Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2021/837 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO : 2021/837

DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2012
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili —-şirketteki hisse payı olan %49’luk oranla sınırlı kalmak kaydıyla müvekkiline karşı bir kısım taahhütlerde bulunduğunu buna göre müvekkiline karşı ikame edilen veya edilecek her türlü davaya bağlı olarak müvekkilinin uğraması muhtemel zararların %49’unun davalı tarafça ödeneceğinin taahhüt edildiğini, protokolün — dönemine ilişkin işçilik ve tazminat alacaklarından sorumlu olacağını ve bu hususta kendisine yazılı olarak yapılacak bildirime—- ödeneceği, yine protokolün c.6 maddesinde ise müvekkili aleyhine açılmış ve açılacak her türlü hukuk davalarının sulhen veya dava sonucu neticelenmesi durumunda 3.kişilere yapılacak olan ödemelerden hissesi oranında sorumlu alacağının taahhüt edildiğini, bu taahhüdün kısmi karşılığını temin etmek üzere davalı —- olan — yatırdığını, protokolün imzalanmasından evvel müvekkili aleyhine açılmış derdest — ve onayı —– edildiğini, bu dava dosyalarını takip edene —– verilen vekaletnamede davalı imzasının da bulunduğunu, — dışında protokolden sonraki dönemde de başkaca taleplerle müvekkili aleyhine yeni davalar açıldığını, — mahkemelerinde müvekkili aleyhine açılan bir kısım davaların ise —– dolayısıyla davalının sorumlu olduğu döneme ilişkin davalar nedeniyle müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretleri, mahkeme masrafları ve diğer masrafların %49’luk kısımının protokol gereği davalı tarafından ödenmesi gerektiğini ancak ödemekten imtina ettiğini, 13.05.2011 tarihli yazı ile bunun talep edildiğini, ancak davalının bu talebi reddettiğini belirterek şimdilik toplam — ödenmesini, bu tutarın — tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ——– ihtarında talep edilen hususun yasaya aykırı olduğunun bildirildiğini,—– davacı şirklet vekiline yapmış olduğu vekalet ücretine ilişkin bedeli ve yine haricen verilen mahkeme masraflarını ödemeyeceği beyanında bulunduğunu, protokolün 36.bendinin açık olduğunu, söz konusu maddede belirtilen 3.kişiler ifadesi şirket aleyhine açılan davalar neticesinde yapılacak olan ödemeleri ifade ettiğini, bunun davacı şirkete izah edildiğini, davacı şirketin vekilinin 3.kişi sıfatında bulunmadığını, protokolde belirtilen müvekkilinin sorumluluğu şirket ile anlaşmazlığa düşen işçilere işçi alacakları için yapılacak ödemelere ilişkin olduğu, 6.maddedeki — işçiler olduğunu, dava konusu protokolde davacının kendi —-ödeneceğine ilişkin bir ibare bulunmadığını, yine 5 ve 6.maddeler incelendiğinde 3.kişilerin işçiler tarafından açılan davalara ve yine işçilerin vekillerine ödenecek yasal vekalet ücretlerini ve yargılama giderlerini kapsadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesiyle; Taraflar arasında 21.06.2010 tarihli protokolün geçerliliği hususunda uyuşmazlığın bulunmadığını, protokolün imzalamasındaki amacın müvekkilinin devir öncesine ait döneme ilişkin her türlü maddi riskten beri tutulması olduğunu, davalının —- riskleri de üzerine aldığını, meydana gelecek zararın %49’luk kısmını karşılamayı taahhüt ettiğini, davalının sorumlu olduğu devir tarihinden önceki döneme ilişkin alacaklara dair yargılamalarla ilgili olarak —– ödemelerin sabit olduğu, dava dilekçesinde belirtilen avukatlardan alınan— davalının sorumluluğunda olduğu düzenlenen işçi davalarının takibine — belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Mahkememizce —, Dava konusu alacağın,— kapsamında davalı tarafın % 49’luk hissesine isabet eden kısmı — yargılama masraflarının — alacağının tahsil amacı ile yürüğü takibe yapılan itirazın iptali davasından—– olduğu, ——– bulunduğu, dava——– takip edildiği, alacak tutarlarının——– —, —-dava konusu alacağın —- üzerinden — bulunmadığıdan,hesaplama yapılamadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya— alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporu özetle, Dava konusu — imzalanmış olan protokol kapsamında davalı tarafın % 49’luk hissesine —- alacağı olmak üzere 91.925,45 TL alacağının tahsil amacı ile yürüğü takibe yapılan itirazın iptali davasından ——- ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu, dava—– tutarlarının — desteklendiği,—- uygun kayıt altına alındıkları, davalı …—, Davacı —- kapsamı uyuşmazlıkların—adına vekalet — kişilere davacı —veya bu uyuşmazlıklar için davacı — yapacağı diğer yargılama giderlerini ödeme taahhüdünde bulunmadığı, Dava konusu bu bedelleri 818 Sayılı mülga BK 18.maddesine göre tanımadığından Davacı — yerinde olmadığı, dava konusu alacağın —- üzerinden birçok— hesaplamanın mümkün bulunmadığından hesaplama yapılamadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
