Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/201 E. 2022/212 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/201 Esas
KARAR NO : 2022/212

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında bir sözleşme — kurulduğunu, Davalı şirket ile başlayan görüşmeler sonucunda, taraflar—– üzere davalının —bir — sonrasında ilgili — yapılması hususunda anlaştığını, bu anlaşma kapsamında davalının da uygun bulduğu– davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın sözleşmeden — yönündeki iradesi sebebiyle müvekkil maddi ve manevi olarak zarara uğradığını davacının faaliyet alanının tam olarak davalı ile yapılan anlaşma gereği üstlenilen işler olduğu halde ve ilgili —ile anlaşılmış olmasına karşılık, davalının keyfi ve dayanağı olmayan söylemleri ile kötü niyetli davranışları, yapmakta olduğu işte devamlılığını sağlayan tüm itibarını— senelerdir iş yapmakta olan pek — çalışmakta olan Davacı ilgili — ve onun — ilişkisi telafisi imkansız şekilde hasar gördüğünü, bu nedenle– uğramış olduğu manevi zararın da tazmini gerektiğini, bunun yanında bu anlaşma zeminini hazırlama hususunda üstlendiği edimi de yerine getirmesine karşılık, davalı hiçbir haklı neden göstermeksizin ve gerekli bildirim şartlarını da yerine getirmeden arasındaki sözleşmeyi hukuken kabulü mümkün olmayan, kötü niyetli şekilde karşı edim yükümlülüklerini de yerine getirmeksizin feshettiğini, bu haksız ve keyfi fesih nedeniyle, birtakım zararlara uğradığını, Maddi hasara ilişkin olarak zararının tespiti maddi ve manevi zararlarının tazminini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddine savunmuştur.
Mahkememizce—- edilerek rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporunda, davacı ile davalı—- imzalandığı, yetki protokolünde tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile sözleşmenin kurulduğu, tek başına yetki protokolü ve taraflar arasında yazılan mailler üzerinden yapılan değerlendirmeler sonucu sözleşmenin yasal unsurlarının oluştuğu, dosya içerisinde davacı ile davalı—- arasında—– sözleşmesinin imzalanmasından ——- belirlenmesi konusunda karşılıklı olarak—olduğu, aynı konuda benzer birçok — Dosyadaki —-yazışmalarında, — karşılıklı olarak paylaşıldığı, — teklifini — bildirildiği, ön görüşme yapılan —- —–bilgiler verildiği, —————verildiği, taraflarca—– üzerinde görüşülen — davalı tarafından görüşmeler yapıldığı, Davacı şirket tarafından —— hazırlanması ile ilgili olarak görüşmeler sonucunda, Davalı şirkete —- yalnızca—-” talep edildiği, davalının, — ilgili sözleşme yapmak için, ana sözleşme öncesi ön ödeme yapması TBK hükümlerine göre talep edilebilecek ve — olduğu, Davalının–yapmak istemesi halinde ana sözleşme öncesi Davalının ön ödeme yapmasını gerektirir bir durumun —%20 ön ödeme bedelinin ödemesini kabul etmemesinin kusur kabul edilmesi halinde—- davalının kusurundan kaynaklı olarak iptal edildiği, haksız fesih kabul edilebileceği, davacının, borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olacağı, kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalacağı, kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu, Türk Borçlar Kanununda müspet zarar olarak düzenlenen mahrum kalınan kar zararı hükümleri dikkate alındığında ve dava konusu olayda hususunda Davalının kusuru bulunduğu, Mahrum kalınan kar müspet zarar yükümlülüğü olduğu, davacı tarafın maddi zararının, yetki protokolü ve dosya içeriğine göre, Davalı, sözleşmeden kaynaklanan edim yükümlülüğünü gereği gibi yerine —— tamamlayacak, zarara uğramayacak ve kar kaybı da yaşamayacağı olduğu, Davacının yoksun kaldığı karının olduğu, davacının manevi tazminat talebi olduğu, Davalının herhangi bir haklı sebep olmaksızın Davacı ile ile olan ilişkiyi sonlandırması, Takdir yetkisi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere sektöründe mesleki itibarının ciddi olarak sarsılmış olduğu şeklinde değerlendirilebileceği, davacının mesleki itibarının zedelenmesi sonucunu doğuracağı ve bu belirtilen durumların da kişilik hakkının ihlali olarak değerlendirilebileceği, bu sebeple kanunun ön gördüğü bir telafi şekli olan ve bir bakıma haksızlığa uğrayan kişinin hislerini indirme aracı olarak ifade edilen manevi tazminatın takdiri ve nitelendirmesi tamamen Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere şartların gerçekleşmiş olabileceği sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.