Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/274 E. 2021/150 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/274 Esas
KARAR NO : 2021/150

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı fatura alacağına istinaden davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine uygun olarak tebligat yapıldığı, davalının duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
——tarihli yazısı, —- tüm dosya kapsamı.
Mali müşavir uzmanı bilirkişisi tarafından hazırlanan —– defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı, davalı adına düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında çeşitli imzaların yer aldığı, isim bilgisinin tespit edilemediği,—- dosyaya dahil edilmesi yönünde — müzekkere yazıldığı, huzurdaki davaya konu faturalar toplamının 5.000,00 TL sınırı altında kalmasından dolayı,—- beyannamelerinin huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın giderilmesine yardımcı olamayacağının anlaşıldığı, davalı adına düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarındaki imzalar nedeniyle, faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiği kanaatinin Sayın Mahkemede hasıl olması halinde, huzurdaki dava İle davalıdan istenebilir tutarın—- davacının takibinde avans faiz oranı üzerinden 94,64 TL birikmiş faiz talebi olduğu; muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu (TBK.m. 117/1): bu yönde temerrüt İhtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran İştirak edilmediği tespitine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli —-…..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—– sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacının, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı taraf ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.931,76TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 1.931,76 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ihtaratlı duruşma zaptının tebliğine rağmen mahkememize ibraz edilememesi nedeniyle üzerlerinde inceleme yapılamadığı, icra takibine konu edilen ve ödenmediği iddia edilen toplamda 1.931,76 TL lik mal satımına ilişkin altında çeşitli imza ve isimlerin yer aldığı ve davalı tarafça açıkça itiraz edilmeyen irsaliyeli faturaların dosyaya ibraz edildiği anlaşılmakla dava konusu faturalara konu 1.931,76 TL’lik alacak iddiası bakımından davanın sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, icra takibinden evvel borçlu temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, alacağın faturaya dayalı likit alacak olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.931,76 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 1.931,76 TL nin % 20 si oranında olmak üzere 386,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 131,95 TL olmakla baştan alınan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 77,55 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 887,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 845,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş—-vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL’nin kabul-red oranına göre belirlenen 1.258,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp hazineye İRAD KAYDINA, geri kalan bakiyenin davacı tarafından alınıp hazineye İRAD KAYDINA
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.