Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/244 E. 2023/757 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/244 Esas
KARAR NO: 2023/757
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/07/2020
KARAR TARİHİ: 26/09/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı …, uzun yıllar (12 yıl) müvekkilimle birlikte sözlü olarak kurdukları adi şirkette ortak olarak faaliyette bulunmuş, bu kapsamda ortaklığın imalat, satım işleriyle ve müşterilerle ilgilenmiştir. Şirket piyasada müvekkilimin soyadı olan ———- Şirketi olarak tanınmaktadır. Pazar payı ekli cirolardan da anlaşılacağı üzere oldukça yüksektir. Tarihten üç yıl kadar önce davalılar ——— ve ——— şirkete müşteri getirmeleri karşılığı ortak olmuşlar ve şirket tarafından da sigortalanmışlardır. 2018 yılından itibaren ciroda düşüşler başlamış müvekkil konuyu ortağı davalı … sorduğunda davalı … şirketten aylık para talep etmiş ve ortaklık payının da %55 olmasını istemiştir. Müvekkil bu talepleri kabul etmiştir. Ancak 2019’da şirket cirosu çok düşmüştür. Müvekkilinin şirketine 2019 sonunda yanlışlıkla ——— şirketi adına bir iade faturası gelmiş bu faturanın kendilerine ait olmadığı için iade eden şirketi aradıklarında davalı … ait olduğu öğrenilmiştir. 2020 Ocak ayından itibaren ise tüm siparişler durmuştur. Bunun üzerine müvekkil yaptığı araştırmada; Davalı … müvekkille adi ortaklıkta ortaklığı devam ederken ortaklığa fason ambalaj ve koli imalatı yapan davalı … ile birlikte imalat yaparak adi ortaklığın müşterilerine satış yaptıklarını, Davalılar … ve … 2019 yılı Aralık ayı sonu itibari ile tüm müşterilerini Davalı … şirketine kaydırdıklarını ve adi ortaklığa şirketinden ayrılarak Davalı …. ait ——— şirketi çalışmaya başladıklarını tespit etmiştir. Bu tespitler üzerine müvekkil konuyu davalı …sorunca kendisinin ortaklık devam ederken 2019 Şubat ayında müvekkilden habersiz aynı iş faaliyeti için ——– şirketini kurmu şirket kurduğunu, tüm müşterileri kendi şirketine kaydırdığını beyan etmiştir. Davalı … ile birlikte çalışan davalı … yaklaşık bir yıl boyunca müvekkilin ortak olduğu adi ortaklığa devam ederken müvekkilin ortak olduğu şirketin en önemli müşterilerini kendi şirketine yönlendirmiş ve onlarla çalışmaya başlamıştır. Yine ortaklıkta çalışırken tanıştığı müşteri potansiyeli ile pazarlama alanını kendi ve şirketi lehine kullanmaya başlamıştır. Diğer davalılar ———- ve ——— tüm müşterileri ———– şirketine kaydırmışlardır. Sonuç olarak 2020 Ocak ayı itibarı ile adi şirket hiçbir ticari faaliyette bulunamaz duruma düşürülmüştür: Bu Durum müvekkilin çok büyük maddi zarara uğramasına sebep olmuştur. Konuya ilişkin Muhasebe kayıtları bilahare sunulacaktır. davalılar … organizesiyle müvekkille … ortak olduğu Adi Şirketle aynı koli ve ambalaj üretimi yapıp müvekkilin müşterilerini elinden almak suretiyle, Türk Ticaret Kanununun 55. maddesi gereğince, haksız rekabette bulunmakta, öğrendikleri bilgileri ve Davalı … şirketi lehine kullanarak müvekkilin müşteri ve pazar payını ortadan kaldırmaktadırlar. Bu durumda haksız rekabetin tespiti ve men’i ve maddi kayıplarımız nedeni ile maddi tazminat istemek zarureti hâsıl olmuştur.”  Şeklinde  açıklamalarda  bulunarak, Davanın kabulünü,  ile haksız  rekabetin  tespiti  ve men’ine, davalılardan  şimdilik 10.000 TL Maddi  tazminata  hükmedilmesini  Yargılama  giderleri  ve  vekalet  ücretinin  davalı  tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmektedir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı dilekçesinin 1 numaralı bendinde davalılardan … ile sözlü olarak kurdukları adi şirkette ortak olarak faaliyette bulunduklarını, bu kapsamda imalat ve satım işleri ile ilgilendiklerini beyan etmiştir. Oysa işin aslı davacının beyan ettiği gibi değildir ve ortada da herhangi bir kurulmuş SÖZLÜ BİR ADİ ŞİRKET de söz konusu değildir. Davacı … tamamı ile farklı bir sektörde faaliyet gösteren ———- ŞİRKETİ’nin sahibidir ve ticaret ünvanından da anlaşılacağı üzere reklam ajanda promosyon ürünleri pazarlaması yapmaktadır. Müvekkil … ise küçük yaşlarından beri mukavva ambalaj ve kutu üzerine çalışan birisidir ve davacı ile adeta bir komisyoncu gibi çalışmıştır. Davacı daha önceden tanıdığı … kendisine iş getirmesini teklif etmiş, … ise iş bu teklifi kabul etmiştir. İş hayatında tanınan ve maddi gücü olan davacı …, davalı … mukavva piyasasından tanıdığı müşterileri getirmiş ve elde edilen siparişlerin bedellerini ise davacı ile yarı yarıya paylaşmak kaydı ile işi almış ve de ———- Şirketinden fatura ettirmiştir. Bu sayede davacı davalı … azmi ve çalışkanlığı sayesinde elini sıcak ve soğuk suya değdirmeden kazanç elde etmiş bir bakıma davalı …ekonomik güçsüzlüğünü yıllar yılı kullanmıştır. Kaldı ki davacının sözlü adi şirket kurduk beyanı da tarafımızca oldukça traji komik bulunmaktadır. Madem çok karlı bir iş alanı ise niçin 12 yıl bekleyip de davalı ile gerçek bir ticaret şirketi kurmamış yada davalı … gerçek anlamda kendine ortak etmemiştir. Davacı … yine dava dilekçesinin 2 numaralı bendinde davalılardan … ve … de müşteri getirmek kaydı ile ortak olduklarını beyan etmiştir. Her iki davalı da ——— Şirketinin halihazır sigortalı elamanı ve işçisidir yani ortağı değillerdir. Davacı … dava dilekçesinin 3 numaralı bendinde 2018 yılında ciroların düştüğünü, davalı … kendisinden para talep ettiğini ve yine davalı … ortaklık payını yüzde ellibeşe (% 55) çıkarmak istediğini kendisinin de bu talebi kabul ettiğini , 2019 yılında ise göya yanlışlıkla ——– şirketi adına bir iade faturası geldiğini ; bu iade faturası üzerinde yazan ——— şirketinin davalılardan …. ait olduğunu anladığını ve öğrendiğini beyan etmiştir. Bizler bu beyanları anlamakta bir hayli zorlanmaktayız. Şöyle ki: Davalı 2017 yılı sonundan 2018 yılı ortalarına kadar fatura kesen ——— Şirketinden sipariş bedellerini alamamış her defasında davacı tarafından oyalanmıştır. Davacı yaklaşık bir yıl boyunca davalı …. ödeme vermemiştir. … ödeme istediğinde ise bir kaç kişi ile birlikte kendisinin yanıma gelmiş ve davalıyı tehdit ederek korkutmaya çalışmış ve bu tehditler bir süre devam etmiştir. Bu yaşanan kötü hadiseler neticesinde davalı … karar vererek … ile yapmış olduğu işbirliğini sonlandırmış ve ——— şirketi ‘kurmuştur. Bu gelişmelerden gün be günde … haberi vardır. Ortada maddi anlamda güven ilişkisi kalmamış, üstelik … her ayrılmak istediğini söylediğinde tehdit bile edilmiştir. Davacı yine dava dilekçesinin 3 numaralı bendine devamla davacı … diğer davalılardan … ile birlikte imalat yaptıklarını , yine davalılardan … ve …2019 yılı aralık ayı itibari ile tüm müşterileri ——— Şİrketine kaydırdıklarını ve bu şirkette işe başladıklarını beyan etmiştir. Oysa yine bu beyanlar gerçeği yansıtmamaktadır. Davalılar … ve … davacıya ait şirkette pazarlama elamanı olarak 2016 yılında çalışmaya başlamışlardır. Kendileri kendi portföyleri ile yani kendi müşterilerini getirerek işe başlamışlardır. Bundan dolayıdır ki HİÇ BİR MÜŞTERİ DAVACI …TANIMAZ. Bu sektörde her pazarlamacı kendi müşterisini yaratır ve istenirse başka şirkete portföyü ile birlikte transfer olabilir. Bunun yanında her iki davalıda çalıştıkları dönemde maaşlarını düzgün alamamışlar üstüne üstlük … tarafından işten çıkartılmışlardır. Akabinde ise ———– Şirketinde yine pazarlama elemanı olarak işe başlamışlardır. Davacı yine dava dilekçesinin 4 numaralı bendinde ise yine yukarıda arzettiğimiz şeylerden bahsederek tüm gerçek kişi davalıların ortak hareket ederek çalıştıklarını, tüm müşterileri kendilerine ve ——— Şirketine yönlendirdiklerini ,sonuç itibari ile kendisinin büyük bir maddi zarara uğradığını beyan etmiştir. Oysa … asla hiç bir zaman koli ve oluklu mukavva işini yapan bir iş adamı olmamıştır. Kendisi promosyon ve reklam iş ile iştigal eden bir firma sahibidir. Bu iş tamamıyla davalı … küçük yaşlardan bu güne dek yaptığı ve bildiği bir sektördür. Onun için piyasada bilinen ve tanınan sadece …. Hiç bir müşteri … tanımamıştır. ———- Şİrketi sadece fatura kesmek için ve şirket merkezi için kullanılmıştır. Davalı … başlarda Ekonomik gücü olmadığı için … ile komisyoncu gibi çalışmış ve kazandığı her kuruşun yarısını da kendisi ile paylaşmıştır. Bu sebeple davanın  reddini, Yargılama giderleri  ve vekalet  ücretinin davalı  tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmektedir.

