Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/907 E. 2021/853 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/907
KARAR NO: 2021/853
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 25/10/2016
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin —- durağının kaldırımında —– davalı —– plakalı aracın hızla — durağına dalarak davacı anne —– çarparak yola fırlattığı ve bu kaza sonucunda: davacı annenin beyin sarsıntısı geçirdiği, sol kolunun koptuğu ve sağ bacağının da kırıldığını; olayda —- plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, bu kaza nedeniyle davacının kopan sol kolunun hem de davacıya —- verilemediğinden ayık olduğu halde — saatte dikildiği, dikişlerin tutmaması nedeniyle tekrar ameliyata alındığı, —- saat sürdüğü ancak —– kasların yeniden kopma ihtimali mevcut olduğundan doktorların kazadan bir sene sonra davacıyı tekrar ameliyata alacaklarını bildirdikleri, aynı kolda doku kaybının ortaya çıktığından davacının bacağından parça alınarak doku nakli yapılacağını, kolun tamamen fonksiyonunu yitirmiş durumda olduğu ve davacının sakat kaldığını, davacının sağ ayağının da bu kazada iki yerinden kırıldığı için — ay alçıda kaldığı bu nedenle davacının bu ayağını da katlayamadığı, ayağa kalktığında ayağının üstünde duramadığı, ayakta duramayan davacının ayağının da aynı göremeyen sol kolu gibi- incelmeye başladığını, davacı —- ağrılarının şiddetli olduğu, ameliyatlardan sonra bile sanki kolunu-bacağını kopartıyorlar gibi hissettiğini, tüm bu ameliyatlar ve kopan eli nedeniyle korkunç ağrıları olan davacı —- ağrılarını normal ağrı kesicilerin kesmediğini,—- ilaçları kullandığını, yaşadıklarından —- bozulduğunu,—– tedaviye alındığını, davacının bu kaza nedeniyle antidepresanlara da bağımlı hale geldiği hem ağrıları hem de —– nedeniyle hayatını idame ettirmesinin imkansız göründüğü, çocuğu ile ilgilenemediği, ihtiyaçlarını yerine getiremediğini bu nedenle korkunç vicdan azabı çektiği, ağrıları ile hasar gören organlarının her an ona kaza anını hatırlattığı ve o kazada çocuğunun ölebileceği ihtimalinin onu derin psikolojik sıkıntılara soktuğunu, kazadan sonra —-boyunca annesinin baktığı, yaşlı olan ve beli-bacağı tutmayan annesinin,—- alınan bu ağır bakıma destek verecek hali kalmayınca ailenin maddi olarak çok da zorlanmalarına rağmen bakım ve ihtiyaçlarını temin maksadıyla bir yardımcı tutuklarını, bu hizmet için ayda —-maaş ödediklerini, tüm ailenin bu dava nedeniyle mağdur olduklarını, davacı anne —- davadan direkt zarar gören, — yaşını süren, henüz orta yaşa bile gelmemiş bir kadın olarak, bu kazanın sebep olduğu birtakım sıkıntılar çektiği, davacı —- manevi zarar talep ettiklerini, davacı—- kocası ve müşterek çocukların babası —-eşinin yaşadığı bu kaza nedeniyle endirekt de olsa birçok sıkıntısının doğduğunu, davacı—-kazadan sonra ilk ay eşi —– süren altından alınması, hastaneye refakati, indirilip-kaldırılması ve bakımı için işten izin almak zorunda kaldığı için aşçı olarak çalıştığı otelden çıkartıldığı ve——işten kalma tazminatı talep etmek durumunda kaldıklarını, tutulan yardımcının haftada — çalıştığı, davacı —- evine gittiğinde ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgilendiğini eşi ile —– ilişkisi yaşamadığını, eşinin sağlık sorunlarının yarattığı evdeki huzursuzluk nedeniyle evde sürekli üzüntü çektiği, küçük çocuğunu nasıl bu halde büyütecekleri ve maddi ihtiyaçlarım nasıl karşılayacağı endişesinin kafasını sürekli kurcaladığını, bu nedenlerle yaşama zevkini ve anlamını kaybeden; sürekli kaygı-endişe duygulan içinde yaşayan ve çok yorulan davacı —-manevi zarar talep etmek durumunda kaldıklarını; davacı— yaşında olduğu, kaza nedeniyle —— bozulduğunu, davacı—— tüm aile üzerindeki etkileri nedeniyle birçok sıkıntılar yaşadığını, psikolojisinin bu olayın etkileri nedeniyle, doğal olarak çok bozulduğunu, hafta sonları yevmiyeli işlerde —-çalışmak zorunda kaldığını, hem iş yükü artan hem de yaşının gereklerini yaşayamadığı için bunalımda olan ve sürekli kaygı-endişe duyguları içinde yaşayan davacı— için —— manevi tazminat talebinde