Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/231 E. 2021/795 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/231 Esas
KARAR NO: 2021/795
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 10/07/2020
KARAR TARİHİ: 28/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı —- tarafından —- sürücüsünün,—- tarihinde —– gittiğini, aracını işyeri önüne park ettiğini, aracın anahtarının park edilen işyerinde çalışan —- plakalı aracı otopark alanı içerisinde kiraladıkları otoparka getirmek için hareket ettiği sırada ——– plakalı —– çarparak,——– yaralanmasına sebebiyet verdiğini, —yaralanması sebebiyle, davacı sigorta kuruluşu aleyhine olarak açılan ve sonuçlanan, ——- sürekli sakatlık ödemesi yapıldığını, davacı sigorta kuruluşuna sigortalı aracı park eden kafe çalışanı —-kusurlu hareketi ile bu olaya sebebiyet vermesi ve davalı şirketin ise adı geçen davalının işvereni olması sebebiyle 3. Kişilere verdiği zarardan sorumlu olduğunu, davacı sigorta kuruluşu tarafından ilgilisine yapılan ——– ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı —- cevap dilekçesinde özetle;Olay tarihinde —- plakalı aracı park ederken—-arkadan geçmek istediği sırada kendisinin görmediğini, —–kiralık olduğunu, kendisinin de orada sigortalı bir çalışanı olarak görev yaptığını, kendisinden talep edilen ——- kabul etmediğini, eksperin kendisini haklı bulduğunu, motorcunun buna itiraz etmesi nedeni ile daha sonra %50 kusurlu bulunduğu, kendisinin bu iş yerinde —– kadar çalıştığını, fakat mekân sahibi kazanın olduğu tarihte de orada olduğunu, fakat kendisinin tanımadığını söylediğini, aleyhinde açılan davayı kabul etmediğini, reddini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin kazanın oluşumunda herhangi bir ihmali veya icra etkisinin olmadığını, illiyet bağının bulunmadığını bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişinin raporunda özetle; “Davalı sürücü—- dava konusu trafik kazasında %100 (YüzdeYüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, dava dışı —-sürücüsü —- dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, — karara esas alınan tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporu, —-olay tarihi itibariyle vergilendirilmiş ve üçüncü kişileri bağlayıcı delil niteliğinde olan gelir durumunu gösterir,——- başlatıldıysa takibe esas icra dosyası, —- sıralanan belge ve bilgilerin dosyaya sunulması halinde tazminat yönünden aktüerya hesabı yapılabileceği,” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişinin raporunda özetle; “İş bu davanın, davalılara karşı yöneltilmesinin mümkün olduğu ve rücu şartlarının oluştuğunun —-itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Bu husustaki hukuki durumun değerlendirilmesi ve delillerin taktiri —– kapsamında, araç işleteni davalı olarak gösterilmediği gibi, rücu şartlarının sınırlı olarak sayıldığı durumlar —-plakalı araç işletenine —karşı yöneltilmiş bir rücu davası olmadığı, —– bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Bu husustaki hukuki durumun değerlendirilmesi ve delillerin taktiri —- ait olmak üzere, iş bu dosyada mevcut veriler çerçevesinde, davacı sigorta kuruluşu tarafından tanzim olunan poliçenin tarafı olmayan ve işleten sıfatına haiz bulunmayan ——-kapsamında pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişinin ek raporunda özetle; “İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğum inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda tarafımca; Yapılan ödemenin rücuen tahsil talebinin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan —- tarihinden SONRA gerçekleştiği dikkate alınarak —- hesaplama yapıldığı, İş bu rapor ile yerindeliğinin tespiti yapılan — ödemeden önce davacı —-tarafından davacı — herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüş olup davacının —— bu açıdan bir tenzil yapılmadığı,—– sürekli iş göremezlik tazminatının—- ifade edildiği üzere hesaplamaya esas rapor tarihinin —- olarak esas alındığında; Dava dışı —– Hesap/Rapor tarihi olarak esas alındığında; Dava dışı—- —- hesaplanan toplam zararının —— rücu talebinin yerinde olduğu, —tarihi esas alınarak yapılan —- işlemiş yasal faizi ile birlikte güncellenmiş halinin —— olduğu,” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, —- sigortalanmış araç sürücüsünün 3. Kişiye vermiş olduğu zararın karşılanması nedenine dayalı açılan, sigorta şirketinin zarar görene —–ödediği tazminatı yaptığı ödemeyi rücuen kusurlu sürücü — sürücünün çalıştıranı diğer davalı —– tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesinde ve mahkememiz yargılaması devamında beyanları kapsamında kazanın yaralanmalı trafik kazası olduğu ve davalı şirketinin vale hizmeti verir iken hizmet kusurunda bulunmasından kaynaklı davacının rücu isteminde bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf sürücüye yönelik kast veya ağır kusur izafe edilebilecek her hangi bir delili öninceleme aşaması hitamına değin ibraz etmemiştir. Dava dilekçesinde bu hususta her hangi bir sav ileri sürmemiştir.
Bilindiği üzere, ———maddesi uyarınca re’sen araştırma ilkesinin geçerli olmadığı davalarda dava malzemelerinin toplanması ve mahkemeye sunulması taraflara aittir. Hakim kendiliğinden taraflarca ileri sürülmemiş vakıaları araştıramaz, hükmüne esas alamaz. Mahkeme, sadece tarafların getirdiği yada masrafını verip getirilmesini istediği delillere dayalı olarak hükmünü kurabilir.
Öte yandan, ——- hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ve 6100 sayılı HMK’nin 190/1. maddesinde; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Eldeki dava, taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükü de davacı tarafa aittir.
———-Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayımızda yapılan sigorta ile sigorta ettirenin veya sigortalı aracı kullananın kusuru sigorta altına alınmıştır. Rücu şartlarının oluşmaması nedeniyle sırf kusurlu olduğu belirtilerek, sigorta ettirene veya vale hizmetini kusurlu verene rücu edilmesi mümkün değildir. —- maddesinde bu yönde düzenleme mevcut değildir. Davacı sigorta kuruluşu tarafından tanzim olunan poliçenin tarafı olmayan ve işleten sıfatına haiz bulunmayan — plakalı araç sürücüsü davalı—— kapsamında rücu sebebiyet verecek unsurlardan her hangi birinin bulunmadığı, davacının bu hususu ileri sürerek somut delillerle ispatlamasının gerektiği, davacının kaza tarihinde, davacı sigorta şirketinin halefiyet ilkesi sebep gösterilerek soyut iddiası ile rücu şartlarının oluştuğundan söz edilemeyeceği, dava dilekçesinde başkaca teminat dışı kalan bir hale de ayrıca dayanılmadığı,——uyarınca rücu şartlarının gerçekleşmediği, başkaca rücu sebebi varlığının bulunmadığı, davacının üzerinde bulunan ispat yükünü gerçekleştiremediği kanaati ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
——ilamında; “Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3. maddesinde, müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddi halinde ret sebebi ortak olanlar lehine tek vekalet ücretine karar verileceği öngörülmüştür. Mahkemece, aynı nedenle haklarında açılan davaları reddedilen davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi de doğru olmamıştır.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür.——sayılı ilamı nazara alınarak müteselsilen sorumlu olan davalılar hakkında açılan davada mahkememizin ret sebebi ortak olduğundan tek vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 657,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 598,26‬ TL harcın davacıya İADESİNE
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 5.775,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6—- bütçesinden karşılanan—– Arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—– ——Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/10/2021