Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/928 E. 2021/137 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/928 Esas
KARAR NO : 2021/137

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalıya——-verdiğini ve bu kapsamda davalıya çeşitli tarihlerde faturalar düzenlendiğini, faturaların davalıya teslim edildiğini—ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca ve yetkiye haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında —bu kapsamda davacının —– nedeniyle müvekkile ait —– taşıdığını,—–sırasında davacının——– müvekkil ürünlerinin ——yetkilisinde dışarı atıldığını ve ürünlerin zarar gördüğünü, huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının—- faturanın iade edildiğini, iade alındığına dair mail ortamında cevap verildiğini, bu nedenle davacının bu fatura bedelini talep edemeyeceğinden hareketle davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ilişkisine dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrine itiraz sonucunda takibin durmuş olduğu anlaşıldı.
———- sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
Mahkememizin —– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalı— defterleri üzerinde dava konusu ve dosya kapsamında rapor tanzimi istenmesine ” şeklinde ara karar — mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle;
Davalı şirketin defterleri incelenmesi neticesinde alınan bilirkişi raporunda özetle;
Takip dayanağı alacağa ilişkin sözleşmenin olmadığı, Hukuki değerlendirmesi— celsede dosyanın asıl alacak ve faiz yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdiği, buna göre;
Taraflar arasında ödemelerin ne zaman yapılacağına dair sözleşmenin olmadığı,——-
faturalara dayalı alacak takibi yapıldığı, takipten sonra ticari/temerrüt faiz istendiği, davalı tarafın — üzerinde davacı şirketin takibe konu etmiş olduğu faturalardan————– faturasının yer almadığı
tespit edilmiştir. Diğer taraftan davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, henüz 2019 ticari defterlerinin tasdik süresinin gelmediği ——- devam etmesinden ötürü 2019 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
Mevcut durumda davalı—– alacak bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Bu durumda ticari defter incelemeleri sonucunda davacı——- davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre 96.062,40 TL alacaklı olduğu görülmektedir.
Talimat mahkemesinden gelen bilirkişi raporu sonrasında 29/09/2020 tarihli ara karar ile dosyanın —- ve bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek davalı kayıtları—– kayıtların davacı kayıtları ile karşılaştırılması suretiyle bilirkişi raporu alınması—— bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişiler heyet raporunda özetle;
1.Ticari defterlerini mahkeme salonunda ibraz etmesi için gün ve saat bilgisinin verildiği davacının belirtilen gün ve saatte ticari defterlerini ibraz etmediği, ayrıca yerinde inceleme de talep etmediği, bu nedenle davacı nezdinde inceleme gerçekleştirilemediği,
2.Davalıya ait ticari defterlerin ——– tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu—– bilirkişi raporunda belirtildiği, bu nedenle HMK’nun 220/3. Maddesi gereğince huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davalı ticari defterlerine değer verilmesinin gerektiği,
3.Dosyaya sunulu olan—- incelenmesi ile bu davacı tarafından faturada yer alan hizmetin ifa edildiği, tespit edilen bu tutarların davalı ticari kayıtları ile de uyumlu olduğu,
4. Davacının——ile başlatmış olduğu takibin asıl alacak tutarı olarak 96.62,40TL kadarlık kısmı için yerinde olacağı, davacının bu kısım kadar itirazın iptalini talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arz olunur.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Her ne kadar takip cari hesap alacağı——– takip başlatan vekil ve asiller tarafından sıklıkla açık hesap ilişkisi ve cari hesap sözleşmesinin karıştırıldığı görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinde——–isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık ——önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm—- kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında — olduğu,süresinde itiraz edilmemekle— sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
İtirazın iptali davaları icra takibinde yer alan alacak sebebine bağlı olup icra takibi ve itirazın iptali davası arasında sıkı sıkıya bağlı ilişki bulunmaktadır.İcra takibine konu alacağın nedeni olarak açık hesap ilişkisi gösterilmiştir.– ilişkisinin niteliği yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.Taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğunun tespiti için her iki taraf ticari defterlerinin de incelenmesi gerekmektedir.Nitekim davacı tarafın kendine ait ticari defterleri mahkememize ibraz etmemesi nedeniyle açık hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı tespit edilememiştir.Her ne kadar davalı tarafın ticari defterleri incelenmişse de ticari defterlerin delil niteliğini düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 22.maddesi uyarınca münhasıran davalı defterlerine dayanılmadığı sürece davacı kayıtları incelenmeden— davalı kayıtlarına göre karar verilmesi mümkün değildir.Nitekim davacı tarafın kendi ticari defterlerini sunmaması nedeniyle taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu davacı tarafça ispat olunamamıştır.İcra takibi ile itirazın iptali davasının sıkı sıkıya bağlı ilişkisi göz önüne alındığında takibe konu alacak sebebinin davacı tarafından ispat edilemediği görülmekle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın düşümü ile geri kalan 14,9‬0 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—– davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.