Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/188 E. 2021/908 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/188 Esas
KARAR NO: 2021/908
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/08/2019
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafından —- asıl alacak ve işlemiş faiz ve diğer ferileri ile birlikte — üzerinden icra takibinin başlatıldığını, ve—-üzerinden haciz işleminin yapıldığını, ancak müvekkilinin, davalıya icra takibinde belirtilen borcun olmadığını, bu nedenle icra takibinin tedbiren durdurulmasına ve davalı şirkete —– borçlu olmadıklarının tespiti ile haksız ve kötü niyetli olan davalının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; huzurdaki davanın niteliği gereği dava şartı olarak arabuluculuğa başvurma şartının gerekmesinden dolayı usulden reddinin gerektiğini, davacının davası bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafın —- ödeme yaptığından bahsettiğini, bahsedilen ödeme dekontlarından hiçbirinin dava konusu icra takibine dayanak senede ilişkin olmadığını, bu nedenlerle dava şartının yerine getirilmemesinden ve zamanaşımı itirazlarından dolayı davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, davacı/borçlunun haksız itirazından dolayı %20 den az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine ve tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce verilen—– kararı ile kaldırılmış olduğu, işbu dava dosyasının — kaydı yapıldığı görülmüştür.
Dava,—–Sayılı dosyası ve takibe konu senet nedeniyle —- kısım açısından borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
—tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; “davacıya ait —yılına ait yevmiye, mizan ve defteri kebirin— tarihli dilekçe ekinde pdf forma tında beyan edildiği, yapılan incelemede defterlerin noter açılış kapanış tasdik bilgilerinin bulunmadığının görüldüğü, davalı —-belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, — ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, huzurdaki davaya konu — tutarlı senedin davacı tarafından dava dışı —– tevdi edildiği, —- ilgili senedi davalı —- ciro ettiği, İlgili senedin davalı nezdinde —- tarihinde —belge numarasıyla —-hesabında borç kaydedilerek karşılıksız çıkan senetler hesabına virman yapıldığı, bunun haricinde davalı nezdinde yine — tutarlı diğer bir senedin de —- belge numarasıyla — tarihinde karşılıksız çıkan senetler hesabına virman yapıldığının tespit edildiği, dava dışı —- şahsın davacı adına davalıya toplamda — tutarlı banka havalesi yoluyla ödeme gerçekleştirdiği, ayrıca —-banka tahsilatının davalı ticari defterlerinde —–hesabına alacak olarak kaydedildiği, davalı vekilin bu tutarın müvekkil şirket çalışanı ——- müvekkil firma adına elden tahsil ettiğini beyan ettiği, böylece davalıdan toplamda — tutarlı olarak gerçekleştirilen tahsilatın davalı nezdinde dava dışı — hesabına alacak olarak kaydedildiği, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari münasebet bulunmamasına karşın davacının huzurdaki davaya konu senedi dava dışı —–tevdi etmesi ve bu firmanın da senetleri davalıya ciro etmesi nedeniyle davaa adına davalıya gerçekleştirilen tüm ödemelerin davalı nezdinde senetlerin alındığı—hesabına alacak olarak kaydedildiği, bu hususun— alan —- oranında avans faizi talep ettiği, Sayın Mahkemece davalının faiz talebinin haklı olduğunun benimsenmesi halinde lehinde hüküm kurması halinde, — vade tarihinden—-buna karşın takipteki talebe bağlı kalınarak istenebilir faiz tutarının —- olabileceği, davalının takiple—–tutarlı protesto bedelinin ödenmesini talep ettiği, hususla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Eldeki dosya incelendiğinde davacı tarafından yapılan —– ödeme konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.İhtilaf konusu :davacı tarafından yapılan bu ödemenin ,davalı tarafından yine davacının borçlu olduğu ve takibe konu senetten önceki vadeli bonoya mahsup edilip edilmediği;davacının takibe konu bono haricinde alacaklısının davalı,borçlusunun davacı olduğu başka bir bononun bulunup bulunmadığı hususudur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığı açıklığa kavuşturmak için 6098 sayılı TBK’nın 102.maddesi ile ispat külfetini düzenleyen 4721 sayılı TMK’nın 6.maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190.maddesinin göz önüne alınması gerekmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 102.maddesi: ” Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. ”
4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi : ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ”
6100 sayılı HMK’nın 190.maddesi : ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ”
Mahkememizce kurulan ticari defter incelenmesine ilişkin ara karar sonrasında davacının noter onaysız defterlerini sunmuş olduğu ve defter kayıtlarında davalı ile herhangi bir hesap hareketlerinin olmadığı görülmüştür.
Davalı ticari defterlerinde ise düzenleyeni davacı,lehtarı dava dışı —- kayıtlı olduğu ve davalı tarafından her iki bonoya dair protesto evraklarının dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür.Dolayısıyla davalının alacaklı olduğu ve davacının düzenleyen olduğu vade tarihleri —- senet bulunmaktadır.6098 sayılı TBK’nın 102.maddesi uyarınca davacı borçlu tarafından yapılan ödemelerin önceki vade tarihli bonoya,davalı tarafından mahsup edilmesi hukuka uygundur.Her ne kadar —– tarihli celsede davacı vekili tarafından,önceki vadeli bono bedelinin lehtara ödendiği ancak bononun kendilerine teslim edilmediği belirtilmiş ise de senet bedelinin ödenmesi halinde senedin iade edilmiş olduğunun karine olarak kabul edildiği,HMK 190.maddesi uyarınca bu karinenin aksini iddia eden davacı tarafından iddiasının ispat edilmesi gerektiği görülmüş ise de bu yönde bir ispat faaliyeti bulunmadığından bu yöndeki iddiaya itibar edilmemiştir.
Davacının menfi tespit davasında kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Yukarıda beliritlen gerekçeler ışığında davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021