—- tarihli bilirkişi raporunda,—— davalıya —– gerçekleştirilecek—– düzenlenip düzenlenmediği hususunda; Borçlar mevzuatı yönünden yapılan inceleme neticesinde, — incelendiğinde taraflarının davacı ile davalı olduğu; davalının —-, taraflar arasında TBK m. 1 hükmünce kurulduğu noktasında ihtilaf olmadığının anlaşıldığı; “ Yetki Protokolü’nün 2. maddesinde açık bir şekilde——-yapılacak —– hükmüne yer verildiğinden yetki Protokolü’nün, TBK m. 502 hükmünce vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, Teknik inceleme neticesinde, 18.12.2018 tarihli “——— davalıya— ilişkin bir sözleşmenin varlığının tespit edilemediği, Davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, sözleşmenin davalı tarafın kusurlu lerinden ı iptal ediliş 7 i h : Teknik inceleme neticesinde, yukarıda belirtildiği üzere sözleşmenin varlığı tespit edilmediğinden sözleşmeye aykırılığın olup olmadığının da anlaşılamadığı; dolayısıyla davalının kusurlu hareketlerinden kaynaklı olarak sözleşmenin iptal edilip edilmediğinin de tespit edilemediği, Borçlar mevzuatı yönünden yapılan inceleme neticesinde, yukarıda 1.a. maddesinde de belirtildiği üzere, 18.12.2018 tarihli “Yetki Protokoli” ve taraflar arasındaki —–davalının cevap dilekçesinin—– taraflar arasında TBK m. 1 hükmünce kurulduğu noktasında ihtilaf olmadığının anlaşıldığı; Teknik inceleme neticesinde, yukarıda 1.b. maddesinde de belirtildiği üzere,—- kaynaklı olarak—davalıya ait —— gerçekleştirilecek—- sözleşmenin varlığının tespit edilemediği, ayrıca yoksun kalınan karın da tespitinin mümkün olmadığı, şöyle ki sözleşme tespit edilemediğinden ———— —– bağlı olarak çok değişkendir; —- imkanına bağlı, —–olası zararlara karşı ——— toplam bedeli belli olmadığından — yazılı olarak belirtmemesi sebebiyle yoksun kalınan karın hesaplanamayacağı,——- neticesinde, yukarıda teknik inceleme neticesinde sözleşmenin kurulduğu tespit edilememesi, Yetki protokolünün birinci maddesi ile esas sözleşmenin imzasının şarta bağlanması, davalının—— halinde davacıya ödenecek tutarı içerir esas sözleşmenin imzalanacağı hususunun belirtilmesi, diğer deyişle sözleşmenin imzalanmaması nedenleriyle davacının olumlu müspet zarar iddiasına konu kar mahrumiyetine iştirak edilemediği, hususla ilgili Sayın Mahkemede aksi yönde kanaat oluşması halinde, denetime elverişli rapor düzenlenebilmesi için davacının —— dolayısıyla ticari defterlerini dosyaya ibraz etmesi halinde yaklaşık bir kar mahrumiyet hesaplamasının yapılabileceği, Teknik inceleme neticesinde, davacının, temasa geçtiği —— dava dışı —— edildiğinin tespit edildiği; Borçlar mevzuatı yönünden yapılan —- maddesi”gereğince davacının, davalıya ait —— verilmesi amacıyla başkalarıyla yapacağı görüşmeler —- katlanmayı üstlendiği; bu masraflar için davalının, davacıya herhangi bir ödeme yapmayacağının açıkça kararlaştırıldığı; dolayısıyla davacı tarafından üçüncü kişilere ödenen bir kısım bedel var ise —, davalıdan istenemeyeceği, elbette takdirinin, Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,—-Dava dilekçesinde davacı, davalının haklı bir gerekçe olmaksızın sözleşmeden dönmesi sebebiyle davacının ticari itibarının, — — gördüğünü, bu nedenle davacının itibar,—– olduğu manevi zararın tazmininin gerektiğini belirtmiş olup borçlar mevzuatı yönünden yapılan inceleme neticesinde, eğer Sayın Mahkemece sözleşmenin varlığı tespit edilir ise bu halde, borcun gereği gibi ifa edilememesi durumunda TBK m. 114/11I hükmünün TBK m. 58/1 hükmüne atfı dolayısıyla manevi zararın tazmini talebinde bulunulabileceği, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere üzüntünün manevi tazminat gerektirebilmesi için kişilik hakkının ihlali sonucu oluşması gerektiği, dolayısıyla somut olayda manevi tazminat talep edilebilmesi için kişilik hakkına hukuka aykırı tecavüzle, yani borca aykırı bir davranışla manevi zarar (kişilik hakkına vaki tecavüzden duyulan– bulunması gerektiği, tüm bu açıklamalar çerçevesinde kanun ve — sözleşme ihlali dolayısıyla manevi tazminata hükmedilmesi için kişilik haklarına saldırının olması zorunlu olduğundan huzurdaki davada bu unsurun gerçekleşip gerçekleşmediği; HMK m. 194(1) hükmünce davacının iddia ettiği olayların kişilik hakkını ihlal ettiği hususunu somutlaştırıp somutlaştırmadığı hususunu takdirin mahkememize ait olacağı sonuç ve kanaatine varmışlardır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında– imzalanmıştır.
