Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2022/134 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/177 Esas
KARAR NO: 2022/134
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/06/2020
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin — plakalı ticari taksinin maliki olup —— yapmakta olduğunu, — tarihinde — davalılardan —-araçla çarpması neticesinde müvekkilene ait aracın tamamen kullanılamaz hale geldiğini, aracın kaza esnasında —- sevk ve idaresinde olmakla aracın ruhsat sahibinin —- olduğunu, diğer davalı sigorta şirketininise —-aracı sigortaladığını, meydana gelen trafik kazası neticesinde düzenlenen ekspertiz raporu ile kazanın meydana gelmesinde davalıya ait aracın tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait aracın ön kısımlarının hasarlı olması ve aracın çalışamayacak durumda olması nedeniyle tamir masrafının yüksek çıktığını, tamirat yapılmadığını, ekspertiz raporunda araçta meydana gelen hasarlı parçaların dökümünün yapılmış olup aracın hali hazırda kullanılamaz halde olduğunu, müvekkil ile sigorta şirketi arasında mutabakat anlaşmalarının devam etmekteyken miktarda uzlaşılamaması ve ödeme yapılmaması nedeniyle mutabakat anlaşmalarının tamamlanamadığını, müvekkile ait aracın markasının —–olduğunu, müvekkilinin bu araçla servis taşımacılığı yapmakta ve aracı ticari maksatla kullanmakta olup aracın çalışamaz hale gelmesi ile müvekkilinin gelir kaybına uğradığını, müvekkilinin kazalı araç ile—- şirkete personel servisi taşımacılığı hizmeti vermekte olduğunu, bu şirketlerden birinin —– tarihlerinde bu şirketltere kesilen fatura suretlerinin ekte sunulduğunu, müvekkilin taşımacılık işini yaptığı bahsi geçen şirketlerden —- günlük —- karşılığında sözleşme imzalamış olup sözleşme suretlerinin de ekte sunulduğunu, aracın — değerinin sigorta şirketi tarafından —- olarak belirlendiğini, sovtaj bedeli olarak —— bedel tespit edildiğini, ancak aracın—- çok üstünde olduğunu, sigorta şirketi tarafından müvekkiline çok —— ödeme yapılmış otup müvekkilin zararının karşılanmadığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden ötürü fazlaya ilişkin talep arttırım haklarının saklı kalmak kaydıyla araç hasar ve değer kaybı bedeline karşılık şimdilik —– kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile —— bakımından poliçe limitleri ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini, aracın tamir süresince çalışamamasına dair kazanç kaybı bedeli olarak şimdilik ——kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi, beyan ve talep ettiği görüldü.
CEVAP: Davalı — dilekçesinde özetle; —-tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını belirttiğini,— sayılı aracın, — tarihleri arasında geçerli olmak üzere—–adına kaza tarihi itibariyle maddi hasarda araç başına —– kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddi teminat miktarı davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, davacı vekilinin müvekkil sigorta şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğini iddia ettiği davaya konu trafik kazasında müvekkile ait —- plakalı aracın hasar gördüğünü, hasar neticesinde araçta değer kaybı ve kazanç kaybı meydana geldiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak müvekkil şirket açısından—değer kaybı ve araç hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, yapılan değerlendirme sonrasında aracın hasar bedelinin — olarak tespit edilmiş olduğunu, tespit edilen hasar bedelinin —- tarihinde bizzat davacının hesabına ödendiğini, ödeme ile birlikte davacı müvekkil şirketinin kayıtsız şartsız ve rücuya kabil olmamak üzere ibra ettiğini, usul ve yasaya uygun olarak yapılan bu hesaplama ve ödeme sonrasında müvekkil sigorta şirketinin davacıya karşı başka bir sorumluluğu kalmadığından davanın reddine karar verilmesi kanaatinde olduklarını, sayın mahkemenin —– mahal vermemek amacıyla öncelikle kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespitinin, kusur oranlarının belirlenmesini ve sonrasında alanında uzman bir bilirkişiye davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin ve değer kaybının tespit ettirilmesi gerektiğini, davacının maliki olduğu aracın söz konusu kaza sebebi ile pert total işlemine tabi tutulmuş olup tam hasara uğrayan araçlarda formüle göre hesap yapıldığında da emsal kararlarda da değer kaybı meydana gelmeyeceğinin ortada olduğunu, beyan ettikleri arz ve izah edilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini, beyan ve talep ettiği görüldü.