DELİLLER:Ticari defter ve belgeler, e-mailler, dekontlar, Vergi Kayıtları, ticaret sicil kayıtları, Vergi Dairesi Cevapları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.04//02/2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisi ile Nitelikli Hesaplama Uzmanına tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 03/010/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Davanın adi ortaklık temeline dayanılarak açıldığı, ancak dosyadaki verilerde tanık beyanları hariç bu konuda bir belge bulunmadığından taktirin mahkemede olduğu, Davalı şirketlerle davacı müşterilerin verilen liste ile aynı oranda olduğu, Davalı … ile … davalı ——— şirketinde ortak oldukları, Mahkeme salonunda 04/02/2021 tarihli celsenin 4 numaralı ara kararında taraf ticari defterlerinin 05/03/2021 günü mahkeme salonunda ibraz etmeleri, yerinde inceleme talep edilmesi halinde defterlerin bulunduğu yer ile inceleme esnasında muhatap alınacak kişinin isim ve iletişim bilgilerinin istenildiği, belirtilen gün ve saatte defterlerin ibraz edilmediği ve ayrıca yerinde inceleme talep edilmediği, dosyaya celp edilen davacı …, davalı ———- ile ——— firmalarının 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait bs beyannamelerinin incelendiği, buna göre davacı portföyünde bulunan çeşitli müşterilere 2017-2020 yılları arası dönemde davalı ———- firmasının KDV dahil olmak üzere toplamda 670.466,56 TL, diğer davalı ———- firmasının 2019-2020 yıllarında KDV dahil 4.153.379,34 TL tutarlı satış gerçekleştirdiği tespit edilmiştir.28/02/2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisi ile Nitelikli Hesaplama Uzmanına tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 05/07/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı … arasında adi ortaklık sözleşmesinin bulunduğu, Davalı … adi şirket bakımından rekabet yasağına aykırı ettiği kabul edilse dahi, davalı … aynı sektörde başka bir şirketinin olduğu ve … bu şirketten de aynı işi yaptığının davacının bilgisinde ve kabulünde olduğu ve itiraz etmediği anlamına gelecek olup, bu durumda bir rekabet yasağına aykırılıktan söz edilemeyeceği, Davalı … adi şirket bakımından haksız rekabette bulunmadığı, Davacının çalışanları olan davalılar … ve …, hizmet sözleşmesi gereğince rekabet yasağına aykırı hareket ettiklerinin davacı tarafından ispatlanamadığı, Davacının çalışanları olan davalılar … ve … haksız rekabette bulunduğu, Davalı gerçek kişi çalışanlar ile diğer bir davalı olan ——— Şti.’nin haksız rekabete iştirak oranları belirsizdir. Gerçek kişilerin yaptıkları hangi satışın haksız rekabet kapsamında değerlendirileceği belirlenememektedir. Dolayısıyla gerçek kişi çalışanlar bakımından haksız rekabet nedeniyle meydana gelen zarar tespit edilemediği; ——— Şti.nin haksız rekabette bulunduğu ancak davalı … ve … aynı sektörde başka bir şirketlerinin olduğu ve bu şirketten de aynı işi yaptıklarının davacının bilgisinde ve kabulünde olduğu ve itiraz etmediği anlamına gelecek olup, bu durumda bir haksız rekabetten söz edilemeyeceği, ——— Şti’nin haksız rekabette bulunduğu ancak davalı … aynı sektörde başka bir şirketinin olduğu ve … bu şirketten de aynı işi yaptığının davacının bilgisinde ve kabulünde olduğu ve itiraz etmediği anlamına gelecek olup, bu durumda bir haksız rekabetten söz edilemeyeceği, Davacı … ile davalı ———- Şti’nin aralarında bir haksız rekabetin varlığının kabulü halinde ——— Şti.nin uğradığı kar kaybının 20.473,30 TL olacağı şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, haksız rekabetin tespiti ve meni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı yan, davalı … ile sözlü olarak kurdukları adi şirkette 12 yıl birlikte faaliyette bulunduğu, 2017 yılında davalılar … ve … şirkete müşteri