Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/115 E. 2021/154 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/115 Esas
KARAR NO: 2021/154
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilin ——- tarihinden itibaren davalı şirketin acentesi olarak davalı adına poliçe tanzim etmek üzere faaliyetine başladığını, sonrasında tür değiştirerek — çevrildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin —– tarihinde davalı tarafından noter aracılığı ile feshedileceğinin belirtildiğini ancak ihtarnamenin müvekkile tebliğ edilmeden —- tarihinde poliçe tanzim ekranlarının kapatıldığını, feshin gerekçesiz, tek taraflı ve ani yapılmasından dolayı haksız fesih gerçekleşmiş olduğunu, bu durumun müvekkili ticari açıdan zor durumda bıraktığını ve müşteri kaybına uğradığını, feshin akabinde davalının sigortalılara müvekkil dışında başka satış kanallan ile poliçe tanzim edebileceklerine dair yazı gönderildiğini ve müşterilerin başka sigorta kanallarından poliçelerini tanzim ettirdiklerini, bu nedenle müvekkilin iş kaybına uğradığını, haksız fesihten doğan şimdilik—- tutarlı denkleştirme tazminatının acenteliğin feshi tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı arasında —- tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, –tarihli davalıya gönderilen yazıda — dönemi itibariyle trafik branşı hariç üretimin — olduğu ve bu üretimin beklentinin — eşit olduğu hususlannm belirtildiği, yazının —tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, yine—-dönemi itibariyle trafik branşı hariç olmak üzere üretimin — olması gerekirken—olarak gerçekleştiği ve bu tutann beklentinin — eşit olduğunun belirtildiği, yazının —- tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davacı sözleşmenin haklı nedenle acentenin kusuru olan üretim yetersizliği nedeniyle feshedildiğinden dolayı davacının müşteri çevresinden önemli bir menfaat elde etmesinin söz konusu olamayacağını, nedenle portföy tazminatı ile denkleştirme tazminatına hükmedilemeyeceğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesin)n gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER:
Ticari defter ve belgeler, davacı ve davalı hesap incelemeleri, sigorta poliçeleri, acentelik sözleşmesi, fesih bildirimi, protokol, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir, Nitelikli Hesaplama Uzmanı ve Sigortacı bilirkişiden raporda özetle; Sayın Mahkemenin ——- tarihli celsesinde ticari defterlerin ibraz edilmesi için gün ve saat bilgisinin taraflara tebliği konusunda karar verildiği, buna karşın belirtilen gün ve saatte davacı ——bellek içerisinde çeşitli belgeler ibraz ettiği, ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle davacı iddialan bakımından herhangi bir incelemenin gerçekleştirilemediği, Davalıya ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter kapanış tasdiki ile e-beratlann süresi içerisinde alındığı görüldüğü, bu nedenle davalı ——- ait ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, Davacının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması nedeniyle HMK’nun 220/3. maddesi gereğince huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davalı ticari defterlerine değer verilmesinin gerektiği; kaldı ki. davalının defterlerinin delil savılacatiı yönünde delil sözleşmesi bulunduğu, —-dava tarihi itibariyle davalı … nezdinde davacı —- borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, Davacının —- tarihleri arasında düzenlediği poliçe tutarının —- arasında düzenlediği poliçe toplam tutarının ——- toplam tutarlı çeşitli türlerde poliçe düzenlediğinin görüldüğü, bu yönüyle davalı savunmasının ispat edildiğinin anlaşıldığı, Yukanda değerlendirme başlıöı alfanda —-savılı bentte tanıtılan uyuşmazlık konusunun somut olay özelinde (—–savdı bentte dosva delillerine göre yapılan incelenmesinde, davacının ek protokol hükümlerinde taahhütlerinde ciro tutarına ulusamadıöı. özelikle zorunlu bransalar dışında cirosunun yok denecek düzeyde az olduğu, Bununla beraber, —– hitaben gönderdiği ——– “acentelerin üretim yetersizliği, portföyün verimli olmaması gibi hallerin ‘acentenin kendi kusuruyfa