Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2021/108 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/174 Esas
KARAR NO : 2021/108
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/06/2020
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından dava dışı — adına kayıtlı —-vadeli — numaralı sözleşme ile —- teminatı altına alındığı, —– tarihinde meydana gelen kazada sigortalı araçta maddi zarar medyana geldiğini, trafik kazasında sigortalı aracın zararının tespiti için görevlendirilen eksper tarafından düzenlenen rapor sonrasında —- tarihinde ——- tazminat ödemesi gerçekleştiği, davalıların sürücü ve işletenin %50 kusurlu olması nedeniyle ödenen tazminatın yarısından sorumlu olduğunu, bu miktarın ödenmesi hususunda davalılar ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine rücu alacağın tahsili amacıyla ——– icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların borca itiraz ettiklerini belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla davalılar tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalılar aleyhine söz konusu icra takibine konu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere ayrı ayrı icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ihtiyat-i haciz talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu ve reddi gerektiğini, dava konusu araçta meydana gelen hasarda müvekkil şirketçe sigortalı —-plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığını, tutulan —- kazanın oluşumuna göre sigortalı araç sürücüsünün dava konusu ——- plakalı aracın hasara uğramasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğuna ilişkin bir karar ihdas edilmesi halinde müvekkili şirket sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağını, icra takibine konu alacağın kusur ve gerçek zarar miktarı belirsiz olduğundan ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davanın esastan ve usulden reddini, ——-Sayılı takiplerinin kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalar arasında hukuki, fiili, ve şahsi irtibat bulunduğu anlaşıldığından usul ekonomisi ilkeleri dikkate alınarak dosyamızın ——– dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen dosyadaki dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sigortalı adına ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili için başlatılan icra takibine, davalılar tarafından yapılan haksız itirazların iptali ve takibin devamı ile davalılar aleyhine ayrı ayrı asıl alacakların %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyadaki davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu dava ile müvekkili şirket nezdinde——- altına alınmış bulunan aracın, kazaya karıştığı araç için ödenen tazminatın rücuen tazmini talebiyle başlatılan——— Sayılı takibine yönelik itirazın kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmış olduğu, davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini beyan ederek; iş bu nedenler, haksız ve kötü niyetli iş bu davanın reddini isteme zarureti hasıl olduğunu beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın ve tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—- tarihli yazısı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Makine Yüksek Mühendisi ve Sigorta bilirkişisi tarafından hazırlanan ——- tarihli raporda özetle;
Asıl dava yönünden; hasar gören dava konusu—— plaka sayılı araçta meydana gelen toplam —– hasar onarım bedelinin yapılan piyasa araştırmasında tarafımızca da uygun bedel olduğu, araçta meydana gelen hasarın kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu, davacı —– tarafından düzenlenen —— dahilinde dava dışı sigortalısına tespit edilen hasar tutarı kadar ödeme yapmış olmasının, sözleşmenin genel ve özel şartlarına aykırı bir durumun bulunmadığının (çelişen bir durumun söz konusu olmadığı) görülmesi ile yerinde olduğu, —- tazminat tutarı kadar sigortalısına ödeme tarihi ——– itibarı ile halef olduğu, davalıların sorumlulukları yönünden değerlendirildiğinde; Davalı — davaya konu kazada % 50 kusuru bulunan —-marka hususi aracın ——- sigortacısıdır. Hasar dosyası incelendiğinde sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 50 kusurunun bulunduğunun kabulü ile işbu kusurun 2918 sayılı KTK ‘ nun ilgili maddelerini ihlali ile medyana geldiği, davalı sürücü —– poliçesinde belirtilen teminat dışı haller ve/veya sigortacının sigortalısına rıicu hakkını kullanabileceği hallerden herhangi birinin söz konusu olmadığı —–, bu bağlamda—– kaza tarihi dikkate alındığında maddi zararlarda —– limitle sorumluluğunun bulunduğu, işbu teminat tutarının üzerinde kalacak tazminat talepleri için davalı işleten ve sürücüsünün sorumluluğundan bahsedilebileceğini, davalı —- tarihinde dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu — % 50 oranındaki kısmı —-ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı —– talep edebileceği, (icra takibinde maddi hatayla fazla hesaplandığı)
