Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/976 E. 2020/394 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/976 Esas
KARAR NO : 2020/394

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/07/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle, Davalı-borçlu aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün ——- sayılı ile dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış ve ödeme emri davalı-borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından işbu takipte haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine, yetkiye, borca, ferilerine ve faize itiraz edildiğini, bunun üzerine tarafımızca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 6102 sayılı TTK gereğince dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş, davalı tarafın arabuluculuk davet mektubu tebliğ edilmiş olmasına karşın oturuma katılmaması nedeniyle anlaşma sağlanamamış —— tarihinde son oturum tutanağı düzenlenmiş olduğunu, işbu dilekçe yasal süresi içerisinde borçlunun itirazının iptali ve takibin devamı ile davalı-borçlu aleyhine alacak miktarının %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Genel yetkili icra daireleri borçlunun yerleşim yeri olduğunu, borçlu olarak gösterilen müvekkilin yerleşim yeri —————- ilçesinde olduğunu, konu ile ilgili olarak ——– icra mahkemeleri yetkili olduğunu,, diğer yandan takip, taraflar arasındaki 19.04.2012 tarihli sözleşmeye dayandırılmakta ise sözleşmede yetkili yargı mercileri açısından ——yetkili kılındığını, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde para borcunun ifa yerinin ve sözleşmenin——- olduğunu ileri sürerek——— icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş olsa da müvekkilin davacı tarafa herhangi bir para borcu olmadığı da göz önünde bulundurulduğunda İstanbul icra daireleri ve İstanbul mahkemeleri konu ile ilgili yetkili merciler olmadığını beyan ederek yetkili merciler Ankara icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu belirtmiştir.
DELİLLER
İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğünün ——- sayılı icra dosyasının dosyası, —- vergi dairesi müdürlüğünden gelen yazı cevabı, —– Başkanlığı’nın ———- tarihli yazı cevabı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —— sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu görüldü.
Yetki, bir davada hangi yerdeki görevli mahkemede bakılacağının ifade eder. Her mahkemenin yargı çevresi belli bir coğrafi bölge ile sınırlıdır.
HMK m.6’da düzenlenen yetki kuralı uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Genel yetki kuralı yanında, kanunda bazı davalar bakımından özel yetki kurallarıyla başka bir yer mahkemesinin de yetkisi kabul edilmiştir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği bir özel yetki kuralı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ”Yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesine göre ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
”Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları” başlıklı 18 maddesine göre de ”(1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.
(2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ”İlk İtirazlar”, ”Konusu” başlıklı 116/(1) maddesine göre, ”İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.
c) İş bölümü itirazı.
”İleri sürülmesi ve incelenmesi” başlıklı 117/(1). maddesine göre de ”İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildğinde; taraflar arasında akdedilen 13.04.2012 sözleşmenin 10. maddesinde sözleşmeden kaynaklanacak uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin —- olduğu açıkça belirtilmiştir. Her iki tarafın tacir olduğu işbu davada tarafların belirlediği yetki şartının her iki tarafı hukuken bağladığı, davalı tarafın süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu bu sebeplerle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ”Ön sorunun incelenmesi” başlıklı 164. maddesine göre tacir olan taraflar arasında yapılan sözleşmede yetkili mahkeme olarak ——-yetkili kılınmış olması sebebiyle yetkili mahkemenin —- Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’ nun 20/1. maddesi uyarınca iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde taraflardan herhangi birinin mahkememize başvurarak dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli ———-TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere — Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK.’ nun 330. ve 331/2. maddesi gereğince yargılama harç ve giderleri ile avansın yetkili ve görevli mahkemece dikkate alınmasına, tarafların HMK.’ nun 20/1. maddesinde öngörülen sürede başvurmaması halinde bu hususun mahkememizce dosya üzerinden karara bağlanmasına,
Dair; davacı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.