CEVAP : Davalı —tarihli dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait olan —- poliçesi ile müvekkil şirket adına kaza tarihi itibarıyla maddi hasarda araç başına—– kadar azami sorumluluk —– diğer davalı sigorta şirketine sigorta ettirildiğini, müvekkilinin olayda dava konusu talep ile sorumlu olabilmesinin; kusurlu olan taraf olması ve meydana gelen olay ile kusur arasında illiyet bağının kurulması gerektiğini, olayda öncelikle kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespit edilmesini, kusur oranlarının belirlenmesini, sonrasında ise araçta meydana gelen hasar bedelinin ve değer kaybının tespit ettirilmesi gerektiğini, davacı tarafa ait olan —– plakalı aracın, ——bağlandığında emniyetle yola katılması gerekirken gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeple olayda tamamen kusurlu taraf olduğunu, kaza yerinin —– olmadığını,—-araçların mevcut olduğunu, yolda ayrıca—– mevcut olmadığını, kazanın sebebinin şeride tecavüz etme gibi gösterilmiş olsa da —- — seyir halinde bulunan sürücülerün hatta kendileri de dahil, yol kenarlarına park edilmiş araçlardan ötürü kesintili olarak şerit tecavüzü yapmakta olduklarını, dosyadaki mevcut delillerde müvekkilinin aracının şerit tecavüzü yaptığını gösteren somut bir delil olmadığını, kaza krokisinin de bu hususu doğruladığını, olayda kazanın temel sebebinin davacı tarafın bu şekilde trafik akışı olan, şeritsiz ve kenarlarında araçların park halinde olduğu bir caddeye bağlanırken tamamen dikkatsiz bir şekilde çıkış yapması olduğunu, müvekkilinin cadde üzerinde seyir halindeyken hız sınırlarının altında seyir halinde olduğunu iddia ederek müvekkilinin hızınının yol, görüş, trafik durumu ile aracının teknik özelliklerininin birlikte değerlendirerek kontrollü seyretmediğini, yerleşim yerleri içerisinde muhtemel tali yollardan, —– muhtemel çıkabilecek araçları değerlendirmeyerek müteyakkız seyir ettiğine dair dosyada hiç bir delilin mevcut olmadığını, sadece tahmine dayalı bir değerlendirme yapıldığını, kazadaki kusurun bir kısmının da müvekkiline yüklendiğini, bununla birlikte davacının maliki olduğu aracın söz konusu kaza sebebi ile pert total işlemine tabi tutulduğunu, tam hasara uğrayan araçlarda formüle göre hesap yapıldığında da emsal kararlarda da değer kaybı meydana gelmeyeceğini, ayrıca davacının talep etmiş olduğu aracın kullanılmamasından doğan kazanç kaybından da müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın kazaya tamamen kendi kusuru ile sebep olduğunu, açıklanan nedenlerden ötürü davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline, karar verilmesini beyan ve talep ettiğini görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Dava dilekçesi ile tensip zaptının davalı —– unvan benzerliği olan dava dışı şirkete tebliğ edilmiş olması nedeniyle davalının mahkeme tarafından yapılan sehven yanlışlığı bildirmesi üzerine doğru unvanlı şirkete ve vekiline tebliğ yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve yargılama bu doğrultuda sevk ve idare edilmiştir.
Araç hasar bedeli ve değer kaybı bdeli talebinin tek bir dava değeri içerisinde belirtildiği ancak bu taleplerin HMK 110.maddesi uyarınca davaların yığılması olduğu gözetilerek davacı vekiline taleplerini ayrıştırması için süre verilmiş e davacı vekili tarafından —- tarihinde yazılı beyan dilekçesi verilerek talepleri ayrıştırılmıştır.