—– sayılı ilamında özetle; taraflar arasındaki ——- gereğince davacının iş bu davaları takip etmesi için tuttuğu ve vekalet — alacağının bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği — ödenmiş bulunan ücretinden dolayı avukatın 3.kişi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, davalının dava dışı —vekalet ücretinden dolayı sorumlu tutulup tutulamayacağı yönünde olduğu, buna göre davacı şirketin iş davalarını takip etmesi için görevlendirilen ve kendisine her ay düzenli olarak — ödeme yapılan —, protokol hükümlerini incelenmesinde açıkça hisse değerinden önceki dönemler için açılan ve açılacak iş davalarından dolayı işçi konumundaki işçilere yapılacak ödemelerin kastedildiği, davalının 3.kişi konumunda olmayan —sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
—— karar sayılı ilamında özetle; ihtilafa bakmakla görevli mahkeme TTK 4 ve 5 md gereğince — mahkemesidir. —Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa yönelik hüküm ——- isabetli olmamıştır. Davacının diğer—-HMK m.353/1-a-3 gereği kararın kaldırılarak dosyanın—- gönderilmek üzere mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu itibarla; HMK m.353/1-a-3 gereği kararın kaldırılarak mahkemenin görevsizliğine dosyanın yetkili —- gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Dava, davacı—- davalı arasındaki —- talebine ilişkindir.
—-konusu davalı ile dava dışı —, davacı ile dava dışı— hak ve borçların düzenlenmesidir.
——- tarihli vekaletname ile davacı şirketi ——– sözleşmenin C bendinin 5 ve 6.maddeleri gereğince alacak talebinde bulunduğu, buna göre davalının kendi dönemine — alacaklarından sorumlu olacağı bu kapsamdaki anlaşmazlıkların sulhen veya dava yoluyla çözülmesi durumunda 3.kişilere yapılacak ödemelere de davalının % 49 hissesi oranında ödemeyi taahhüt etmesine dayandığı ve sözleşmede yer alan 3.kişiler tanımına uyuşmazlıkları çözmekle —-kapsadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalının davacı — tarihinde davacı ve dava dışı şirketteki hisselerini davalının devrettiği kabulü üzerine sorumluluk çerçevesinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Buna göre; davacı — %49 hisse sahibi olan davalı arasında yapılan ve — gereğince şirkette hisse sahip olduğu anlaşılan davalının hisselerini sözleşme tarihinde devrettiği ve — çalışan işçiler lehine doğacak tüm işçilik ve tazminat alacaklarından devir tarihine kadar olan süre ile sınırlı olmak üzere hisse oranında şahsen sorumlu —— devir tarihinden önceki döneme ilişkin olmak kaydıyla devir tarihinden sonra şirket aleyhine açılması muhtemel işçi alacakları, işe iade gibi davaların sulhen ya da dava sonucu neticelenmesi durumunda 3.kişilere yapılacak olan ödemelerden hissesi oranında şahsen sorumlu olduğu kabul edilmiş olduğundan böylelikle davacı şirket ile hissedarı olan davalı arasında önceki döneme ait ve bu dönemle sınırlı olmak üzere şirkette ——– işçi alacakları ile bu alacaklar nedeniyle 3. kişilere yapılacak ödemeler dava konusu olduğu görülmektedir.
Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde —— konusu alacağın 21/06/2010 tarihinde imzalanmış olan protokol kapsamında davalı tarafın % 49 luk hissesine isabet eden kısmı için —- talep edildiği, taraflar arasında protokol akdedildiği, dava konusuna ilişkin Av. ….—- edildiği, alacak tutarlarının — tespit edilmiştir. Ancak söz konusu bilirkişi raporunda işbu alacak davasını itirazın iptali davası olarak değerlendirilmesi ve davacının talep ettiği — değerlendirilmesi gibi bir çok tespitin yerinde olmadığı, dosya muhteviyatına aykırı olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmamıştır.
