Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/237 E. 2020/627 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKLÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/237 Esas
KARAR NO : 2020/627

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in pay sahibi ve yöneticisi olduğu ——numarası ile tescil edildiği ancak —- tarihinde sicilden resen terkin edildiğini, bu nedenle müvekkilinin İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi —- Sayılı dosyasında dava açarak şirketin ihyasını talep ettiğini, dosyanın yargılaması neticesinde şirketin üzerine kayıtlı olan— plakalı aracın satılması ve tasfiye işlemlerinin tamamlanması ile sınırlı olarak ihyasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerinin tamamlanması amacıyla mahkeme kararı ile resen … atadığını ancak … tasfiye memurluğu görevini kabul etmediğini, bu nedenle yerine tasfiye memuru olarak … tasfiye memuru olarak atadığını—– plakalı aracın satılması için tasfiye memuru … ile iletişime geçmeye çalışıldığını ancak tasfiye memurunun kendisine hiçbir şekilde ulaşılamadığını, tasfiye memuru …, görevini usulünce yerine getirmediği ve iletişime de geçmediğinden şirket adına kayıtlı olan aracın satılması işlemleri tamamlanamadığını, dilekçemizde açıklanan nedenlerle, —–görevine son verilmesini ve müvekkili ….—-plakalı aracın satışının yapılması ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması amacıyla tasfiye memuru olarak atanmasını ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … müdürlüğü meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü tasfiye memurunun değiştirilmesini talep etmiş, davasını davalı olarak ——- yöneltmiştir.Davayı açtıktan sonra ise 11.09.20210 tarihli dilekçesi ile önceki tasfiye memurlarını davaya dahil etmek istemiştir.
Yargıtay —— Sayılı ilamında “…. Davalı ——- vekilinin talebi üzerine davaya dahil edilmesi, gerek 1086 sayılı HUMK’da, gerekse 6100 sayılı HMK’da dahili davalı başlığı altında bir müessese düzenlenmemiş olduğundan yerinde değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesinde, davada taraf değişikliğine ilişkin hüküm düzenlenmiş olup, somut olayda bu maddenin uygulanmasına da imkan yoktur. Nitekim eldeki davada, taraf değişikliği değil, dava dilekçesiyle davanın yöneltildiği davalının yanında, başka bir tüzel kişiliğe de davanın yöneltilmesi söz konusudur. Davanın başında taraf olarak gösterilmeyen kişilerin, taraf yanında sonradan davaya dâhil edilmesi, ancak taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı mevcut ise mümkündür. Aksi halde, bir dava açıldıktan sonra mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek ıslah ile dahi mümkün değildir. Davalı ——- arasında ise mecburi dava arkadaşlığı yoktur. —hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından, dâhili dava yolu ile davaya hasım olarak eklenmesi ve hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan kimselerin dahili dava yolu ile davaya sonradan dahil edilmelerinin mümkün olmadığını belirtmiştir.Bu tür davaların şirketi temsilen tasfiye memuruna karşı açılması gerektiği anlaşılmıştır. Nitekim Uyap veri tabanından bu husus araştırılmış, bu tür davalarda— müdürlüğünün hasım olmadığı ve hasmın şirketleri temsilen tasfiye memurlarına yöneltildiği görülmüştür.( Bkz.—— Sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamından davalı … müdürlüğü ile tasfiye memurları arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı ve bu tür davaların ticaret sicil müdürlüğüne karşı açılmasının da hukuken mümkün olmaması, davalının pasif husumetinin olmaması nedeni ile davanın bu nedenle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı … Müdürlüğü aleyhine açılan tasfiye memurunun değiştirilmesi ve yeni bir tasfiye memuru atanması davasının davalının pasif husumet ehliyet yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzene karşı davalı tarafın yokluğunda , oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.