bulunmak zorunda kaldıklarını, davaları kesinleşinceye dek davalılardan —- ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin maddi, manevi, destek, bakım ve sair giderlere ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik— işten kalma ve hizmetli —- manevi tazminatın kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, davalı—, sigorta poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasını, davacı—– sürdüğünden tüm davacılar açısından dava tutarını ve maluliyet oranını tam olarak belirlemelerinin şu an için beklenemeyeceğinden maddi ve manevi tazminat davalarının HMK madde 107 gereğince belirsiz alacak davası olarak kabulünü, davacı müvekkillerinin işsiz ve mağdur oldukları için adli yardım taleplerinin kabulünü, yargılama masrafları ve mahkeme vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar —– yoldan çıkması nedeniyle davalılardan —–çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, müvekkilinin olayın şoku altında olmasına karşın kaza mahallinden ayrılmayıp gerekli —— gelmesini beklediği ve davacı ——–tedavisi sonuçlanıncaya kadar da hastanede yer aldığı, bu süreçte her iki davalının da maddi anlamda davacıya destek olmak istedikleri ve uzlaşmak adına her adım atıldığı ancak davacının yakınları tarafından bu durumun engellendiğini; kaza tespit tutanağı incelendiğinde müvekkilinin aracı kullanırken azami hız sınırları içerisinde kaldığı, o anki yol durumu nedeniyle aracın savrulmuş ve söz konusu üzücü kazanın meydana geldi, kaza anında araç içerisinde — duruma tanık olduğunu; davacı —– fotoğraflar incelendiğinde ciddi anlamda bir yaralanmasının söz konusu olduğu ancak kol kopması gibi bir durumun bulunmadığının net olarak görüldüğü, bahsedildiği boyutta bir doku kaybı ya da kolun tamamen fonksiyonlarını yitirip yitirmediği, doku kaybı nedeniyle doku nakline ihtiyaç olup olmadığı ve maluliyet var ise ne oranda olduğu ancak —– kayıtları bir bütün olarak ve—— tarafından yapılacak inceleme neticesinde ortaya çıkacağını; kaza nedeniyle kırılan —- kalıcı bir hasarın olup olmadığının yine —–tarafından tespiti gerektiğini; davacı —- tazminat talep edildiğini, gerekçe olarak sıralanan hususların davacı tarafça yerine getirilemediğinin belirtildiği, davacı tarafın sağ el kullanan kişi ise sıralanan bazı eylemleri gerçekleştirmesinin mümkün olacağını, davacı eş bakımından talep edilen maddi tazminat miktarının yargılamanın seyri ile ispatı gerekeceğini, talep edilen manevi tazminatın söz konusu üzücü kazayı iyi ki gerçekleşmiş dedirtecek boyutta ve manevi tazminatın zenginleşme kaynağı olarak görülmesini sağlayacak tutarda olduğunu; dava dilekçesinde küçük —- ilgili oldukça abartılı anlatımlara yer verildiğini, davacı —- yaşında olup bahsedildiği ölçüde kendisinde fobinin oluşmasının mümkün olmadığı, yaşı itibariyle yaşadıklarını çabuk unutabilecek bir dönem içinde olduğu, fobi oluşmasının kendilerine samimi gelmediğini; davacı —– söz konusu kaza nedeniyle manevi açıdan yıprandığını kardeşine bakmak zorunda kaldığı, annesi ile ve ev ile ilgilenmek zorunda kaldığı yönünde açıklamalara yer verildiği istenilen tazminat tutarının söz konusu üzücü olayın adeta kazanç kaynağı haline getirilmesi yönünde bir kanaat uyandırdığını, yasada ve — kararlarında da belirtildiği üzere manevi tazminatın takdirinde tarafların sosyal – ekonomik durumları, yaşanılan olaydan duyulan elem, acı, üzüntünün bir nebze olsun hafifletilmesi amacını güderken hiçbir zaman da “iyiki bu olay gerçekleşmiş“ dedirtecek ve kazanç kaynağı olacak tutarlarda olmaması gerektiğini, bu itibarla talep edilen —– manevi tazminat tutarının oldukça fahiş ve amaçtan uzaklaşmış boyutta olduğunu ve tarafların sosyal ekonomik güçleri ile orantılı olmadığı kanaatinde olduklarını; ruhsat sahibi davalı —- taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir konulması yönünde karar verildiği, bu tedbirin kaldırılmasını ve davacıların ilerleyen aşamalarda mağdur olabilecekleri yönünde bir kanaat hasıl ise —– plakalı araç üzerine tedbir konulmasını, gerçek maluliyet oranlarının tespitini, fahiş talep edilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı — vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; —- uyarınca önce müvekkili sigorta şirketine ödeme yapılması için başvurulması gerekirken bu yapılmadığından gerkli şartları taşımayan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini; davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla—– şirketin şayet bir sorumluluğu varsa bu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat talebi ile işten kalma ve —– poliçesi kapsamı dışında bulunduğunu; tüm sağlık giderlerine ilişkin ödemeler—- tarafından yapıldığı, dolayısıyla bu davada müvekkili sigorta şirketine husumet yöneltilemeyeceği bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, —-müzekkere yazılarak davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi branştan ödeme yapıldığının araştırılmasını talep ettiklerini, söz konusu ödemelerin tazminat hesabı yapılması halinde bu hesaplamadan düşürülmesi gerektiğini; davacının sürekli sakatlık durumunun——alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini; kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğu, kabul anlamına gelmemek üzere, her türlü itiraz ve beyan hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davanın dava şartları yönünden reddini, mahkemenizce kabul görmemesi halinde davacı delillerinin taraflarına tebliğini, kusur, maluliyet durumu ve tazminat miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını, tazminat raporunun hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yaptırılmasını, davacının kusurunun araştırılmasını ve tazminattan indirilmesini, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir—- davalı sürücü— olan ,davalı —-işleteni olduğu, diğer davalı ——yaralanmasına neden olmuştur.
Söz konusu olay nedeni ile davalı —yargılanmış neticeten— cezası verilerek, cezası ertelenmiştir. —- asli kusurlu olduğu, davacı kazazedenin kusursuz olduğu anlaşılmıştır.Ceza mahkemesince her ne kadar Davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı gerekçesi ile — tarihinde karar verilmiş ise de dosya içeriğinde davacının kesin raporunun bulunmadığı, karardan sonra —- raporunun ceza dosyasına geldiği buna göre davacının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların sosyal ve mali durumu araştırılmış yapılan araştırmada davacı— olduğu, aylık — ev hanımı olduğu—yapılan sorgulamada adlarına herhangi bir araç veya gayrımenkul bulunmadığı, Maddi durumları kötü olduğu bu nedenle mahkemece —– taleplerinin kabul edildiği anlaşılmıştır. Davalıların sosyal ve mali durumları araştırılmış davalı — işçi olduğu, bekar olduğu, — geliri olduğu, — diğer davalının babası olduğu, emekli olduğu, şöförlük yaptığı,— aylık geliri olduğu adına kayıtlı—-mesken vasıflı bir gayrımenkul olduğu, —- ilçesinde adına kayıtlı ——bulunduğu anlaşılmıştır. Yine kazaya neden olan —– adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Olaydaki kusur durumu incelenmiş yukarıda ifade edildiği üzere ceza mahkemesince alınan raporda davalı sürücü asli kusurlu davacı kusursuz bulunmuştur. Mahkememizce kusur konusunda yeniden rapor alınmış —-tarihli denetime uygun bulunan kusur raporundan olay günü davalının kullanımında olan araç ile olay yeri virajlı dönemeçli yol noktasında trafiğin seyir emniyetini tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmek sureti ile hız sınırları üzerinde dikkatsiz tedbirsiz ve özensiz araç kullanımı sureti ile direksiyon kontrolünü sağlayamayarak yol dışına çıkarak — bekleme halindeki birden fazla yayaya çarparak yaralanmasına neden olan davalının %100 tam kusurlu olduğu, —- beklemekte olan davacının kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise — — kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi—– tarihinde meydana geldiğinden uygulanması gereken yönetmelik ——
Mahkememizce —- rapor aldırılmış, raporda davacı —–süresinin kaza tarihinden itibaren ——- kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
—–bu —— çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir—— olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir.
