Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/956 E. 2021/31 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/956 Esas
KARAR NO: 2021/31
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalının takibe konu alacak miktarı kadar olan cari hesap borcunu müvekkiline ödemediğini, bu sebeple davalı aleyhine cari hesap alacağına istinaden ————– sayılı dosyası île icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının beyanlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı her ne kadar cari hesap borcu nedeniyle alacak davası açmış ise de, davacı şirketin üzerine düşen emtia/hizmetleri yerine getirmediğini, kaldı ki müvekkili şirketle davacı arasındaki ticari ilişki reddedilmemekle birlikte, müvekkili şirketin bugüne kadar olan tüm borçlarını ifa ettiğini beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—- yazı cevapları, bilirkişi raporları, ticari defterler, ———-sayılı dosyası, ba bs formları ve tüm dosya kapsamı.
Nitelikli Hesaplama Uzmanı ve Mali Müşavir tarafından hazırlanan raporda özetle; Davacının ———– yıllarına ait incelenen resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının inceleme gününde, resmi defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde—- icra takip tarihi itibarıyla davalıdan—- alacaklı olduğu, davacının —— asıl alacak talebinin yerinde olduğu, davacının icra takip tarihi İtibarıyla, ticarî temerrüt faizi talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Bilirkişiler tarafından alınan ek raporda özetle; Davalının —— takvim yıllarına ait incelenen resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının incelenen resmi defter ve belgelerinde dava konusu faturalarının kaydına rastlanmadığı, davacının davalı adına düzenlenmiş olduğu e-arşiv faturaları üzerinde, davalının davacıya bildirimde bulunduğu mail adresi ve telefon numarasının mevcut olduğu, bu nedenle faturalardan davalının haberdar olması gerektiği, davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde—— icra takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu, davacının —- asıl alacak talebinin yerinde olduğu, ——- tarihli kök raporu değiştirecek bir hususa rastlanmadığı görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından——-sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2. maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarından davacı taraf kayıtlarına göre davalının davacı tarafa ——— borçlu göründüğü, davalı taraf defterlerinde ise taraflar arasında ticari ilişki bulunduğuna dair herhangi bir kaydın yer almadığı, bununla birlikte davacı tarafça yemin deliline dayanılmış olması nedeniyle mahkememize sunulan yemin met-ni doğrultusunda davalı şirket yetkilisinin alınan yeminli beyanlarında taraflar arasındak, hukuki ilişkinin varlığının kabul edilmediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine, şartları oluşmayan ve ispat edilemeyen kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
-Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Peşin alınan 80,38 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL harcın düşümü ile geri kalan 21,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davalı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
6-Arabulucu ücreti 1320,00 TL ücretin davacı tarafından tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin ve şirket temsilcisinin yüzlerine karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/01/2021