—- plakalı araçların tüm trafik kayıtlarının ve kaza tarihi olan— tarihindeki ruhsat bilgilerinin ve malikinin dosyamız arasına celp edildiği görüldü,
Davacı —-başvurusu sonucunda oluşturulan hasar dosyasının ve —– dosyamız arasına celp edildiği görüldü,
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir makine mühendisi uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; “Dava konusu olayın —- maddi hasarlı trafik kazası olduğunu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığını, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğunu, söz konusu araçta———- hasar oluşmuş olduğunu ve bu kapsamda dosyanın muühteviyatına sunulmuş olan ve eksper raporunda belirtilen hasar miktarının kadri marufunda bulunduğunu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğunu, dava konusu kazalı aracın yapılan —– araştırmaları neticesinde kaza tarihi itibariyle —- piyasa rayiç değerinin —- civarında olduğunu, söz konusu aracın onarımının ekonomik olmaması nedeni ile pert total olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu kapsamda söz konusu aracın sovtaj değerinin yaklaşık —– civarında olacağını, mahkemenin aracın —— olmayacağı yönünde kanaat oluşturması durumunda söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık —-süreceğini, —— davaya konu trafik kazası kapsamında; — plaka sayılı araç sürücüsü —- %70 kusur oranı ile asli kusurlu olduğunu, — plaka sayılı araç sürücüsü —– %30 tali kusurlu olduğunu, dava konusu aracın ekonomik olmaması nedeni ile pert total olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle mevcut kanun ve yönetmelik/tebliğler kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmede dava konusu—– plaka sayılı araçta değer kaybı oluşmasının mümkün olmadığı,” görüş ve kanaatinde olduğu görüldü.
— tarihli ara karar ile dosyanın “taraf teşkili sağlandıktan sonra verilen cevap dilekçesinde bilirkişi raporuna taraf vekillerinin yapmış oldukları itirazları karşılar şekilde” ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup—— tarihinde bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; “Dosya muhteviyatına sunulmuş olan—–sonuç bölümü arasında çelişki bulunduğunu, bu kapsamda — üzerinden yapılan değerlendirmede;— tarihinde —- plaka sayılı aracı ile —-istikametine seyir halinde iken — çıkmak isteyen — plaka sayılı aracın ön sağ köşe kısmına çarpınası neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında — plaka sayılı araç—- ana yola bağlanmadan önce ana cadde üzerinde seyir halinde olan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi ve araç kullanırken trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda olduğunu, ayrıca yol ve trafik durumu ile aracının teknik özelliklerini birlikte değerlendirerek emniyetle yola katılması gerekirken dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması ve kazının kök nedeninin ana yola hatalı çıkış yapmış olduğ nedeni ile, sebebiyet vermiş olduğu kazada, —- kurallarının ihmal ve ihlal edilmesi nedeni ile %70 kusur oranı ile asli kusurlu olduğunu, — plaka sayılı araç sürücüsü — —aracının hızının, yol görüş trafik durumu ile aracının teknik özelliklerini birlikte değerlendirerek kontrollü seyretmesi ve yerleşim yerleri içerisinde muhtemel tali yollardın, benzin istasyonlarından muhtemel çıkabilecek araçların değerlendirilerek müteyakkız seyretmesi gerektiğini,—– fakat gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, — Dava konusu kazalı aracın yapılan internet ve piyasa araştırmaları neticesinde kaza tarihi itibariyle —- civarında olduğunu, söz konusu aracın onarımının ekonomik olmaması nedeni ile pert total olarak kabul edilmesi gerektiğini, söz konusu aracın sovtaj değerinin yaklaşık—- civarında olacağını, —-aracın davacıda kalması durumunda gerçek zararın — olduğunu, davalı tarafından rayiç değerini — olarak tespit etmiş olduğu aracın sovtaj değerinin —- olarak belirtilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bilakis soytaj değeri —– görüş ve kanaatinde olduğu görüldü.
—- tarihli ara karar ile “tazminat hukukunun genel esasları çerçevesinde davanın taraflarının tümünün yeniden rapor talebinde bulunduğu görüldü ve dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii edilerek kusur ve hasar konusunda yeni bir rapor alınması” yönünde rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup —- tarihinde bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi yeni raporunda özetle: “Kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı — plakalı araç sürücüsü —— bentleri gereğince asli kusurlu olduğunu, takdiren %70 ( Yüzde Yetmiş ) oranında kusurlu olduğunu, bu kazanın oluşumunda —- plakalı aracın sürücüsü davacı — tali kusurlu olduğunu ve takdiren %30 ( Yüzde Otuz ) oranında kusurlu olduğu, bu kazanın sonucunda —- plakalı araçta oluşan hasar bedelinin — olduğunu, —- model aracın kaza tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin — olabileceğini, bu kazanın sonucunda —- aracın—-olarak kabul edilebilecek bir seçenek olduğunu, bu kazanın sonucunda — plakalı aracın hasarlı haliyle—- verildiğini, aracın —– olarak kabul görmesi durumunda hasar bedelinin —-olabileceğini, dava konusu araçta, —– olarak işlem görmesinden dolayı dava konusu kazadan sonra değer kaybı oluşmayacağını, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle günlük toplam —-kazancın olduğunu, dava konusu aracın — çalışamadığı göz önünde bulundurularak hesaplanan net kazanç kaybının toplam —- olduğunu, —- uyuşmazlık hususunda tüm ve nihai takdirin mahkemede olduğu” görüş ve kanaatinde olduğu görüldü.
Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde uyuşmazlığa konu trafik kazasından kaynaklanan alacak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.vd maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğundan kaynaklanmaktadır.Davalı —– aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla, diğer davalı sigorta ise haksız fiile sebep olan aracın — olması nedeniyle —–maddeleri uyarınca sorumlu olacaktır.
Hükme esas alınan — tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere —- plakalı aracın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak trafik ve yol şartlarına bağlı olarak,trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde ters yönde hareket ederek — plakalı aracın sağ ön kısımlarına çarpması nedeniyle %70 kusurlu olduğu ; davacıya ait —- plakalı aracın benzin istasyonundan trafiğe çıkarken daha dikkatli davranıp cadde üzerindeki taşıtların konumlarını gözeterek yola dahil olması gerekirken yeterli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle %30 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Hükme esas alınan —- tarihli bilirkişi raporundaki yeterli teknik nitelikteki tespitlere itibar edilerek araçta meydana gelen hasarın onarımının ekonomik olmadığı kabul edilerek aracın —olduğu kabul edilmiş ve aracın piyasa rayiç değeri olan —-hasar bedeli olduğu ve davalının %70 kusuruna denk gelen hasar bedeli miktarının — olduğu, dava öncesi davalı sigortanın yapmış olduğu — mahsubu sonucunda talep edilebilir hasar tazminatı bedelinin — olduğu kanatine varılmıştır.
Aracın—– kabul edilmesi nedeniyle değer kaybı tazminatı oluşmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükme esas alınan — tarihli bilirkişi raporundaki yeterli teknik nitelikteki tespitlere itibar edilerek dava konusu aracın çalışmadığı — boyunca kazanç kaybının oluşacağı,davacının yapmış olduğu anlaşmalar neticesinde araçla günlük —gelirinin olduğu göz önüne alındığında –günde toplam —- yakıt tüketimi ile bakım masrafları toplamının —– olduğu göz önüne alındığında yapması gereken giderin elde edilmesi beklenen gelirden mahsubu sonucunda kazanç kaybının— olduğu anlaşılmakla davalının %70 kusuruna denk gelen tazminat bedelinin — olduğu kanaatine varılmıştır.Davacı tarafından kazanç kaybı tazminatının,bu tazminat bedeli sigorta açısından teminat dışı olduğundan, yalnızca davalı —talep edilmiş ve bu tazminat bedeli talep doğrultusunda yalnızca davalı —-aleyhine verilmiştir.
Davalı sigortanın sunmuş olduğu hasar dosyasında başvuru tarihi anlaşılamadığından ve davacı tarafça da verilen süreye rağmen başvuru evrakını tespit eder nitelikte evrak sunulmadığından ibraname tarihi sigorta açısından temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.Diğer davalı açısından ise diğer davalı —- haksız fiil sorumlusu olduğu görülmekle haksız fiilin gerçekleştiği kaza tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, ——- davalı sigorta açısından — diğer davalı açısından —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen — kısım yönünden alınması gereken — harçtan peşin alınan – harcın mahsubu ile bakiye —( davalı sigorta açısından karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,( Davalı—– sınırlı olmak kaydıyla )
3- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 368,79 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL başvurma harcı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin red sebebi ortak olduğundan davacıdan alınarak müteselsilen davalılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 27,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.777,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 929,84 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı —- tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA, ( Davalı —- sınırlı olmak kaydıyla )
7-Davalı —- tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre belirlenen 95,34 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı—–verilmesine, geri kalan bakiyenin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8- 1.360,00 TL zorunlu arabulucu ücretinden kabul red oranına göre belirlenen 711,64 TL Arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak( davalı sigorta 616,42 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla ) hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 648,36 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2022