Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/213 E. 2020/782 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2020/213 Esas
KARAR NO : 2020/782

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——— projesinin yüklenicisi olduğunu, projenin inşası için kurulan ve müvekkil yüklenici adi ortaklığa (asıl işveren) ait şantiyede onlarca taşeron ve bunlara bağlı binlerce işçi çalıştırdığını, işçiler ve alt işveren arasındaki uyuşmazlıkların yoğun olduğu bir dönem olduğu, müvekkil adi ortaklığın işçi haklarına son derece önem veren ve bu konuda son derece hassas olan bir işveren olduğunu, müvekkil —– akdi fesihleri nedeniyle bazı işçilerle aralarında uyuşmazlık olduğundan bahisle sorunların arabuluculuk yolu ile görüşülmesini talep ettiği ve 29/11/2019 tarihinde davalı işçi——aralarında olduğu bir kısım işçilerle ihtiyari arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, davalı ——- eskibir çalışanı olması münasebetiyle kendisine prim ödeme sözü olduğundan bahisle 20.000,00-TL prim ödeyeceğini belirttiğini ve tutanağa yazılmasını istediğini, davalı—- tutanaklarından 21 tanesinde prim adı altında fahiş rakamlar yazıldığını, arabuluculuk tutanağının kendisinin veya bu mümkün olmuyorsa 20.000,00TLmiktarlı prim ödemesi yönünden iptalini talep etme ve ödeme işlemlerinin dava sonuna kadar durdurulmasını teminen tedbir kararı verilmesini talep etme gerekliliğinin doğduğunu,—— tutanağının tamamının iptaline eğer bu mümkün olmuyorsa arabuluculuk anlaşma tutanağının 20.000,00-TL miktarlı prim ödemesi yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davacının davası haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olduğunu, —- tarihli arabuluculuk anlaşma tutanağının yanılma ve aldatma nedeniyle tamamen iptalini, bu mümkün olmuyorsa yalnızca prim alacağı yönünden iptalini, arabulucunun davacının vekili olduğunu, müvekkilinin davacı yanın kusuru sebebiyle işin tamamlanmasının imkansız hale geldiğini, yapılan sözleşmelerin Kartal —. Noterliği’nin —- yevmiye nolu ihtarnamesiyle feshedildiğini, davacıya verilen süre içerisinde müvekkilin uğramış olduğu zarar, ana para borcu ve teminat mektuplarının iade edilmediğini, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddi ile, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE : Dava, itirazın iptali talepli davadır.
Dosya incelemesinde, davacının davalı —- işçisi ile imzalanan Arabuluculuk tutanaklarından— prim adı altında fahiş rakamlar yazıldığını, arabuluculuk tutanağının kendisinin veya bu mümkün olmuyorsa 20.000,00TLmiktarlı prim ödemesi yönünden iptalini talep ettiği, —— tarihli arabuluculuk anlaşma tutanağının tamamının iptaline eğer bu mümkün olmuyorsa arabuluculuk anlaşma tutanağının 20.000,00-TL miktarlı prim ödemesi yönünden iptaline karar verilmesini ticari faaliyete dayalı davalardan olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu olay incelendiğinde dava konusu prim alacağına dair 29/11/2019 tarihli arabuluculuk tutanağının konusunun davalı işçinin alt işverenin asıl işverenden aldığı iş nedeni ile asıl işverene ait işyerinin 04/12/2018 – 30/09/2019 arası çalışmasının hem alt işveren hem de asıl işverenler yönünden sona ermesi neticesinde alt işverene ilişkin sözleşmeye konu çalışma döneminin varsa önceki herhangi bir çalışmasının olması halinde doğacak hak ve alacaklarına ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti işe iade ve işe başlatmama tazminatı, vekalet ücreti, yargılama gideri ve ücret alacağı, asgari geçim indirimi, fazla sürelerle çalışma, —- tatili ücreti, boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer haklar, prim ikramiye, yol, yemek ve benzeri sosyal yardım evrakları, kötü niyet tazminatı, maddi ve manevi tazminat, hak ve alacaklara dair tüm işçilik alacaklarına ilişkin olup taraflar arasında imzalanmıştır.
Bu açıdan bakıldığında alt işverenlerden —olup davacılar ise asıl işverenlerdir. Bu haliyle dava konusu esasen asıl işverenlerin işçiye ve alt işverenlere işçilik alacaklarından dolayı rücu ve alacak taleplerine dair olduğu anlaşılmıştır.
İhtilafa konu ihtiyari arabuluculuk tutanakları incelendiğinde davacı şirketlerin Asıl işveren, davalı şirketin Alt işveren, davalı ———-ise işçi olarak nitelendirildiği görülmüştür.
Yargıtay Kararları da gözetildiğinde işverenlerin rücu niteliği olan alacak talepleri Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir. Bu bakımdan dava konusunun işçilik alacağı olmasının bir etkisi vardır. Dava konusu olaya bakıldığında verilecek karar doğrudan davalı işçi ——alacaklarından kaynaklı 20.000,00 TL’lik alacağına yönelik olduğu ve kararın etkisinin davalı—— üzerinde etki edeceği, ihtilafın çözülmesinde irade fesadının olup olmadığının araştırılması ile birlikte alt işveren ile asıl iş veren arasındaki ilişkinin iş hukuku bağlamında muvazaa olup olmadığı, davacı şirketin ileri sürdüğü şekilde 18 günlük çalışması olan işçinin kıdem, ihbar, yıllık izin, ücret alacağı ve agi alacaklarından davacı şirketin sorumlu olup olmadığı hususlarınında irdelenmesi gerektiği, bu nedenle davaya konu davacıların talebi işçi alacağına yönelik olduğu anlaşıldığından Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu, açılan davanın İş Mahkemesinin görev alanına girdiği ve iş mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Görev hususu davanın her safhasında değerlendirilip incelenmesi gereken bir durum olup, yapılan inceleme sonucunda görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğu sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, kararın kesinleşmesinden sonra taraflardan birinin 6100 sayılı kanunun 20.maddesi uyarınca iki hafta içerisinde karar veren mahkeme’ye başvurarak, talepte bulunması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU—- MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde bu Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece belirlenmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.