getirmeleri karşılığında ortak oldukları, davacıya davalı ——– şirketi Tarafından iade faturası geldiği ve davalı şirketi aradıklarında şirketin davalı … ait olduğunu öğrendiği, 2020 Ocam ayında tüm siparişlerin durduğu, davalı … adi ortaklık devam ederken davalı … ile birlikte adi ortaklığın müşterilerine satış yaptıkları, davalılar … ve … adi ortaklıktan ayrılarak müşterileri davalı ———- şirketine kaydırdıkları ve bu şirkette çalışmaya başladıkları, davalı … ve davalı … adi ortaklığın müşterilerini şirketleri davalı … yönlendirdiklerini beyan ederek haksız rekabet yaptıklarını iddialarına dayanmaktadır.Somut uyuşmazlıkta uygulanması olası hükümler, TTK’nın haksız rekabet hükümleri ve İş Hukuku sadakat ilkeleridir.Haksız rekabet, TTK m. 54-63 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK m. 54/1 hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır.Gerekçeden de anlaşılacağı üzere “dürüst rekabet” ile kastedilen “oyunun dürüstlük kurallarına, centilmenliğe uygun olarak oynandığı katışıksız, saf bir rekabet” kastedilmektedir. “Bozulmamış rekabet” ise çok daha geniş bir kavram olup en genel haliyle “güven duyulan, hilesiz rekabet” anlayışını temsil etmektedir.Hangi durumda bir rekabetin “dürüst ve bozulmamış” olarak nitelendirileceği ise her şeyden önce haksız rekabet hukukunun kadim ilkelerinden olan “emek ilkesi”ne göre belirlenmektedir Bu ilkeye, kendi emeğini ortaya koymadan gerçekleşen ve rakipleri rekabette engellemeye yönelik her türlü davranışın haksız olduğu anlamına gelmektedir. Başka bir ifadeyle, “kendi emeğine dayanmayan rekabet haksızdır” .Hükmün 2. fıkrasında ise Kanun Koyucu haksız rekabeti, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.Görüldüğü üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.TTK m. 55/1 -b(1) hükmü “-b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;-1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek” eylemini bir haksız rekabet hali olarak nitelemiştir. Bu haksız rekabet halinden söz edebilmek için bir kimsenin “sözleşme ilişkisi içinde olduğu” müşterilerinin, “bizzat kendisi iş yapabilmek amacıyla” “sözleşmeyi sonlandırmaya”, yönlendirilmiş olması” gerekir. Bu haksız rekabet halinde dürüstlük kuralına aykırı olan husus, yönlendirme eylemidir. Bu eylemin dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde gerçekleşmesi gerekir.Ticari hayatta rekabet edenlerin, birlikte iş yaparken veya çalışanlar yoluyla edindikleri rakibe ait üretim tekniği ve bilgilerini kendileri için kullanmaları sıkça rastlanılan olaylardandır.Ticari sır konusunda; işçi-işveren ilişkisinin doğası, bilginin doğası, diğer bilgilerden kolayca izole edilebilme özelliği; gizli üretim süreçleri, formüller, bilginin işveren için önemi, işverenin mevcut bu bilgiye olan katkısı ve işçinin bilgiyi kullanması sonucunda işverenin nasıl etkilendiği konuları dikkate alınarak karar verilmelidir. Bir işçi, işinden işvereniyle rekabet etmek üzere veya bu ihtimal ile ayrıldığında, işverenin elinde, kendi ticari geleceğini sağlama almak için dört ayrı olanak bulunmaktadır. Bu olanaklardan başta geleni, işçiye rekabet yasağı koymak ve bilahare gerektiğinde bu yasağı yürütmektir. Diğerleri ise fikri mülkiyetin tescille veya ——— kapsamında korunan haklarını kullanmak, TTK hükümlerine dayanmak ve gizlilik sözleşmeleridir. Yargıtay hizmet sözleşmesi bittikten sonra işçinin bizatihi aynı sektörde çalışmasını haksız rekabet olarak nitelememektedir . Bununla birlikte eylemin özellikleri, rekabetin nasıl gerçekleştiği, edinilen tecrübelerin niteliği ve nasıl kullanıldığı dikkatle değerlendirilmelidir. Üretim teknikleri, formülasyon ve deneme raporları, ürünün piyasasına ve müşterilere ilişkin veriler ticari sır kavramına dahildir.