Taraflar arasında–
“1. maddesinde:
1— tarafından– görecek—- ilgili ajansları ile — tarafından masrafları kendisine ait olmak üzere görüşmeler yapılması konusunda anlaşmışlardır. Söz konusu görüşmeler için veya bu görüşmeler sırasında yapılacak masraflar için — herhangi bir bedel ödemeyecek olup, ilgili —— tarafından uygun bulunması ve tarafların mutabık kaldıkları şart üzerinden anlaşma imzalanması halinde yalnızca ilgili sözleşmede belirtilen koşullarla —ödeme yapılabilecektir.
2.Maddesinde:
2.– tarihlerde —– yapılacak —– görüşmelerinde ——
3.Maddesinde:
3.–teklifini hazırlarken yaptığı masraflardan kendisi sorumludur.— kabul etmesi halinde ayrı bir sözleşme hazırlanacaktır.
4.Maddesinde:
4.Bu yetki protokolü hem— olmak üzere iki dilde hazırlanmış olup, metinler arasında uyuşmazlık olması halinde — olacaktır.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Dosya içerisinde Davacı ile Davalı taraflar arasında —– imzalanmasından sonra, —— karşılıklı olarak çok sayıda — olduğu, aynı konuda —– —- olabileceğinin karşılıklı olarak paylaşıldığı, ——– bildirildiği, ön görüşme yapılan ve süreçleri devam eden — hakkında bilgiler verildiği,—- ilgili de———— tarafından görüşmeler yapıldığı, davacı ——— ile ilgili olarak görüşmeler sonucunda davalı şirket bünyesinde planlanan — — — kaşe bedeli olduğu, —– sözleşmenin yalnızca—–%20’si olan 140.000 $ tutarın ödenmesi” talep edildiği, — tarihinde davacı tarafından gönderilen — bedelidir. Aşağıda ayrıntıları görüleceği—- %20’sinin ön ödemesi gerekmektedir. —- ödemeleri kapsamaktadır. Ayrıntıları görüşmeye geleceğiz. — tarihinde davacı tarafından gönderilen diğer bir mailde “—– çalışacak. Bu —için —- oldular, %20 istiyorlar yeni bir tutar belirlemeksizin. Şimdi bu tutar üzerinden %20 —–gönderilecek — ciddiyetini vermek için.– hesaba gönderin, detayları konuşmaya başlayalım bakalım ne kadar ciddisiniz maili. attığını belirtiğini, Ayrıca davacı——- açıklamaların bulunulduğu, 11.02.2019 tarihinde davalı tarafından gönderilen —- ——-, daha önce bu tür — yönetmiş olan bir şirketle çalışmamız öneriliyor. Bireysel olarak tecrübeleriniz olsa da, maalesef — denli büyük bir –için, bizi zorlayan konulardan biri. Çok büyük bir —- hemen öncesi olması da şu aşamada riskli görünüyor. Bu aşamada olumsuz geri dönebiliriz” şeklinde olduğu daha sonraki ——- anlaşılmıştır.
