleri şu şekildedir: ” Madde 875- (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, —etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.
Madde 876- (1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. ” . Taşıyıcının sorumluluğunu ve sorumluluktan kurtulma beyinnelerinin düzenlendiği her iki kanun metni incelendiğinde görüleceği üzere eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine dek oluşacak zarardan taşıyıcı sorumludur.876.maddede düzenlenen —– ise kanun koyucu , taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınılamayacak bir sebepten ötürü zarar meydana gelmişse taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağını düzenlemiştir.Taşıma hukukunda beklenen özen 6102 sayılı TTK’nın 18.maddesinde belirtilen tacirin basiretli davranma yükümlülüğünü de aşar şekilde kendine yer bulan özen yükümlülüğüdür.Taşımaya konu eşyanın taşıyıcı davalı tarafından hasarsız teslim alınması ve hasarın taşıyıcı sorumluluğunda iken meydana gelmesi nedeniyle iş bu taşıma işleminde hasardan sorumluluğun davalı üzerinde olduğu kanaatine varılmıştır.Nitekim davalı taraf TTK 876.maddesinde düzenlenen — bir delil de sunmamıştır.Nitekim bu hususu yeterli teknik nitelikte bulunan bilirkişi raporunda da tespit edilmiştir.Davalının taşıma sırasında hasarlandığı tespit edilen ürünü gönderen pozisyonunda bulunana davacıya iade etmemesi pervasızca davranış olarak nitelendirilerek—- üst sınırından değil tüm zararan sorumlu olduğu kabul edilmiştir.Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının yalnızca —-alacak talebinin yerinde olduğu;8.531,00 TL’lik bölümün kararın kesinleşmesi nedeniyle davalıdan talep edilemeyeceği şeklinde görüş bildirilmişse aşağıda beliritlecek nedenlerden dolayı bu görüşe itibar edilmemiştir.Şöyle ki: ” Davacının talep etmiş olduğu 8.531,00 TL’lik bedel —- Ticaret Mahkemesinde dosyamız davacı ve davalılarını müteselsilen sorumlu tutarak hüküm altına alınmış bedel ve ferileridir.Dolayısıyla müteselsil borçluların birbirlerine rücu etmesine ilişkin yukarıda belirtilen TBK 167 ve 168.maddeleri uyarınca müteselsil borçlulardan birisi kendi payına ve kusuruna denk gelmeyen miktarı alacaklıya ödemesi halinde alacaklının haklarına halef olarak iş bu bedeli sorumlu olan müteselsil borçludan talep edebilecektir.Taşıma ilişkisinde gönderen olan davacı ve taşıyıcı olan davalının dava dışı alıcıya karşı sorumluluğu çerçevesinde ödenen ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan zarardan iç ilişkide davalı taşıyıcının sorumlu olduğu mahkememizce kabul edildiğinden eldeki dosyada davacı olan gönderen davacının ödemiş olduğu bedelin asıl kısmını ve ferilerini davalı taşıyıcı olan ve hasardan sorumlu olan davalıdan tazmin etme hakkı bulunmaktadır. İş bu nedenle davacının hem kendisine iade edilmeyen ürün bedelini hem de müteselsil borçlu olması nedeniyle dava dışı 3.şahsa ödemiş olduğu bedeli iç ilişkide davalı taşıyıcıdan talep etme hakkı bulunduğu ve talep edilebilecek bedelin dava dilekçesindeki talep miktarınca olduğu kanaatine varılmıştır.
Zamanaşımı başlangıç tarihinin TTK 855.maddesi uyarınca eşyanın alıcı tarafından kabul edilmediği tarih olan 05/09/2015 tarihi olduğu ve bu hasar nedeniyle —Asliye Ticaret Mahkemeesinde açılan dava ile zamanışımının kesildiği görülmekle alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşılmış ve zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Taraflar tacir olduğundan Türk Lirası olarak talep edilen alacak yönünden avans faizine;— yönünden talep edilen alacak bakımından 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine karar verilmiştir.—-alacağı yönünden temerrüd tarihi olarak ihtanamede verilen mehlin dolmasını takip eden gün;TL olarak talep edilen alacak yönünden ise davacı tarafından dava dışı alacaklıya ödeme yapılıp davacının dava dışı alacaklının haklarına halef olduğu gün kabul edilmiştir.(Dava değeri olarak harç ve vekalet hesabına ilişkin , —- olarak hesap edilen değer baz alınmıştır.)
Yukarıda belirtilen gerekçe ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
8.531,00 TL nin —tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve — tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince kamu bankalarının EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca dava değeri (8.531,00 + 33.057,01=41.588,01) üzerinden hesaplanan alınması gereken 2.840,87 TL harçtan, peşin yatırılan 709,75 TL harcın düşümü ile geri kalan 2.131,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 709,75 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 73,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.582,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan—-6.206,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.