sözleşmenin feshine neden olması kapsamında değerlendirilmesinin ve hu noktada acentenin tazminat hakkının düşmesinin hakkaniyete uygun olamayacağı” belirtildiğinden, acentenin üretim yetersizliği, prim hedeflerini sağlayamaması, denkleştirme talep hakkını düşürmeyeceği TTK m. 122/4 hükmü uyarınca denkleştirme talep hakkından önceden vazgeçilemeyeceği hükmü karşısında protokol 10.maddesinin geçersiz olduğu, Yapılan mali incelemelerde, TTK m,122/l.a hükmündeki, müvekkilin/işletmenin (olayda sigorta şirketinin) acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesi şartı ve TTK m.l22/l.c hükmü denkleştirme talep hakkının verilmesinin hakkaniyete uygun olması şartının huzurdaki dava bakımından gerçekleşmediği, TTK.m.122 hüküm uyarınca denkleştirme tazminatı talep koşulunun gerçekleşmediği görüş ve kanaatine varılmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda; taraflar arasında—– tarihde Acentelik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 10. maddesi ile sözleşmenin süresiz olarak akdedildiği, sözleşmenin taraflarca 3 ay öncesinden bildirim yapılmak şartıyla feshedilebileceğinin, sözleşmenin 12.4 maddesi ile sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davalı şirketin defter ve kayıtlarının münhasır delil teşkil edeceğinin hükme bağlandığı, aynı tarihli Ek Protokol ile davacının sözleşme konusu işe ilişkin kabul ve taahhütlerine yer verildiği, davalı — tarafından davacı acenteye önce —- tarihli yazılar ile acentenin —- değerlendirmesi kapsamında —- dönemine ait Acentelik Sözleşmesinin 11. Maddesi ile kararlaştırılan hükümler uyarınca kararlaştırılan hedefe ulaşılamadığı ve üretimin ağırlıklı olarak trafik branşından oluştuğu, iş bu durumun sözleşmenin devamlılığını tehlikeye soktuğu, üretim rakamlarının bu şekilde devam etmesi durumunda acenteliğin haklı nedenle tek taraflı olarak feshedileceğinin bildirildiği, Acentelik sözleşmesinin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı —Taraflardan her biri, 3 ay evvel Noter aracılığı ile veya iadeli taaahütlü bir mektup ile feshi ihbar etmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir… ” maddesi doğrultusunda —– tarihi itibarıyla resen feshedileceğini ihtar ve ihbar ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
S.K m.23/16 hükmüne göre sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acenteliği ilişkisinin sona ermesinden sonra sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır. Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez.
Sigortacının acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaat elde etmesi, acentenin aracılık ettiği veya akdettiği sözleşmeler dolayısıyla acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da prim elde etmeye devam etmesini ifade eder. Sigortacı tarafından önemli menfaat elde edilip edilmediğinin tespitinde, sigorta acentesinin ahdettiği yeni ya da yeni sayılabilecek sigorta sözleşmelerinin sayısı yanında bu sözleşmeler dolayısıyla elde edilen prim miktarı da esas alınmalıdır; zira sigortacının önemli menfaat elde edip etmediği hususunda acentenin portföyünün ekonomik değeri de belirleyicidir. Acentenin portföyünün ekonomik değeri acentenin aracılık ettiği veya ahdettiği sigorta sözleşmeleri dolayısıyla tahsil edilen veya edilecek olan prim miktarına göre belirlenir.
S.K. M. 23/16 hükmü uyarınca sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için sigorta acenteliği ilişkisinin sona ermiş olması şarttır. Ancak sigorta acentesi, haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmiş olması ya da kendi kusuruyla sözleşmesinin feshine neden olması halinde denkleştirme talep edemez. Buna göre tarafların karşılıklı anlaşma ile acentelik sözleşmesini sona erdirmeleri ya da taraflardan birinin üç aylık ihbar süresine riayet ederek sözleşmeyi feshetmesi acentenin ölümü veya kısıtlanması sebebiyle acentelik sözleşmesinin sona ermesi denkleştirme talep hakkını ortadan kaldırmaz. Sigortacının haklı nedenle sözleşmeyi feshetmiş ve haklı neden teşkil eden durumun acentenin kusurlu bir eyleminden kaynaklanmışsa acentenin denkleştirme talep hakkı düşer.
