Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/233 E. 2021/891 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/233 Esas
KARAR NO: 2021/891
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 17/10/2018
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- sigortalı olan davalı —- tarihinde sürücüsü davalı —sevk ve idaresinde iken, ——— üzerinde işe gitmekte olan davacıya çarparak yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davacının kendinde olmaması ve olay sonrasında hemen —– kaldırılmasını fırsat bilen sürücü, olayda kusuru olmadığına ilişkin trafik polisleri eşliğinde tek taraflı olarak tutanak tutturduğunu,—–yoğunluğundan ameliyatın gerçekleşmemesi sebebiyle —– yatarak burada —- ameliyat olduğunu, ameliyattan sonra —-istirahat raporu aldığını, raporun bitişinden itibaren yine kendisine — günlük istirahat raporu daha verildiğini, olayda —– plakalı aracın kusurlu olup olmadığı araştırılmadığını, davacının kaza nedeniyle bilinci yerinde olmadığından ilk ifadesinde kendisine çarpan kişiden şikayetçi olmadığını beyan ettiğini, kazadan saatler sonra kendine gelen ve bilinci açılan müvekkil, kendisine çarpan kişi hakkında aynı gün şikayetçi olduğunu, ancak ilk ifadesinde şikayetçi olmaması nedeniyle davalılar hakkında —- nolu dosyasından takipsizlik kararı verildiğini, açıklanan nedenlerle davacı lehine—–maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müteselsilen —– tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hakkında daha önce verilmiş —- kararının bulunduğunu, kesin karar verilmiş işbu dava konusu hakkında yeniden dava açılamayacağını, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; Davacı—–olarak tespit edildiğinin sonuç ve kanaatine varıldığını beyan edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçelerinde “müvekkilin geçici ve sürekli iş göremezlik sebebiyle uğradığı zararın şimdilik—-beyan ettiklerini, işbu kez müvekkilinin nihai ve gerçek zararını —- daha artırmak sureti ile ıslah ettiklerini, işbu alacağa dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Dava yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
Mahkememizce davacının tedavisine ilişkin kayıtlar celp edilerek maluliyeti konusunda — raporuna göre davacı — tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı gelişen arızaları sebebiyle — maluliyet derecesinin — olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise—- aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Dosyada yer alan — tarihli teknik bilirkişi raporuna göre davaya konu — tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde: Mülkiyeti davalı — adına kayıtlı, davalı — sigortalı olduğu tespit edilen — plakalı araç sürücüsü — % 60 oranında kusurlu olduğu, yaya davacı —- % 40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir
Dava dosyasında mevcut —-sevk ve idaresindeki — tarihleri arası davalı —- olay tarihini kapsayan — teminat limit miktarı—– olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce hesap durumuna ilişkin olarak Aktüerya bilirkişilerinden rapor alınmıştır.
Dosyada mevcut —-cevap yazılarına ekli —– tarihli sosyal ve ekonomik durum araştırma zaptında davacı —- çalışmadığı aile yardımı ile geçindiği tespit edilmiştir.
Dosyanın incelenmesi ve değerlendirilmesinde, davanın trafik kazası nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazmini talebi olduğu, davalı sigorta şirketinin ise sigorta poliçesi nedeniyle sorumluluğu bulunduğu, manevi tazminat talebinin davalı —— yönelik olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce maluliyet ve maddi zararlar yönünden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
—– nazara alınarak oluşturulan—— sayılı ilamında; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ——- kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi —–tarihinden sonra —- şeklindeki açıklamalarının ışığı altında — tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak—— maluliyet raporuna istinaden hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmakla mezkur yönetmelik çerçevesinde hesaplama yaptırılarak tanzim edilen —- tarihli aktüerya bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Davalı — değir davalılar bakımından — aktüerya bilirkişi raporu doğrultusunda davalı — sürücüsü daval—%60 oranında kusurlu bulunduğu nazara alınarak yapılan hesaplamada davacının —- aylık geçici iş göremezlik devresinde uğradığı kazanç kaybının — olduğu,— engel oranına göre —-sürekli iş göremezlik zararının oluştuğu, bu haliyle gerçek zararının — olduğu, sigorta poliçesinde ayrı ayrı ölüm ve sakatlanma teminatı —- olduğu anlaşılmıştır.
