Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/25 E. 2020/674 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/25 Esas
KARAR NO : 2020/674
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/02/2020
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında alım satım ilişkisi bulunduğunu, davalrnın sipariş ettiği malları teslim aldığını ve ürünlerim imzalı sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini, faturalara yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, buna karşın davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalının duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
———- sayılı dosyası, fatura ve irsaliyeler, —– tarafından gönderilen ——– yıllarına ait form ba beyannameleri, davacı hesap incelemeleri, ticari defter ve belge incelemeleri ile bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce ——- tarihinde dosyanın bilirkişiye teslim edilmesine karar verilmiş ve bilirkişi raporunu —–Bilirkişi raporunda özetle; Davacı —– yasal defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtlann usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak E-beratlar süresi içerisinde alındığı görüldüğü, envanter defteri noter açılış tasdikleri ibraz edilmediği, hususla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davalının duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği, Takip konusu miktar kadar kendi kayıtlannda davalıyı borçlandıran davacının ilgili belgeleri fatura ve irsaliye olarak ayn ayrı tanzim ettiği, İşbu raporun değerlendirme kısmında ayrıntılarıyla yer verildiği üzere, davacının davalı adına —– yılında düzenlediği faturalara istinaden huzurdaki dava ile ödeme talep ettiğinin anlaşıldığı,——yılında davacı tarafından düzenlenen faturalann davalıya ait Form Ba beyannamelerinde yer aldığı, faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikteki irsaliyelerin teslim alan kısımlarında çeşitli isim ve imzalann bulunduğu, ilgili isimlerin davalı ile bağının dosya kapsamından tespit edilemediği, davacı lehinde hüküm kurması halinde, —- takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın —- olarak hesaplandığı, İcra takibinde birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı, tespit edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ——– sayılı dosyası yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————-sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———– kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla————-sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —– alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —— alacaklı olduğu, dava konusu alacağa dayanak irsaliyeli faturalar altında çeşitli isim ve imzaların yer aldığı, davalı tarafça iş bu isim ve imzalar ile bilirkişi raporu ile yapılan tespitlere yönelik herhangi bir itirazda bulunulmadığı, iş bu hususun mal teslimi ve haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ortaya koyduğu, aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından—— icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 5.371,36 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 1.074,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 366,91 TL harçtan, peşin yatırılan 64,87 TL harcın düşümü ile geri kalan 302,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 64,87 TL peşin harç, 54,40 Başvuru harcı, 1151,50TL bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 1.270,77 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk ücreti 1320,00 TL’ nin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 15/10/2020