—— sayılı dosyası kapsamında aldırılan 15/02/2016 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde dava konusu alacak tutarlarına dair ödemelerin davacı şirket tarafından ifa edildiği, alacak tutarlarının—–,—- muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak kayıt altına alındığı, dava konusu alacağın, davalının da hissedar olduğu dönemden kaynaklanan iş davaları sebebi ile mevcudiyet bulduğu,—- protokolün 5. Ve 6. Maddeleri davalı tarafın devretmiş olduğu % 49’luk hisse oranı üzerinden sorumlu olması gerekeceği, davalı tarafın 13/05/2011 tarihli ihtarname ile temerrüde düştüğü —– sebebi ile de bakiye kalan kısım olan 56.760,60 TL için faiz yürütülebileceği kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Davalı vekili—– davacı şirket tarafından —- ödemelerin hesabında — sözleşmesinin bulunmaması durumunu da göz önünde bulundurarak —- tarihi itibariyle dava başına tek tek hesaplattırılması ve var ise davalıya sorumluluğun tespiti gerektiğini savunmuştur. Savunmasına dayanak olarak Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Sözleşmesi” başlıklı 163. Maddesi ve “———. Maddesi gösterilmiştir.
—- “Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. —— kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir. —– bu Kanunda belirtilen —- miktarında geçerlidir. İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez—- hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz.” şeklindedir.
Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. Maddesi; “— taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı —- veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava—-altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın —- emeğine göre ilâmın kesinleştiği —— şeklinde düzenlemeye yer verildiği görülmüştür. Madde —- anlaşılacağı üzere taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı durumda davanın kazanılan bölümü ——- arasındaki bir miktar—- gerektiği hüküm altına alınmıştır. Oysa somut olayımızda davacı ————– arasında hizmet bedeli hakkında her hangi bir ihtilaf bulunmadığı gibi şirket ticari defter ve kayıtlarında —- edilebilir olduğu anlaşılmaktadır. Bu— davacı şirket ile hizmet— hakkında her hangi bir ihtilaf bulunmaması nazara alındığında davacı şirket ile davalı eski ortak arasında 3.kişi konumunda bulunan avukatlara (aylık maaş olarak) ödemenin yapıldığı — yönündeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak sözleşmenin C/5.maddesinde; hisse devri tarihinden sonra gerçekleşse dahi şirketlerde halen çalışmakta olan işçiler lehine doğacak tüm işçi alacaklarından devir tarihine kadar olan süreyle sınırlı olmak ve kendi dönemleri ile ilgili olmak kaydıyla hisseleri oranında şahsen davalının sorumlu olduğu buna göre, kendilerine bildirim yapılmasından itibaren en geç 3 gün içinde ilgili meblağı şirkete ödemeyi taahhüt ettikleri, 6.maddesinde ise şirket aleyhine açılmış olan ya da devir tarihinden önceki döneme ilişkin olmak kaydıyla devir tarihinden sonra şirket aleyhine açılması muhtemel işçi alacaklarına ilişkin davaların sulhen veya dava sonucu neticelendirilmesi surumunda 3.kişilere yapılacak olan ödemelerden hisseleri oranında davalının ———– edildiği, — işçi alacakları nedeniyle takip edilen dava ve icra takip dosyalarında görevlendirilmiş avukatlarında taraflar haricinde— raporunda davalıya gönderilen ihtarnameye konu alacak kalemlerine ilişkin yapılan hesaplama neticesinde taleplerin yerinde olduğunun anlaşıldığı, dava konusu alacağın, davalının da hissedar olduğu dönemden kaynaklanan iş davaları sebebi ile mevcudiyet bulduğu, taraflar —- devretmiş olduğu % 49’luk hisse oranı üzerinden sorumlu olması gerekeceği, davalı tarafın —- anlaşıldığından taleple bağlılık—- sebebi ile de bakiye kalan kısım olan 56.760,60 TL için faiz yürütülebileceği değerlendirmelerine mahkememizce iştirak edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
A)35.164,85 TL’nin temerrüd tarihi olan —–itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
B) 56.760,60 TL’nin temerrüd tarihi olan —- itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden — harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.365,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.914,32 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte — göre hesaplanan 12.682,92 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvuru harcı, 1.365,10 TL peşin harç toplamı 1.386,25‬ TL ile 1.474,50 TL (———yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davalılara iadesine,
6-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.