Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2021/320 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/155 Esas
KARAR NO : 2021/320

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil ile borçlu arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıdan alınan işin teslim edildiğini fakat davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya Tebligat Kanunun 35.maddesine uygun olarak tebligat yapıldığı, davalının duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
—————— ———- sayılı dosyası,—– —- bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
—————–tarafından alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı —————– dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdikleri ile ——- içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı, ayrıca davalıya ticari defterlerini ibraz etmesi——- buna karşın davalının belirtilen gün ve saatte defterlerini ibraz etmediği, hususla ilgili tarafımızdan düzenlenen tutanağın dosyada mübrez olduğu, davacı tarafından düzenlenen e-faturaların davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikteki e-fatura teslim zarflarının ibraz edildiği, faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir irsaliyelerin teslim alan kısımlarında —- imzaların bulunduğu, —– davalı ile ——— dosya kapsamından tespit edilemediği, konuyla ilgili nihai değerlendirmenin —- takdirinde olduğu, — tarafından gönderilen taraflara —- beyannameleri üzerinde taraflar arasında mutabakat sağlandığının anlaşıldığı, huzurdaki davaya konu edilen faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunduğunun davalıya —– beyannamelerinden tespit edildiği, davacı nezdinde davalının ——olarak göründüğü,– hükümleri çerçevesinde davacının alacağını ispat ettiğinin anlaşıldığı, icra dosyası ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında görülmekte olan——- takip dosyasına davacı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de …—–bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ——— ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 2976,14 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca ——- teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —- alacaklı olduğu, dava ——–sıra numaralı ——-hariç olmak üzere diğer ————-teslim alan kısımlarında çeşitli —- bulunduğu, davalı tarafça iş bu isim ve imzalar ile bilirkişi raporu ile yapılan tespitlere yönelik herhangi bir itirazda bulunulmadığı, tarafların ————- örtüştüğü, iş bu hususun taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ortaya koyduğu, aksinin davalı ——— karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun ——–icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacak olan 2976,14 TL’nin %20’si oranındaki 595,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 203,30 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL harcın düşümü ile geri kalan 148,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 Başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 806,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5——– davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —–uyarınca 2976,14 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.