—-kararları kesin olduğu; —- itibaren yürürlükten kalkacağı; —maddesinde — kararlarının geriye yürümeyeceği ve —– ise yargı organlarını bağlayacağı düzenlenmiştir.
—– başvuran mahkemeler, —- verilecek kararlara uymak zorundadırlar. Bu durumda, itiraz eden mahkeme, elinde bulunan ve— iptal kararından önce açılmış olan bir davayı —- kararına göre çözecek ve doğrudan iptal kararının etkisini önceye uygulayacaktır. Aynı durum, itiraz yoluna başvurmayan mahkemeler yönünden de geçerlidir. İptal davası veya itiraz üzerine bir kuralın iptali sonucu, — bakmakta oldukları davaları bu karara göre çözmekle yükümlüdürler. Bu sonuç —— yönünde karar verilerek —– —- iptal kararlarının diğer mahkemelerde görülen davalar bakımından etkisinin ne olacağı açıklanmıştır.
Yine —– kararında: “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni —- iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun —- üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” yönünde karar verilmiştir———
Yukarıya aktarılan mevzuat hükümleri ve uyulması zorunlu yargısal içtihatlardan da anlaşılacağı üzere——- denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının —- ile sonuç doğuracağı ve bu durumun da bozma kararına uyulmakla meydana gelen usuli müktesep hakkın istisnası olduğu ve uyuşmazlığa dair iptal kararının diğer mahkemelerde derdest olan davalar bakımından da uygulanması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır——
—— yer alan—-ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan—- şartlarda—-aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bunun sonucu olarak —–tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar artık uygulanmayacak; —– bu kanunda yer almayan hususlarda ise — fiile ilişkin hükümlerinde ki usul ve esaslara göre belirlenecektir. Her iki Kanun da hüküm bulunmayan hallerde ise —- uygulanacaktır.
Buna göre tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde—yukarıda bahsedilen kararı sonrasında vermiş olduğu —– uygulanacaktır. Ancak progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen —- iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerekecektir—-esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda yukarıya aktarılan — görüş değişikliği içeren emsal kararına uygun olarak zaten — alınarak hesaplama yapılmış olmasına göre davacı vekilinin—- uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Ancak — kullanılması gerekirken genel şartlarda belirtilen — teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılması doğru olmamıştır. ” belirtmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında 6098 sayılı TBK hükümleri ve yukarıda atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararları gereği—- hesaplanmıştır.
Mahkememizce tüm delillere toplanmış ve aktüer bilirkişiden rapor alınmıştır. Yukarıdaki emsal içtihatlara uygun olan ve —bulunan —tarihli rapordan davacının —- oranındaki sürekli iş göremezlik ve— aylık bakıcı gideri nedeni ile talep edebileceği nihai ve gerçek zararının geçici iş göremezlik için —- olduğu anlaşılmıştır. İş bu dava mahkememize görevsizlikle gelmiş olup davacı yan—- olarak ıslah etmiştir. Davacının ıslah dilekçesinde talep ettiği alacaklar toplamı —- yazılmıştır. Davacının ıslah ettiği tüm kalemler yukarıda detaylı yazılmış olup davacının ıslah dilekçesi ile davalılardan talep ettiği miktar —–
Davacı yan her ne kadar dava dilekçesinde destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere —– talep etmişse de destekten yoksun kalma tazminatı —– uyarınca ölüm halinde ölenin desteğinden mahrum kalan kimselerin bu nedenle uğradıkları zararın tazmini istemine ilişkin olup somut olayda ölümlü bir kaza olmadığından davacıların bu talebi red edilmiştir.
