Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/988 Esas
KARAR NO: 2020/546
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2019
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ———- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından ithal edilen ———- işlemleri sürecinde muhafaza edilmesi için müvekkili şirketin davalıya ——— hizmeti verdiğini ve söz konusu emtianın ———- kaldığı —— tarihleri arası dönem için ardiye ücreti tahakkuk ettirildiğini, davalının — tutarlı borcunu ödememesi nedeniyle ————dosya ile icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, huzurdaki davanın –Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— sayılı dosyasında birleştirilmesini talep ve iddia etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilin duruşmalara katıldığı, beyanda bulunmak üzere süre talep ettiği buna karşın savuna dilekçesinin dosya içeriğinde bulunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturalar kaynakl takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin borçluya —tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde ————- tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar borçlu tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş ise de davalının borcunun faturalardan kaynaklı para borcu olduğu anlaşılmakla 6098 sayılı Borçlar Kanununun 89.maddei uyarınca alacaklının yerleşim yerinin de yetkili olduğu gözetilerek takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığı kanaatine varılmıştır.
——- İcra Dairesi Müdürlüğünün —- sayılı dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
—– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— sayılı dosyasının incelenmek üzere — üzerinden dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
——- Asliye Ticaret Mahkemesinin —-sayılı dosyasının incelenmek üzere —- üzerinden dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
————müzekkere yazılarak ——- beyannamesi kapsamında —- ağırlığındaki ————– isimli eşyaya ilişkin müdürlüğe yapılan başvuru ve belgelerin istendiği ve ilgili müzekkeremize cevap verildiği görüldü.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir gümrükleme konusunda uzman bilirkişi ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Davacı —————- yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğinin anlaşıldığı,
Davalı ———— yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, buna karşın —- yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde gerçekleştirilmediği, konuyla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
———- sayı ve ——— tarihli takibe bağlı kalınarak taraf defterlerinin incelendiği, buna göre belirtilen tarih itibariyle davacı nezdinde davalının — borçlu olduğu, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının ——– alacaklı olduğu,
Davacının takip konusu yapmış olduğu fatura muhtevası ——— ardiye hizmetinin davalıya verilmiş olduğu, faturada tutarını oluşturan birim fiyatın sözleşme ile sabit olduğu, takipteki asıl alacak tutarının davacının defterlerinde de kayıtlı olduğu,
Davacının —–İcra Dairesi nezdinde ———– sayılı dosya üzerinden başlatmış olduğu takipte, ———- olarak talep edilen asıl alacağın yerinde olduğu, takip borçlusunun takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair bir delilin mevcut olmaması nedeniyle asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş faizin yerinde olmadığı, davacının takip —- tarihinden itibaren, takipteki asıl alacak tutarına ————- avans faizi oranında faiz talep edebileceği,” şeklinde tespitte bulunmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.———- maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ——— fiyat teklifi,———- yazılan müzekkereye verilen cevapta belirtilen —— sayılı — kapsamında ————– isimli eşyaya ilişkin müdürlüğe yapılan başvuru ve belgeler ışığında davacı tarafından davalıya —– verildiğinin ispatlandığı ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere faturalarda yer alan bedelin sözleşmeye uygun olduğu kanaatine varılmakla davacının dava dilekçesi ile yalnızca asıl alacak yönünden itirazın iptali talebi olduğu görülmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —————– kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—————göre fatura alacakları likit niteliktedir. ————– kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir ————— olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Tarafların tacir olduğu görülmekle takip tarihinden itibaren talep edilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş,-Davanın kabulü ile davalının — İcra Müdürlüğünün———— dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak miktarı olan —- üzerinden iptali ile ——- takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmek suretiyle takibin devamına,kabul edilen —— üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalının — İcra Müdürlüğünün ——–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak miktarı olan —- üzerinden iptali ile ———— takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-28.226,49 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.928,15 TL harçtan, peşin yatırılan 329,75 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.598,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 329,75 TL peşin nispi harç , 1600,00 TL bilirkişi ücreti ve 66,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.996,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 4.233,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7- Gerekçeli kararın yazıldığı tarihte arabuluculuk ücretine ilişkin herhangi bir sarf kararının bulunmadığı ve bu nedenle arabuluculuk ücretinin belirlenemediği gözetilerek; arabuluculuk ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığını,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2020