Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/141 E. 2020/247 K. 20.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/141 Esas
KARAR NO : 2020/247

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin ———— tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Sitenin tüm yağmur suyu ve pis su giderinin ———– ana sistemine bağladığını, davalılardan ———– üst işveren diğer davalının alt işveren olarak yapımına başladıkları ———-sayılı parsellerinde ——– belirli bir açı ile Müvekkili Sitenin arsasına girmesi ve yüksek basıncın zemini hareketlendirmesi nedeniyle —- bu yana müvekkili sitenin pis su ve atık su giderini kullanamadıklarını, atık su ve pis su giderinin künkleri ile oluşan yüksek basınç sebebi ile patladığını, bu hususun atık su işi yapan ——- tarafından teyit edildiğini, müvekkilinin dava dışı ——- suyu gider sisteminin yenilenmesi için 165.000,00 TL, teklif verildiğini, ayrıca sistemin çalışmaması sebebi ile —- olarak 20.000,00 TL harcamada bulunduğunu, künkler yenilenene kadar acil bir şekilde geçici tesisat yapılarak sitenin pis su sorununun çözüldüğünü, bu tesisat için de yaklaşık 100.000 TL harcama yapıldığını, Üsküdar —-. Noterliğince davalılardan yapılan masrafların bedelinin istendiğini ancak ödeme yapılmadığını bunun üzerine İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —–. Sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, arabulucuğa başvurulduğunu ve bunda da bir sonuç elde edilemediğini bu nedenle hukuki ve maddi dayanaktan yoksun itirazın iptaline, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuksal niteliği itibari ile haksız fiile dayanan tazminat davasıdır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, — haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davadaki tazminat talebinin haksız fiilden kaynaklanan zarar tazminine ilişkin olduğu, yukarıda etraflıca açıklandığı üzere, bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale,—- haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Dava konusu, mutlak ticari dava olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesi ile de ilgili değildir. Bu durumda uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmayıp asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Açıklanan nedenlerden dolayı davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; gerekçeli mahkeme kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi.