Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/979 E. 2021/145 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/979
KARAR NO : 2021/145

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı——- bulunduğu, yapılan ————hizmeti verdiği, hizmete ilişkin faturaları kestiği, firma adına ödemelerin de bulunduğu bu ödemeler ile—— faturalar ile diğer alacak kalemlerinden oluşan cari hesabın tutmadığını, davalı firmanın uzun bir süredir taraflar arasında tutulan cari hesaba ilişkin ödemelerin de bulunmadığı, bu nedenle taraflarınca davalı firmaya karşı ——– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını; ancak davalı firma tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, taraflarınca ilgili kanun gereği—–, tarafların anlaşamadıklarına ilişkin 13.02.2019 tarihli son tutanağın dilekçe ekinde ekinde sunduklarını, alacaklarının rehinle teminat altına alınmadığı, davalıya ait banka hesabı üzerine kayıtlı araç ve taşınmazlarına tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalarının kabulüyle itirazlarının iptalini, takibin——- dosyası üzerinden devamını, haksız itiraz eden borçlular aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili —— protokolü olduğunu, davalı müvekkili —– dayanak cari hesaplara ilişkin ödemelerde bulunmadığından bahisle davalı müvekkili şirket——- dosyasında icra takibi başlatıldığını, icra takibinde borcu dayanak ——– sunulmamış olduğu ve sadece devir—– hareketini gösteren——sunulduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden tarafça iddia edilen borcun mevcudiyetini gösteren bir delil bulunmadığı, müvekkilinin haksız icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu, davacı tarafça ——- —-sonuç alınamadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında —- ticari ilişkinin uzun bir süre devam ettiği hususlarının doğru olduğunu, ancak davacı şirketin davalı müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, söz konusu icra takibine dayanak teşkil eden cari hesap ekstrelerinin devirli olup cari hesapta gösterilen miktardan öncesinin ne olduğu, borcun kaynağının ne olduğunun da belirtilmediğini, davacı şirket tarafından devirli—— olarak sunulmuş olduğu, işbu — herhangi bir faturanın veya borç kaynağının ne olduğu belirtilmediği, bütün aşamalarda ve yargı sürecinden————– belgelendirmesi ve— kendilerine ait olduğu belirtilerek, davalı müvekkili şirket kayıtlarında herhangi bir borç görünmediği ve bunun aksine dayanak belgelendirme yapılması halinde varsa borcun ödenmeye hazır olduklarının bildirildiğini, ancak bugüne kadar davacı tarafça davalı — aksine hiçbir bilgi ve belgelendirme yapamadığını, davacı şirket tarafından davalı müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin tamamen haksız kazanç elde etmeye yönelik bir girişim olup borcun kaynağının belirsiz ve dayanaktan yoksun olduğunu, tüm haklı nedenler ile davanın reddine karar verilerek icra takibinin iptalini, haksız olarak icra takibine girişen davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilerek işbu tazminatın davacıdan alınarak davalı müvekkili şirkete verilmesini ve bütün yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava cari hesap ilişkisinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı yanca davalı aleyhinde —— tarihinde icra takibine girişilmiş, davalının———- devamını sağlamak amacı ile eldeki —– tarihinde açılmıştır. Davalı yan cevap dilekçesinde taraflar arasında— ilişkisi olduğunu kabul etmiş ancak gerek ticari defterler gerek cari hesap hareketlerinde davacıya bir borçları olmadığını savunmuştur. Alacaklı olduğunu iddia eden davacı ispat külfeti altındadır. HMK’nın 194. Maddesi gereği delilleri somutlaştırma görevi taraflara aittir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir. Davacı şirketin ——ticari defter kayıtlarına dayanmayan —— hazırlanmış ve çok sayıda işlem ihtiva eden hesap dökümü değerlendirmelerde dikkate alınmamıştır.Daha doğru bir ifade ile bu ——— bağlantısının bulunmadığı, başka bir anlatımla yevmiye maddeli ticari defter ve alacağını gösterir mahiyette olmadığı, davalının ticari defterlerinde davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret kanununun 83. Maddesi Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin —– veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü getirmiştir. Bilirkişi heyeti kök raporunda davacının davasını ispat edemediği, HMK’nın 222 ve TTK’nın 83. Maddesi doğrultusunda ticari defterlerin ibrazı ve kaçınmasının sonuçları hakkında davacıya ihtarat yapılması hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiş, —–karar ile davacı yana söz konusu ihtarat yapılmış ve bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu davacının ticari defterlerinde —- davalının borçlu olduğu; 2018 yılı açılış maddesinde davalının bu tutarla borçlu başladığı ancak 2018 yılı kapanışında davalının her hangi bir borcunun gözükmediği, hal böyle olunca takip tarihi itibarı ile davacının aleyhine delil teşkil eden kendi ticari defterlerinde davalıdan bir alacağının gözükmediği tespit edilmiştir.
Davacı yan dava dilekçesinde delil olarak ticari defterlere dayanmış, —- hizmet protokolleri, cari hesabın bulunduğu—-delil listesinde de aynı delilleri sunmuştur. Mahkememizin 17.06.2020 tarihli ön inceleme duruşmasının 1 nolu ara kararı ile taraflara eksik delillerini ibraz etmeleri veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş aksi taktirde bu delillere dayanmış olmaktan vazgeçilmiş sayılacakları hususu ihtar edilmiştir. Davacı yan bilirkişi kök raporundan sonra 15.10.2020 havale tarihli bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde raporun sadece ticari defterlere göre hazırlandığını oysa ki yapılan ödemelere dair makbuzların ilgili kurumlardan celbi gerektiğini ileri sürmüştür. Delil bildirme süresi geçmiş ve ——tarihli celsede tahkikata geçilmiştir. Taraflar 6100 sayılı HMK’nın 194. Maddesi gereği Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmakla yükümlüdür.Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur. Davacı yan kök rapora itiraz dilekçesinde makbuzların ilgili kurumlardan celbini talep etmiştir. Hangi——-istendiği —Delil bildirme süresi de geçmiştir. Davacı yanca bu delile de dayanılmamıştır. İspat külfeti altında olan davacının kendi aleyhine delil teşkil eden ticari defterleri ve davalının usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerinden davacının bir alacağı olmadığı ve davasını ispat edemediği hususu tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı, denetime el verişli bilirkişi kök ve ek raporu ve yukarıda yapılan tüm açıklamalar kapsamında ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 5.729,54 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 5.670,24 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan —– nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
7——–bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı tarafın yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.