Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/15 E. 2020/714 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/15 Esas
KARAR NO : 2020/714
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalıdan olan cari hesap alacağına istinaden icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak İtiraz ettiğini, gerçekleştirilen itirazın iptali ile takip dosyasında belirtilen alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından hareketle davanın reddini ve davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
—– sayılı icra dosyası, —– tarihli müzekkere cevabı, ticari defter ve kayıtları, davacı ve davalı tarafların hesap incelemeleri, —– tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce—tarihinde dosyanın tarafların ——yıllarına ait ticari defterlerin incelemesi için mali müşavir bilirkişiye tevdii edildiği,
Mali Müşavir tarafından verilen —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ———- ait yasal defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdikleri ile e-beratlarının süresi içerisinde alındığı, buna karşın —-yevmiye defteri kapanış tasdikinin gerçekleştirilmediği ve ———yıllarına ait envanter defterleri ibraz edilmediği, Davalı şirkete ait yasal defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla davalıya ait ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğu ve bu yönüyle davalı ticari defterlerine değer verilmesinin gerektiği, Davacının davalı adına düzenlediği aylık fatura toplamlarının ——sınırının altında kalması nedeniyle taraflara ait Form BASıBS beyannamelerinde usulüne uygun olarak beyan edilmediğinin anlaşıldığı, İşbu raporun bir ve ikinci sayfalarında ayrıntısıyla yer verildiği üzere, davacının düzenlediği faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikteki irsaliyelerin toplamda —- kısmına denk gelen kısmında isim ve imza bilgisi bulunduğu, —- kısmına denk gelen irsaliyelerde isim imza bilgisinin yer almadığı, — tutarlı irsaliyelerin ise ibraz edilmediği, Davacının —– ayında davalı adına düzenlediği toplamda—– tutarlı faturaların davalı ticari defterlerinde yer almadığı, faturaların davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte —- tespite elverişli herhangi bir belgenin dosya kapsamından tespit edilmediği, Yukarıda yer verilen tüm tespit ve değerlendirmeler neticesinde davacının alacak iddiasını açık ve net olarak ispat edemediği, buna karşın Sayın Mahkeme nezdinde aksi yönde kanaat oluşması halinde davacı ticari defterlerine değer verilmesi gerektiğinden huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir tutarın ——olacağı, İcra takibi ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan——— sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali davası olduğu görüldü.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ——— bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———– sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, ancak —- yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan—- alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesinde ise davacının ——- alacaklı olarak göründüğünün tespit edildiği görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —– davalı taraf defter ve kayıtlarında ise —-alacaklı olduğu, aradaki farkın toplamda —- tutarındaki — adet faturadan kaynaklandığı, iş bu faturalardan —- tarih —bedelli fatura ve —– bedelli —- adet faturaya ilişkin teslim alan kısmında isim ve imza yer almasına karşın diğer faturalara konu malların teslimini gösterir herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, davalı tarafça — bedelli fatura ve —– adet faturaya konu malların teslimini gösterir belge altında yer alan isim ve imzalar ile bilirkişi raporu ile yapılan tespitlere yönelik herhangi bir itirazda bulunulmadığı, iş bu hususun mal teslimi ve haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ortaya koyduğu, aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının toplam ——– tutarındaki borca itirazında haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ———— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın———asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 2.670,90 TL’nin % 20 si oranında olmak üzere 534,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 2.670,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 182,44 TL harçtan peşin alınan 64,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 117,54 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 54,40 Tl başvuru harcı ve 64,90 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.670,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 1.129,1‬0 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1098,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri olmak kabul-red oranına göre belirlenen 771,74 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kabul red oranına göre belirlenen 927,47 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 392,53‬ TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020