Davacının davalıdan aralarında imzalanan —— davalı şirkete —– sözleşme düzenlenip düzenlenmediği, davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, sözleşmenin davalı tarafın kusurlu hareketlerinden kaynaklı iptal edilip edilmediği, mali müşavir incelemesine esas olmak üzere taraflar arasında imzalanan — davalı şirkete maddi sorumluluk yüklenip yüklenemeyeceği, tek başına yetki protokolü ve taraflar arasında–sözleşmenin yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı, yasal unsurlar oluşmuş ise davacı tarafın maddi zararının tespit edilip edilemeyeceği, davacının temasa geçtiği –%20 lik iyi niyet — dava dışı — tarafından talep edilip edilmediği, talep edilmiş ise taraflar arasında akdedilen yetki protokolü kapsamında %20 lik iyi niyet — davalının ödeme sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, taraflar arasında — protokolü kapsamında ana sözleşme öncesi davacının ödeme yapmasını gerektirir bir durumun olup olmadığının irdelenmesi amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir. — uygun olarak açıklamaları ile — davacının maddi ve manevi tazminata hak kazandığı yönünde tespitlerde bulunduğu görülmüştür. Davalı vekilinin kök rapora karşı itirazları ile davacı vekilinin hesaplama yapılmasına yönelik talepleri hep bir arada değerlendirilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
04/01/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “Yetki Protokolü’nün 1. maddesi gereğince davacının, davalıya ——- verilmesi amacıyla başkalarıyla yapacağı görüşmeler açısından doğacak masraflara katlanmayı üstlendiği; bu masraflar için davalının, davacıya herhangi bir ödeme yapmayacağının açıkça kararlaştırıldığı; dolayısıyla davacı tarafından üçüncü kişilere ödenen bir kısım bedel var ise “ Yetki Protokolü’ne göre bu bedelin, davalıdan istenemeyeceği” yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. ——–kabul edilip edilmeyeceği hususunda temelde farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu noktada incelenen —— bilirkişi heyet raporundaki görüşlere—etmiştir.— açıkça “Söz konusu görüşmeler için veya bu görüşmeler sırasında yapılacak masraflar için ——, ilgil——— uygun bulunması ve tarafların mutabık kaldıkları şart üzerinden anlaşma imzalanması halinde yalnızca ilgili sözleşmede belirtilen—- yapılabilecektir.” şeklinde hükme yer verildiği görülmüştür. Taraflar arasında —- yazılı şekilde toplam ———” şeklindeki maddi zararına ilişkin alacağını davacı yan ispatlayamamıştır.
Bir diğer husus davacının sektörde mesleki itibarının ciddi olarak sarsılmış olduğunun ileri sürülmesinden kaynaklı manevi tazminat istemidir. Dava dilekçesinde davacı, davalının haklı bir gerekçe olmaksızın sözleşmeden dönmesi sebebiyle davacının ticari itibarının,—– zarar gördüğünü, bu nedenle davacının itibar,— olduğu manevi zararın tazmininin gerektiğini belirtmiş olduğundan manevi zararın tazmini için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı irdelenmelidir. Manevi tazminat bakımından talep, TBK m. 114/2 hükmüne dayanmakla bu hüküm gereğince “Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler,— sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.”. Dolayısıyla bu atıf gereğince uygulama alanı bulacak hüküm olan TBK m. 58/1 hükmü uyarınca “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat — bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”
Manevi zarar, malvarlığındaki azalmayı değil, kişilik haklarına ilişkin tecavüz sebebiyle bir kimsenin — böylece yaşama zevkinde ortaya çıkan azalmayı ifade eder. Borcun gereği gibi ifa edilememesi halinde TBK m.114/2 hükmünün TBK m. 58/1 hükmüne atfı dolayısıyla manevi zararın tazmini talebinde bulunulabilecekse de üzüntünün manevi tazminat gerektirebilmesi için kişilik hakkının ihlali sonucu oluşması gerekir. Dolayısıyla somut olayda üzüntü, —doğduğundan ve TBK m. 58/1 hükmünde sayılan manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenmelidir. Manevi tazminat talep edilebilmesi için kişilik hakkına hukuka aykırı tecavüzle, yani borca aykırı bir davranışla manevi zarar ( kişilik hakkına vaki tecavüzden —- —bulunmalıdır. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde — sözleşme ihlali dolayısıyla manevi tazminata hükmedilmesi için kişilik haklarına saldırının olması zorunlu olduğundan somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği değerlendirilmiştir.
Benzer konuya ilişkin; “Sözleşmeye aykırı davranış manevi zarara yol açabilir. Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder.TBK.nun 114.(BK 98) maddesinin ikinci fıkrasında “haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır” tarzında yapılan yollamanın kapsamına manevi tazminat da girmektedir.
Manevi tazminat talep edilebilmesi için kişilik hakkına hukuka aykırı tecavüzle yani borca aykırı bir davranışla manevi zarar —- arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Davacı kiracının iddia ettiği olayların kişilik hakkını nasıl ihlal ettiği hususu ispatlanamamıştır. Bu durumda mahkemece manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” şeklindeki gerekçelerin ışığı altında davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının sözleşmeye aykırı davranışı kişilik haklarına vaki tecavüzü gerektirdiği, sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olup, somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği anlaşıldığından, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
— 10/2. maddesinde; “Madde 10–(1) Manevi tazminat davalarında — alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2)Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3)Bu davaların tamamının reddi durumunda — — göre hükmolunur.
(4)Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine hükmedilecek nispi vekalet ücreti, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemez.” şeklindeki düzenleme gereğince manevi tazminat bakımından vekalet ücreti ayrı değerlendirilmiş aşağıdaki gibi hükme bağlanmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Maddi Tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacının Manevi Tazminat davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan — tespit edilen maddi tazminat talebi üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan — tespit edilen manevi tazminat talebi üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
8—— davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.