Kural olarak rekabet serbesttir ve özellikle müşterilerin, tüketicilerin ve uzun vadede ticari ve sınai faaliyet gösterenlerin yararınadır. Rekabet hakkı, girişim ve çalışma özgürlüğü bir yandan Anayasa ve ilgili yasalarla düzenlenmiş, korunan haklardan olduğu halde, çalışanlar ve girişimcilerin belli şartların bulunması kaydıyla rekabetten kaçınmaları yükümlülüğü (belli bir ticari veya sınai faaliyeti edadan kaçınmaları) öngörülebilmektedir. Rekabet yasağı sözleşmeden doğabileceği gibi yasadan da doğabilmektedir. Rekabet yasağının sözleşmeyle öngörülmesi halinde, geçerliliği ve meşruiyeti için esas alınacak kriterler, TBK 444. maddede düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı her türden iş yapan işçiye değil, belli sırlara vakıf olabilen, üretim ve müşteri çevresini bilen konumdaki işçilere uygulanabilecektir. Yine bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına yol açabilecek nitelikte olması da esastır.
TTK m.56/1-d’de düzenlenen maddi tazminat davası, haksız rekabet fiili sonucunda zarara uğrayan kimse tarafından tecavüz edenin kusurlu olması halinde uğradığı zarar ve ziyanı tazmin etmek için açılır, hukuka aykırı bir fiil olmalıdır. Bu fiil, TTK m. 55’te sayılan hallerden biri olabileceği gibi, TTK m. 54’teki genel hükmün şartlarına uyan bir fiil de olabilir. Haksız rekabet fiilini işleyen kimse söz konusu fiile kusurlu hareketi ile sebebiyet vermiş olmalıdır. Haksız rekabetin kasıtlı ve ihmali bir şekilde işlenmesi halinde kusurun varlığı kabul edilir. Kusurun ağırlığı hükmedilecek tazminat miktarının belirlenmesinde önem taşır. Bu eylem sonucunda mağdur fiili bir zarara uğramış olmalıdır. Hukuka aykırı fiil sonucunda bir zarar ortaya çıkmamışsa maddi tazminat davası açılamayacaktır. Haksız rekabet eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı mevcut olmalıdır. Bu çerçevede davacı borçlar hukukunun genel ilkelerine uygun olarak, fiilen bir zarara uğradığını ve zararın miktarını ispatlamak zorundadır. Bu açıklamalar ışığında; davacı yan adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu beyan etmiş ise dosya kapsamında buna ilişkin yazıl delil sunulmadığı, davalı ———- şirketinin 01/02/2019 tarihinde kurulmuş davalı … ait olduğu, davalı … ise 18/10/2017 tarihinde kurulmuş olup davalı … ve davalı … ait olduğu, 05/07/2023 tarihli bilirkişi heyeti tarafından ticari defterlerde kayıt olmayan gayri resmi kayıtları değerlendirerek taraflar arasındaki ilişkinin komisyon tutarı bölüşmesi üzerinde ticari ilişkinin mevcut olduğu ve sözle adi ortaklık ilişkisi olduğu söylenebileceği yönünde kanaat oluştuğu, raporda haksız rekabet bakımından davalılar bakımından yapılan tespitlerin dosya kapsamına uygun olduğu ve denetime elverişli olduğu, davacının davalı şirketlere satış gerçekleştirmesi davalı … ve … aynı işi yaptığının davacının bilgisinde olduğunun kabulü gerekeceği, davacının davaya konu talebinin iyi niyet kuralına aykırı düşeceği ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davacının yasal koşuları oluşmayan ve ispatlanamayan taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan haksız rekabetin tespite ve meni ile maddi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin yatırılan 170,78 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,07‬ TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Haksız rekabetin tespiti ve meni yönünden; Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Maddi Tazminat Bakımından; Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 10.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-1.400,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2023