Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1 E. 2020/3 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/1
KARAR NO: 2020/3
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/08/2019
KARAR TARİHİ: 09/01/2020
Mahkememizin — Esas sayılı dosyası, davalı-karşı davacının davası yönünden — tarihli duruşmada tefrikine karar verilmiş olmakla ,mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı ile arasında — tarihinde “o pilavcı — imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak iş potansiyeli olan bir — daha sözleşme görüşmeleri sırasında- yıllığına işyeri kiraladığını, müvekkilinin franchise giriş bedelinin -TL’sini —– Şubesi’nden çektiği kredi ile davalı tarafından iletilen hesap numarasına yatırdığını kalan kısmı için — kredisi ile ödemek konusunda mutabık kalındığını, sözleşmede tümüyle sistem olarak bahsedilen davalının sunmakla yükümlü olduğu hizmetlerin davalı tarafından yerine getirilmediğini, bütün ihtarlara rağmen davalı tarafın edimin yerine getirmediği için davalı aleyhine — İcra Müdürlüğünün—- esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı tarafın itirazları üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle taraflar arasında imzalanan – tarihinde — feshine, fazlaya dairtalep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik — TL tutarındaki müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı bedelin işletilecek ticari avans faizi ve ferileri ile birlikte iadesini, davalıya ait – markasının —-ki kaydına tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı taraf ile —- Sözleşmesini müteselsil kefil ve müşterek borçlu olarak imzalandığını, davacı tarafının taahhüt ettiği kurulum ve dükkan tefrişat bedelini ödemediğini, temerrüte düştüğünü, bedeli ödemek bir yana kurmağı tasarladığı şirket ve işlemlerini dahi kurmayarak —ile kira sözleşmesinin müvekkil şirkete yaptırdığını ve kira borçlarını ödemeyerek müvekkili— yönetimlerine borçlandırdıklarını, davacının ve kefili olduğu şahsın sözleşme ile taahhüt altına girdiği bedelden toplamda — TL bakiye borçlarının kalması ve bu bedelin bir türlü ödenmemiş olması, kira borçlarının bu bedele ilave edilmesi nedeniyle taraflar arasında güvensizlik başgösterdiğini ve bu bedelin ödenmemes inedeniyle müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı haklarını kullandığını, açıklanan nedenlerle asıl davanın reddini, maddi ve manevi zarara uğrayan müvekkili adına şimdilik fazlaya ait kısmı talep hakları saklı kalmak üzere — TL alacağın en yüksek işletme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin — esas sayılı dosyası üzerinden davacı-karşı davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının — tarihinde yapılan ilk duruşmasında, davalı-karşı davacı tarafından sözleşmenin feshi ve alacak davasının, karşı davanın karşı dava tarihine göre ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru şartı gerçekleşmeden dava açılmasının hukuken mümkün olmadığı hukuki kanaatine varılarak, karşı davanın asıl davadan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 167. maddesi gereğince terfik edilmesine karar verilmiş olup işbu dava dosyası tefrik edilerek mahkememizin —-esasına kaydedilmiştir.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hlinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, alacağa yönelik ticari dava niteliğindeki karşı dava yönünden dava tarihine göre dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
G.D :
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 171,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.Tarifesinin 6. mad uyarınca maktu 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 09.01.2020