Davalı — vekili tarafından dosyaya mübrez — tarihli beyan dilekçelerinde özetle davalı —işleten sıfatının bulunmadığını, davaya konu —-alım satım kiralama komisyonculuğu aracılığı ile iştikal eden firma aracılığı ile aracı 3. Kişilere kiraya vererek kira geliri elde ettiğini, uzun süreli kiralama durumunda işleten sıfatının değiştiği beyanda bulunmuştur. Öte yandan, davalı—- tarihli beyan dilekçelerinde özetle davalı —- işleten sıfatının bulunmadığını, davaya konu aracın kiralandığına ilişkin bir kısım kira sözleşmeleri sunulmuş ise de anılan evraklarda davaya konu —- kaza tarihini kapsayan kira sözleşmesine rastlanılmamıştır. Bu nedenle kazaya karışan ticari aracın uzun süreli kiralanması nedeni ile fiili hakimiyetin devredildiğine yönelik itirazlar nazara alınarak — plakalı araca ait kira sözleşmesi ve kira sözleşmesi ile alakalı tüm bilgi ve belgelerin mahkememize sunulması amacı ile davalı ——haftalık süre verilmesine ve gerekli ihtaratın yapılmasına rağmen uzun süreli kira sözleşmesine yönelik her hangi yeni bir delil dosyaya sunmadıklarından bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı sigorta şirketinin cevap dilekçesinde müvekkili aleyhine —— karar verildiğine yönelik savunmaları incelemiş olup söz konusu —– — karar sayılı ilamına bakıldığında — talebin usulden reddine karar verilmiştir. Benzer konuya ilişkin ———– tarihinde bu kez usule uygun rapor ile aynı başvuran tarafından aynı davalıya karşı,aynı kaza nedeniyle meydana gelen maluliyetine ilişkin olarak herhangi bir gelişen durum iddiası olmaksızın açılmıştır. Yukarıda bahsi geçen aynı olaya ilişkin yapılan yargılamada verilen karar raporun usule uygun olmayışı nedeni ile verilen usulden ret kararı olmayıp, davacı tarafça yargılama yapılabilmesi amacıyla gerekli raporun verilen süre içerisinde sunulmaması ve bu nedenle ispatlanamayan davanın esastan reddine yönelik bir karardır.” şeklindeki açıklamalar muvacehesinde usulden ret verilen tahkim kararlarının kesin hüküm teşkil etmeyeceği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak ——usulden reddine dair verilen kararın kesin hüküm yasağına sebebiyet vermeyeceği anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde faiz talebinde bulunduğu, ıslah dilekçesinde ise dava tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği, bu haliyle taleple bağlılık ilkesi gereğince faiz başlangıcı olarak dava tarihi itibariyle faize karar verilmiştir.
Sonuç olarak davalı sigorta şirketin sigortalı diğer davalı araç sürücüsünün % 60 kusuruna denk gelen —geçiçi iş göremezlik tazminatı ile — sürekli iş göremezlik tazminatı sebebiyle tazminat toplamı olan —- dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——–gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları; davacının iyileşme süresinin 6 ay olduğu ve % 5 malul kaldığı, davacının aile yardığımı ile geçiniyor olması dikkate alındığında, oluşan zararın ağırlığı, davacının kazadaki kusur oranı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde; davacının talep ettiği —— manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmakla manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
AAÜT’nin 10/4 madde/fıkrasında;” Manevi tazminat davasının maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir” şeklindeki düzenleme gereğince manevi tazminat bakımından ayrıca vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile —geçiçi iş göremezlik tazminatı, — sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan —-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2—-manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak dava tarihi olan — tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile müştereken ve müteselsilen davalılar —– alınarak davacıya verilmesine
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.159,72 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL ile 73,84 TL Islah harçtan mahsubu ile bakiye 1.915,1‬0 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada maddi tazminata ilişkin kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı davada manevi tazminata ilişkin kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar —- alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yatırılan—— yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve Davalı ———-vekilinin yüzüne karşı diğer davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/12/2021