Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/962 E. 2021/230 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/885 Esas
KARAR NO: 2021/92
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekilin dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında —- tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin davalı tarafından noter aracılığıyla —– tarihine feshedildiğini, davalıya noter aracılığıyla gönderilen cevabi ihtarnamede feshe ilişkin iddiaların kabul edilmediğini ancak zarar eden istasyonla ilgili mülk sahibi olan davalıya teslimi için hazır bulunulduğunun belirtildiği, davalının sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini ancak bunun ispat edilemediğini, davalıya fazladan gönderilen havalenin iade edilmediğini, müvekkilin zarara uğratılmak amacıyla borç olmadığı halde teminat amaçlı verilen keşidecisi — bedelli çekin de davalı tarafından tahsil edilerek müvekkilden fazladan—— müzekkere yazılarak müvekkil hakkında kesinleşmiş bir kararın olup olmadığı hususu ile müvekkile verilen idari cezanın bulunup bulunmadığı hususunun sorulması gerektiğini, müvekkilden haksız alınan —– iade davalıdan tahsil edilebilmesi için davalının taşınır taşınmaz mallarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini, anılan nedenlerle davalının tek taraflı olarak gerçekleştirdiği feshin haksızlığının tespiti ile müvekkilden tahsil edilen —–müvekkile iadesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilin savunma dilekçesinde özetle; davacı ile akdedilen sözleşmenin 21.maddesinde davacının—– ikmal etmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği hususunun belirtildiği ve sözleşmenin bu kapsamda feshedildiğini, davacının— mevzuatına aykırı davrandığını, davacının asgari alım taahhüdünü nedeniyle —— borcu bulunduğundan hareketle davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Sözleşme, protokoller, ihtarnameler, ticari defter incelemeleri, hesap incelemeleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Makine Mühendisi ve Nitelikli hesaplama uzmanı tarafından alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekilin —- beyan dilekçesinde müvekkile ait ticari defterlerin ——–bulunduğunu belirttiği, bu nedenle davacı nezdinde inceleme yapılamadığı, esasen davacının —— mukim olduğu ve bu nedenle davacı ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat bilirkişi raporu alınması gerekip gerekmediğinin takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; ancak, taraflar arasındaki protokol ve eklerinde davalı şirketin ticari defterlerinin delil sayılacağına ilişkin HMK.m.193 uyarınca kararlaştırma yapıldığının görüldüğü; Davalıya ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak E-beratlar ile noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğu anlaşıldığı, Taraflar arasında —–tarihli 5 yıl süreli akaryakıt satış sözleşmesi akdedildiği,Davacının 30 günü aşar şekilde davalıdan akaryakıt alımı yapmayarak sözleşmenin ö.maddesini ihlal ettiği ve kira bedellerini ödemeyerek protokol hükümlerine aykırı davranması nedeniyle, nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Davalı—– tarafından gerçekleştirilen sözleşme fesih işleminin 21. maddeye uygun ve haklı olduğu; Davacının, ihtar tarihi itibariyle davalı nezdinde —- borcu bulunduğu; davalının uyuşmazlığın irdelenmesi başlığı altında yapılan açıklamalara nazaran vaki borcuna nazaran —-tutarlı teminatı —- nakde dönmesinin sözleşme koşullarına uygun olduğu; hal böyle olunca, davacının davalı nezdinde herhangi bir alacak bakiyesi bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin haksız yere feshedildiğinin tespiti ile davacı şirketten haksız yere tahsil edildiği iddia edilen ——- istirdadı talebine ilişkindir.
Somut olayda; taraflar arasında —– tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, aynı tarihte akdedilen protokolün 4.2 maddesi uyarınca, protokolün taraflar arasında düzenlenen —-tarihli kira sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğu; kira sözleşmesi gereği aylık—- kira bedelinin her ayın 5. gününe kadar davacı tarafça davalı tarafa ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının —- günü keşide ettiği ihtarname ile —- ayından itibaren kira bedellerinin ödenmesi aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, bununla birlikte taraflar arasında düzenlenen —– tarihli protokolün 4.3 maddesi-uyarınca, davacı bayinin sözleşmenin imza tarihinden itibaren bir ay içinde bayilik lisansı alarak işe başlamayı kabul ettiği; yine aynı protokolün 4.5 maddesi uyarınca, bayiinin protokol süresince perakende satış yapmak üzere, —— davalıdan satın almayı kabul ve taahhüt ettiği, protokolün 6.4 maddesi uyarınca, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının HMK.m.193 hükmü uyarınca, delil sayılacağının taraflarca kararlaştırıldığı, davalı tarafça —– tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, eksik tonajdan kaynaklanan cezai şart alacağı ile kira sözleşmesinden kaynaklanan muaccel kira alacağının 10 günlük süre içerisinde ödenmesi gerektiği hususlarının ihtar edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın, taraflar arasında akdedilen —– haklı nedenle feshedilip edilmediği ve edilmemiş olması halinde davacı tarafın alacak taleplerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
HMK’nın “Delil Sözleşmesi” başlıklı 193/1. maddesi “Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler.”
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesi ile belirlenen kira bedellerinin ödendiğinin ispat yükü davacı kiracıda olup davacı tarafça, kira bedellerinin ödenmediğine yönelik davalı savunmalarının aksini ispatlar nitelikte herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilemediği, bununla birlikte yapılan bilirkişi incelemesi ile protokolün 4.5 maddesi ile kararlaştırılan asgari alım taahhüdünün davacı tarafça yerine getirilmediği ve davacının —— tarihinden itibaren herhangi bir mal alımı gerçekleştirmediğinin tespit edildiği, Bayilik Sözleşmesinin 6. maddesi gereği davacının 30 günden fazla süre ile davalı şirketten akaryakıt ve türevlerini tedarik etmemesi nedeniyle davalının Bayilik Sözleşmesi ve sözleşmeye bağlı sair sözleşmeleri tek taraflı olarak fesih hakkının doğacağı, bu haliyle davalının —— sayılı ihtarnamesiyle bayilik sözleşmesinin 6 ve 21. maddeleri gereği sözleşmeyi tek taraflı fesih iradesini ortaya koymasının yerinde olduğu, kaldı ki davacının davalının fesih iradesini içeren iş bu ihtarnameye verdiği cevapta dahi istasyonun kâr etmediği, akaryakıt istasyonunu teslim etmeve hazır olduğunu bildirdiği, davalı taraf ticari defterlerinin incelenmesinde, ihtar tarihi itibariyle davacının——– davalıya borçlu olduğunun dolayısıyla davacının alacaklı olduğu yönündeki iddialarının yerinde olmadığının tespit edildiği, öte yandan davacı şirket tarafından düzenlenen muvafakatname ile de bayilik sözleşmesi ve eklerine aykırı davranılması halinde —- teminatın nakde dönüştürülmesinin kabul edildiği; buna göre davacının, davalı nezdindeki borç bakiyesine nazaran —– tutarlı teminatın haksız yere nakde dönüştürüldüğünden bahisle iş bu bedelin istirdadı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 150,29 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının düşümü ile bakiye 90,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
3-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 12.240,00 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021