Müşterileri sebebiyle sigortacının önemli menfaatler elde ettiğini ispat yükü acente üzerindedir. Buna mukabil sigortacı, denkleştirme talebinin hakkaniyete uygun olmadığını veya bedelin indirilmesi gerektiğini ispat yükü altındadır.
“..Yukarıda yapılan anlatımlar sonucu somut olaya gelindiğinde,——-hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafından sunulan veriler esas alındığında, acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacı acentenin müşteri portföyü üzerinden davalının elde ettiği menfaatin, acentenin toplam ortalama prim üretimine oranının——civarında olduğu, bu sonuca göre davalının, sözleşmenin sona ermesinden sonra yenilenen poliçelere ilişkin olarak önemli ölçüde menfaat elde ettiğinin söylenemeyeceği belirtilmiş, ancak davacı acentenin sunduğu veriler kapsamında ise öncesinde davacı portföyünde olup sözleşmenin feshi sonrasında başka acenteler kapsamında yenilenen poliçelerin prim tutarının, acentenin son beş yıllık ortalama prim tutarına oranının —-olup bu oran davalı açısından kayda değer bir menfaat olarak nitelendirilmiştir. —- Mahkemesince, her ne kadar istinaf aşamasında dosya arasına alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, takdiren belirlenen denkleştirme/portföy tazminatına hükmedilmiş ise de; anılan bilirkişi raporunda, denkleştirme/portföy talebi için gerekli olan önemli menfaat elde etme ihtimaline dair koşula ilişkin olarak davacının sunduğu verilerle davalının sunduğu veriler kapsamında yapılan incelemelerde farklı sonuçların ortaya çıktığı, bu sonuçların birbirleri ile çeliştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda——-Adliye Mahkemesince, acentelik sözleşmesinin feshi ve yukarıda değinilen ilkeler uyarınca, davalının davacının müşteri portföyünden elde etmesi muhtemel önemli menfaatinin bulunup bulunmadığı, tazminat verilmesini gerektirip gerektirmediği ve tazminatın miktarı ayrı ayrı değerlendirilerek sonuca göre portföy/denkleştirme talebine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir—–
“…Taraflarca imzalanan —- tarihli acentelik sözleşmenin portföy geliştirme borcuna ilişkin 12. maddesinde acentenin mevzuata uygun olmak koşulu ile üretimini artırmak ve şirketin vereceği satış hedeflerini gerçekleştirmek zorunda olduğu ve ayrıca acentenin üretimini benzer durumdaki acentelerin normal üretimlerinin altına düşmesi ve şirketçe yapılan ihtara rağmen acentenin üretimini makul bir süre içinde tekrar beklenen/taahhüt edilen düzeye çıkaramamasının acentelik sözleşmesinin feshi bakımından haklı neden oluşturacağı düzenlenmiştir.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde davacı acente ile aynı il ve ilçede faaliyetini sürdüren başka bir acentenin üretim dökümanlarına göre davacı acentenin ortalamanın çok altında seyrettiği beyan edilmiş ve buna karşı cevaba cevap dilekçesinde davacı vekilince üretim hedeflerinin tutmamasındaki sorumluluğun davalı şirkete ait olduğunu, davalı şirketin poliçelendirme kriterlerinde yaptığı değişikliklerin davacının üretimini etkilediğini, üretim hedeflerini kendisi belirleyen davalının hedeflerin tutmamasında davacının tek taraflı olarak kusurlu kabul edilemeyeceğini beyan etmiştir. Buna göre üretim hedeflerinin tutmadığı davacı tarafında kabulündedir. Ayrıca davalı —- davacı acenteye gönderilen —— tarihli yazıda yıllık üretim hedefine ulaşılamamasının yanı sıra üretimin ağırlıklı olarak kaza branşından olduğunu belirtilerek acenteden risk seçimine özen gösterilerek portföyün çeşitlendirilmesi sureti ile üretim hedefine ulaşmasının