Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/211 E. 2021/718 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/211 Esas
KARAR NO : 2021/718

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların davalıya tebliğine rağmen yasal süresinde itiraz edilmediğini, müvekkili şirketin alacağını elde edemediğini, davaıı aleyhine ——. sayılı dosyası ile İcra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca, faiz ve tüm ferilerine, ödeme emrine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini takibin durduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtların incelendiğinde İcra takibine yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunun görüleceğini, icra takibi konusu alacağın likit olduğunu davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, —- başvurulduğunu ancak tarafların anlaşamadığını belirterek hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı—-ticari defterleri ve dayandığı belgeler— tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, davacı — tarihleri itibari ile — delil, belge ve defterlerini İbraz etmemiş, yerinde İnceleme talebinde de bulunmamıştır, ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığım kabul etmiş sayılacağı takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden icra—- itibaren ise %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle——- lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ——- takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı ———–ve alımların birbirini teyit ettiği bağlı bulundukları —– anlaşıldığı, takip tarihi itibariyle taleple bağlılık ilkesi kapsamında (asıl alacak) 34.707,34 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, mahkememizce davalı —- incelemesine davet edildiği davalı şirketin —-dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, davalı tarafından düzenlenmiş olan söz konusu takibe konu faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine dair dosyaya bir bilgi veya belge kazandırılmadığı, davalı şirketin mal veya hizmet alımı yaptığını bağlı bulunduğu —- bildirdiği, bu —– birbiri ile uyumlu olduğu, böylece bilirkişi davacı tarafın ticari defterleri ve—– incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan taleple bağlılık ilkesi kapsamında 34.707,34 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 34.707,34 TL alacaklı olduğu, alacağından fazla olacak şekilde —– beyannameleri ile davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarı olan 34.707,34 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —— icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 34.707,34 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 34.707,34 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.370,85 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 724,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.646,21‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 724,64 TL peşin harç toplamı 779,04‬ TL ile 861,50 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 1.640,54‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,97 ve red 0,03 oranına göre hesaplanan 1.591,32 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6—–kabul oranına göre 1.280,4‬0 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—– red oranına göre 39,6‬0 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.206,10 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.