Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/181 E. 2021/952 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/181 Esas
KARAR NO : 2021/952

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu 07/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- şahıs şirketi sahibi olup—- bakım ve onarım işlerini yaptığını, davalı şirketle 07.08.2017 tarihinde sözleşme akdedildiğini, davalının gemileriyle——-karşılığında anlaştığını, yapılan —davalı tarafından faturaların ödendiğini, ancak icra takibine konu edilen alacağa ilişkin davacı tarafça ifa edilen işlere ilişkin bedellerin davalı şirketçe müvekkile ödenmediğini, hizmetlere ilişkin düzenlenen — gönderildiğini, davalı —- ihtarnamesi ile cevap verdiğini, davalı tarafından ödeme olmaması— dosyası ile takibe geçildiğini, ödeme emrinin tebliği akabinde borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, icra takibine konu 7 adet fatura içeriğine ilişkin hizmetlerin davalı şirketin talebi neticesinde ifa edildiğini, bu durumda hizmetlerin ifa edildiğinin şüpheye yer bırakmayacak derece açık ve bedellerin müvekkile ödenmesi gerekmekte olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla işbu itirazın iptali ile takibin devamını, alacak miktarının %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedimesini ve bunun davalı üzerine bırakılmasını, yargılama harç ve giderleri ile —- ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı —-dosyasına sunmuş olduğu ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı —- tarihli sözleşmeler çerçevesinde çalışmakta olduğunu, davacının— ihtarnamesi ile alacak talebinde bulunduğunu —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yanıt verilerek sözleşmeye aykırı davranış nedeni ile ödeme talebinin kabul edilmediği ve kendilerine iletildiğini, davacının —- sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhinde icra takibi başlattığını ve süresinde itiraz yapıldığını, sözleşmelere aykırı alacak talebinin ve taraflarının —- kabulünün mümkün olmadığından davanın reddini talep etme gereğinin hasıl olduğunu, arz ve izah edilen nedenlere taraflar arasındaki sözleşmelere ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacı yanın %20 den aşağı olmayacak şekilde kötüniyet tazminatı ve yargılama masrafı ile vekalet ücreti ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —– tarihli—— faturada yazılı iş ve hizmetlerin davacı tarafından yapıldığı; faturada yazılı bedelin yapılan iş ve hizmetle uyumlu olduğu; davaya konu diğer faturalardaki iş ve hizmetlerin yapıldığının ise davacı tarafından kanıtlanmasına elverişli yeterli delilin dosyada mevcut bulunmadığı; davaya konu tüm faturalardaki iş ve hizmetlerin davalı tarafından yapılmış olduğunun—- kabulü halinde ise, davacının yapmış olduğunu iddia ettiği işler listesinde yapılan incelemede, piyasada yapılan araştırmalarda, yapıldığı iddia—-kullanmaktan —- bedeli olan —- karşılığı olarak kesilen fatura bedellerinin yapıldığı iddia edilen işler için uygun olduğu,—-sektöründe yapıldığı iddia edilen aynı ve —işler için —- dolayısıyla— ortaya ——- olduğu da belirtilmelidir. Ticari piyasadaki serbestlikten dolayı —- olduğundan, dosyada —- işlerin çok daha pahalı fiyatlara çıkacağım belirttiği gibi” — — daha düşük rakamlara hizmet vermeyi kabul ettiği—– bir gerçeğidir. Dolayısıyla, davacının davalıya düzenlemiş olduğu fatura bedellerinin, piyasa uygulamasına uygun rakamlar olduğu düşünüldüğü sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır. 17/11/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacının davalıya yapmış olduğu, malzemeli ve işçilik bedelli işlerin taraflar arasında akdedilmiş olan yazılı bir sözleşmeyle belirlenmemiş olmasından dolayı davacının da düzenlemiş olduğu faturalarda yaptığı işlerde hangi malzemeleri kullandığı ve kaç saat süreyle işçilik hizmeti verdiği net olarak anlaşılmış değildir. Ancak şahitlerin beyanından ve davacının yapmış olduğunu iddia ettiği işler listesinden yapılan incelemede, piyasada yapılan araştırmalarda, yapıldığı iddia edilen işlerin (ki bunlar genelde malzeme kullanmaktan ziyade işçilik bedeli —–karşılığı olarak kesilen fatura bedellerinin yapıldığı iddia edilen işler için uygun olduğu görüş ve kanaatindeyiz. Ancak — —-yapıldığı iddia edilen aynı ve benzer işler için —- verebilir. Dolayısı ile bu noktada sabit bir rakam ortaya koymak güçtür. Ticari piyasadaki serbestlikten dolayı her firmanın kar beklentisi farklı olduğundan, dosyada ——firmasının kendilerinin yapacağı işlerin çok daha pahalı fiyatlara çıkacağını belirttiği gibi”—- firmaların daha düşük rakamlara hizmet vermeyi kabul ettiği—- bir gerçeğidir. Dolayısı ile davacının davalıya düzenlemiş olduğu fatura bedelleri, — beyan ettiği gibi, söz konusu işleri kendilerinin yaptığını kabul ettiklerinden dolayı piyasa uygulamasında uygun rakamlar olduğu düşünülmektedir. “Kök raporumuzla ilgili değişlik yapılmamış olup, sonuç ve kanaatine ulaşmışlardır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı;— tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının — alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine,—–…..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —-dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacının ticari defter ve kayıtlarının, davacı tarafından dosyaya sunulu —- marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak—- yazılı iş ve hizmetlerin davacı tarafından yapıldığı, faturada yazılı bedelin yapılan iş ve hizmetlere uyumlu olduğu, davacının yapmış olduğunu ileri sürdüğü işler listesinde yapılan incelemede, bilirkişi heyeti tarafından piyasada yapılan araştırmalarda, yapılan işlerin işçilik bedeli olan türden işler olduğu ve kesilen fatura bedellerinin yapılan işler ile uyumlu olduğu, davacı vekilinin dosyaya sunduğu —— kayıtlarında yapılan işlerin gün gün ayrıntılandığı, davacı tarafından davalı — bakım ve onarım hizmeti sunulduğunun anlaşıldığı, — oluşturduğu anlaşılmakla davacının itirazın iptali davası açmakta haklı olduğu ve— icra dosyasında takip miktarınca alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. Davacının davalı tarafı — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile temerrüde düşürdüğü anlaşılmakla faiz alacağı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından— icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Kabul edilen 215.822,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 14.790,53 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 2.618,53 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.172‬,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan — Bilirkişi ücreti, — posta masrafı, elektronik posta masrafı, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 6.752,93‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- — davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep edene iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.