beklendiği nazara alındığında davacının sözleşmenin feshine kadar geçen süre içerisinde uyarı yazısında belirtilen hususları yerine getiremediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, acentenin üretiminin benzer durumdaki acentelerin normal üretimlerinin altına düşmediği de iddia ve ispat edilmemiştir. Her ne kadar ——tarih ve —— yazısında prim üretim ölçüleri önceden belirlenmeksizin üretim yetersizliğinin sözleşmenin feshine haklı gerekçe oluşturmayacağının görüş olarak bildirildiğine dayanılmış ise de eldeki davada davacı tarafın üretim ölçütlerinin kendilerine bildirilmediği şeklinde bir iddiası olmadığı gibi davalı ———– üretim hedefinin tutturulamadığına ilişkin yazısına da üretim ölçütlerinin bildirilmediği yönünde itiraz edildiği de iddia ve ispat edilemediğinden basiretli bir iş adamı gibi davranmakla yükümlü olan davacının üretim ölçütlerini bildiği kabul edilmelidir.——
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; davalı —- davacı acenteye gönderdiği yukarıda detayı belirtilen——- sözleşmenin tek taraflı feshi yerine, davacı acentenin durumunu ve bu durumu nasıl düzeltebileceğini bildiren bir uyarı göndererek davacıya yardımcı olduğu, sigorta şirketlerinde riskin azaltılması, portföy çeşitliğine ve zenginliğine dayanmakta olup, böylece teknik karlılığın arttığı ve operasyonun daha iyi sonuçlar verdiği, davalı ——- bu davranışı ile acentesine durumunu düzeltmesi için bir şans verdiği, böyle bir uyarıdan sonra bir yıl daha beklediği ve taraflar arasında akdedilen —— Acentenin mevzuata uygun olmak koşulu ile üretimini arttırmak ve Şirketin vereceği satış hedeflerini gerçekleştirmek zorunda olduğu, acentenin üretiminin benzer durumdaki acentelerin normal üretimlerinin altına düşmesi ve Şirketçe yapılan ihtara rağmen acentenin üretimini makul bir süre içinde tekrar beklenen/taahhüt edilen düzeye çıkaramaması, acentelik sözleşmesinin feshi bakımından haklı neden oluşturabileceği, her ne kadar ——— sayılı yazısında prim üretim ölçüleri önceden belirlenmeksizin üretim yetersizliğinin sözleşmenin feshine haklı gerekçe oluşturmayacağının görüş olarak bildirildiğine dayanılmış ise de eldeki davada davacı tarafın üretim ölçütlerinin kendilerine bildirilmediği şeklinde bir iddiası olmadığı gibi davalı ——– üretim hedefinin tutturulamadığına ilişkin yazısına da üretim ölçütlerinin bildirilmediği yönünde itiraz edildiği de iddia ve ispat edilemediğinden bu haliyle davacı acentenin, kendisine yapılan uyarıdan sonra, üretim durumunu kendisinden beklenen düzeye çıkaramadığı takdirde, sözleşmesinin feshedileceği bilgisine sahip olup, yapılan anlaşma ile de bunu kabul ettiği, dolayısıyla davalı —– feshinin haklı nedenlere dayandığı kanaatine varıldığı, kaldı ki fesih haksız olsa dahi bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dosyaya sunulan belgeler çerçevesinde 6102 sayılı TTK’nın 122/1 fıkrasında ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 23/16 fıkrası gereği davacı acentenin portföyünde mevcut olup da sözleşmenin sona ermesinden sonra sonra da önemli menfaatler elde ettiğine yönelik ispatın davacı tarafça yerine getirilemediği ve bununla birlikte TTK 122/1.c hükmü gereği denkleştirme tazminatı talebinin hakkaniyete uygun olmadığı dolayısıyla davacı acentenin denkleştirme tazminatına hak kazanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 170,78 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 111,48‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL’nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/02/2021