Birleşen dava yönünden; hasar gören dava konusu —- plaka sayılı araçta meydana gelen toplam ——- hasar onarım bedelinin yapılan piyasa araştırmasında tarafımızca da uygun bedel olduğu, araçta meydana gelen hasarın kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu, davacı —- tarafından düzenlenen —– dahilinde dava dışı sigortalısına tespit edilen hasar tutarı kadar ödeme yapmış olmasının, sözleşmenin genel ve özel şartlarına aykırı bir durumun bulunmadığının —– görülmesi ile yerinde olduğu,—- ödemiş olduğu —- tazminat tutarı kadar sigortalısına ödeme tarihi —- itibarı ile halef olduğu, davalıların sorumlulukları yönünden değerlendirildiğinde; Davalı —- davaya konu kazada % 50 kusuru bulunan —— numaralı poliçe ile—— sigortacısıdır. Hasar dosyası incelendiğinde sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 50 kusurunun bulunduğunun kabulü ile işbu kusurun 2918 sayılı KTK 4 nun ilgili maddelerini ihlali ile medyana geldiği, davalı sürücü —–belirtilen teminat dışı haller ve/veya sigortacının sigortalısına rücu hakkını kullanabileceği hallerden herhangi birinin söz konusu olmadığı — bu bağlamda —- sigortacısının öncelikle—-kaza tarihi dikkate alındığında maddi zararlarda —– limitle sorumluluğunun bulunduğu, işbu teminat tutarının üzerinde kalacak tazminat talepleri için davalı işleten ve sürücüsünün sorumluluğundan bahsedilebileceği, davalı——- tarihinde dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu —- % 50 oranındaki kısmı —– işleyecek faizi ile birlikte davalı ———— talep edebileceği, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları şeklinde beyanda bulunmuştur.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; — tarihinde, davalı sürücü — yönetiminde davalı —- yapılmaması gereken yerde—- dönüşü yapması sonucu dava dışı sürücü — yönetimindeki—– sayılı araca çarpmamak amacıyla fren yapması üzerine arkasında yer alan ve dava dışı ——– plaka sayılı aracın çarpışması sonucu maddi hasar ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiği görülmüştür.
Davacı sigorta ,dava dışı sigortalısına hasar bedelini ödeyerek 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca dava dışı sigortalının haklarına halef olmuştur.TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ——– sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği şüphesizdir.
Yukarıda yer alan TTK 1472. Maddesi ve İçtihadı Birleştirme kararı doğrultusunda uyuşmazlık incelendiğinde; dava dışı sigortalı hangi gerekçe ve hukuki nedenle davalıya karşı talepte bulunabilecek idiyse sigortalının haklarına halef olan davacı sigorta da o nedenlere dayalı olarak talepte bulunabilecektir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu, davalı şirkete sigortalı —– plaka sayılı araç sürücüsünün ise %50 oranında kusurlu olduğu, kusur oranları göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamada asıl dava dosyasında —— plaka sayılı araçta meydana gelen hasardan davalıların %50 oranında sorumlu oldukları, kazaya sebebiyet veren aracın hususi olması nedeniyle temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacının alacağının toplam —— olduğu, asıl davanın iş bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne, alacak hesaplamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine; birleşen dava dosyasında —– plaka sayılı araçta meydana gelen hasardan davalıların %50 oranında sorumlu oldukları, kazaya sebebiyet veren aracın hususi olması nedeniyle temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacının alacağının toplam —— olduğu, birleşen davanın iş bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne, alacak hesaplamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava bakımından ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun — dosyasındaki takibe itirazının— asıl alacak ve —işlemiş faiz olmak üzere toplam —— bakımından iptaline ,takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-İcra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
-Alınması gereken karar ve ilam harcı 471,32 TL olmakla baştan alınan 84,99 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 386,33 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ve 84,99 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
-Davacı tarafça yapılan toplam 1.901‬ TL yargılama giderinin kabul red oranına göre1.864,07 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
-Davalı sigorta vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan asıl dava bakımından A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 233,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Birleşen dava dosyası bakımından ;
2-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun ——sayılı dosyasındaki takibe itirazının 6.198,00 TL asıl alacak ve 94,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.292,75 TL bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-İcra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
-Alınması gereken karar ve ilam harcı 429,85 TL olmakla baştan alınan 77,34 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 352,51 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ve 77,34 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
-Davacı tarafça yapılan toplam 880,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 864,80 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
-Davalı sigorta vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan birleşen dava bakımından A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 205,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde artan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/02/2021