Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/264 E. 2022/282 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/264 Esas
KARAR NO: 2022/282
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/07/2020
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin olduğunu,—— tarihinde taşıma hizmeti vermek için anlaştıklarını, gönderici adresine davacı şirketin aracını gönderdiğini, ancak davalının aynı gün içerisinde gönderici ile anlaşmazlık yaşaması sebebiyle davacı şirketin göndermiş olduğu araca yükleme yapılamadığını, dolayısıyla aracın yükleme yerine gidip, boş olarak geri gönderildiğini, ardından davalı borçlunun yükleme yapılamayan aynı malzemeler için davacı şirket ile tekrar iletişime geçtiğini, tarafların ödeme yapılacağına dair anlaştıklarını, mail yazışmalarında tüm bu hususların görüleceğini, —— tarihinde yine davalı borçlunun talimatı ile davalı şirketin aracını gönderici ve alıcı ile anlaşılan adrese gönderdiğini ancak bu sefer de malzemelerin araca yüklenemediğini ve aracın ikinci kez boş olarak döndüğünü, tüm bunlar olurken davacı şirketin yapmış olduğu masraflar ve kaybetmiş olduğu zaman ile herhangi başka bir iş yapılamamasından dolayı kaybedilen kazançları olduğunu, her şeye rağmen davacı şirket tarafından davalı borçlu şirkete anlayışla yaklaşıldığını, bu taşımalara ilişkin olarak —- toplamda —- iptali ücreti kesilmesi gerekiyorken,—-olarak fatura kesildiğini, Davalı tarafından ödeme yapılmadığı için —– bu borca ilişkin olarak takip yapıldığını, borçlu tarafından takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, iddia edildiği gibi hizmetin verilmediğine ilişkin ifadelerin yersiz olduğunu, tarafların rezervasyon iptaline ilişkin fatura kesileceğine dair anlaştıklarını beyan ederek davalı borçlunun icra dosyasında yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet Ücretinin davalıya yükletilmesîne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafın dosyamıza sunduğu herhangi bir cevap dilekçesi bulunmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
—- icra dosyasının —— üzerinden dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
— Davalı —– celp edildiği görüldü.
—- Davalı —-celp edildiği görüldü.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“Davacı—– yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, —–uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği,Davacı nezdinde yapılan incelemeye göre davalının takip tarihi itibariyle —— borçlu olarak göründüğü,Davalı nezdinde inceleme yapılamadığı,” şeklende tespitte bulunduğu görüldü.Mahkememizin —- celse tarihli duruşmasında “Dosyanın yeniden rapor düzenleyen —— tevdii ile — üzerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesinin istenmesine, ” şeklinde ara karar kurulmuş olup dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle;
“Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; davalının davacından yaptığı alımı— bildirdiği, tarafların —-birlerini teyid eder nitelikte olduğu tespiti ile takdiri muhterem mahkemenize ait olmak üzere saygı ile arz olunur.” Şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı tarafından davalı adına kesilen faturadan kaynaklı olarak başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine —- dosyasında icra takibine girişilmiş, davalının —- tarihli itirazı ile takip durmuş, duran takibin devamını sağlamak için eldeki bu dava ——–tarihinde ikame edilmiştir.
Davalı yana usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmektedir.
4721 sayılı Türk medeni kanunun 6. Maddesi Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.
Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesi Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü getirmiştir. Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya alanında uzman mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı ———– defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği,
Davacı nezdinde yapılan incelemeye göre davalının takip tarihi itibariyle —- borçlu olarak göründüğü,
Davalı nezdinde inceleme yapılamadığı ,”şeklinde görüş bildirmiştir. Mahkememizin — celse tarihli duruşmasında “Dosyanın yeniden rapor düzenleyen —- tevdii ile ——üzerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesinin istenmesine, ” şeklinde ara karar kurulmuş olup dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, Bilirkişi ek raporunda özetle; “Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; davalının davacından yaptığı alımı—- bildirdiği, tarafların—- birlerini teyid eder nitelikte olduğu tespiti ile takdiri muhterem mahkemenize ait olmak üzere saygı ile arz olunur.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
——Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmaktadır —–İrsaliyeli fatura ise —— düzenlenmiştir. Tebliğde irsaliyeli faturanın hangi hâllerde ve kaç adet düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Faturada düzenleyenin —– olduğu ———sıra numarası, düzenleme tarihi saati ve anlaşmalı matbaaya ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği açıklanmış; bu bilgilerin eksik olması hâlinde ise irsaliyeli faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağı belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı gerekir.
Bir başka anlatımla, faturaya tebliğ tarihinden itibaren —– ——– itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın -miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur ——- Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, eser ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacaktır. Elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nın 23/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez. Nitekim ———- kararında da benimsenmiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.————-
Somut olayda davacı şirket ile davalı arasında davacı şirketin taşıma hizmeti vermesi hususunda anlaşıldığı, gönderici adresine davacı şirketin aracını gönderdiği ancak davalının aynı gün içerisinde gönderici ile anlaşmazlık yaşaması sebebiyle davacı şirketin göndermiş olduğu araca yükleme yapılamadığı, ardından davalı borçlunun yükleme yapılamayan aynı malzemeler için davacı şirket ile tekrar iletişime geçtiği, tarafların ödeme yapılacağına dair anlaştıkları ———-tarihinde yine davalı borçlunun talimatı ile davacı şirketin aracını gönderici ve alıcı ile anlaşılan adrese gönderdiği ancak bu sefer de malzemelerin araca yüklenemediği, tüm bu hususların davacı vekilinin —– tarihli delil dilekçesi ekinde yer alan taraflar arasındaki mail ve — yazışma çıktıları ve taşıma belgeleri ile doğrulandığı görülmektedir.
Mahkememizin —— tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında taraflara ticari defterlerini ibraz etmeleri hususunda TTK’nın 83-85 ve HMK’nın 222. Maddesi uyarınca ara karar oluşturulmuş, davacı vekiline duruşmada ihtarat yapılmış, davalı yana duruşma zaptının tebliği ile birlikte ihtarat yapılmasına karar verilmiş, davalı tarafa yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı yan ticari defterlerini ibraz etmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde —— tarihinde 7251 sayılı kanunun 23 md.ile değişiklik yapılmış madde metnine ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ibaresi eklenmiştir. Davalı yan usul ve yasaya uygun ihtaratlı ara kararın tebliğine rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Davalıya ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda usul ve yasaya uygun tutulması halinde davacı ticari defter ve belgelerinin lehine delil kabul edileceği hususu ihtar edilmiştir. Davacının ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişisi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; davacı nezdinde yapılan incelemeye göre davalının takip tarihi itibariyle —- borçlu olarak göründüğü, davacı tarafından vergi dairesine bildirilen —- fatura tutarının — olarak gözüktüğü, davalı tarafından bildirilen —– da değerlendirilerek ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda davalının davacıdan —- döneminde yaptığı alımı —- bildirdiği, bildirilen —–fatura tutarının — olarak gözüktüğü, birbirini teyit eden —– uyarınca fatura tutarı olan —-tutarında davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile alacaklı olduğu kabul edilmiş,, davalının icra takibine yaptığı itirazının —– üzerinden iptaline karar verilmiş, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalı asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; —sayılı dosyasına yapılan itirazın —– üzerinden iptaline, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan — üzerinden hesaplanacak—— %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 7.682,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 524,75 TL harçtan peşin alınan 154,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 369,93 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 154,82 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığını,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 214,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.214,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.029,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kabul red oranına göre belirlenen 1.118,56 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 201,44 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/04/2022