Davalı —– göremezlik ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığını belirtmiş, alınan raporlara bu yönü ile itiraz etmiştir.
—– yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan——–kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —–haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve—— teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan —– sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme ——olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
—- iptal kararı ile —- kapsamındaki tazminatların —- göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
——- düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak — bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin — aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların —- aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, —- üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. —-neticesinde verdiği iptal kararlarının —–yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir—— olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve —– uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
—- değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer—– sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın —– tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin —– tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu —–maddesine göre belirlenen tutarın — fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve—— yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. —motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü,—- sona erdirilmiş bulunmaktadır. —-belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı —-geçmiştir.
Somut olayda, —— tarafından geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden ——sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden —– davalı tarafça yapılan itirazın kabul edilerek bu talepler yönünden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirtmiştir.
—– Sayılı ilamında ——– olayda, geçici iş göremezlik tazminatından —–sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle— kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.” belirtmiştir.
—– zarar görenin tedavisinin tamamlanmasından sonra tespit edilen sürekli maluliyetine bağlı sürekli —- bakıcı giderlerinden, sürekli sakatlık teminatı ve bu teminata ilişkin limit dahilinde sigortacının sorumlu olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Ancak;—arihinde yürürlüğe giren —– maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin ——aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, —- yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, — — bulunmayan hallerde de ——- hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; —olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen — dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir.
—- iptal kararı gereği, —- giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığı; sürekli bakıcı gideri zararının,—- önceki yerleşik uygulamaları gereği, tedavi giderleri teminatında yer aldığı hususları hep birlikte ele alındığında,——— tarafından yapılan değerlendirmenin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bakıcı giderinin poliçedeki tedavi giderinden karşılanması gerektiğini ve sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini belirtmiştir.
—–zararın artmasında hiçbir müterafik kusuru bulunmayan ve dava konusu olay nedeniyle oluşan zarara katlanmak zorunda kalan davacının tazminat alacağından hakkaniyet düşüncesi ile indirim yapılamayacağı için, aile içi bakım düşüncesi ile bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılması, Dairemiz yerleşik uygulamaları ile makul kabul edilmemektedir. Bu itibarla, hesaplanan bakıcı giderinden aile içi bakım indirimi yapan rapor, bu yönden hatalıdır.” gerekçesi işle verdiği kararda bakıcı giderinden aile içi bakım indirimi yapılmaması gerektiğini belirtmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——— gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacı vekili olayda yaralanan ——- ile birlikte diğer davacılar için de manevi tazminat talep etmiştir. Davacının tespit edilen maluliyet oranı — Borçlar kanununun —-ağır bedelsel zarar halinde zarar görenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceğini belirtmiştir.— eski tarihli kararlarında ağır bedelsel zarar kavramından çok yüksek oranda maluliyet oranını kabul etmekte iken son zamanlarda bu uygulamadan dönmüştür. —- oranında malul kalan kimsenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceğini,—- oranında malul kalan kimsenin yakınlarının da manevi tazminat isteyebileceklerini, —-oranında malul kalan kimsenin yakınlarının da manevi tazminat isteyebileceklerini belirtmiştir. Davacıda olay nedeni ile oluşan geçici ve sürekli maluliyet durumundan kaynaklı olarak eşi ve çocuklarının da manevi ızdırap çektikleri sabit bulunmuş kısa kararda onlar için de belirlenen oranda manevi tazminata hükmedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda yapılan tüm hukuki açıklamalar ve nitelendirmeler kapsamında,—- tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davalı sürücünün %100 kusurla davacının sürekli malul kalmasına neden olduğu, davacıların bu olay nedeni ile manevi ızdırap çektikleri sabit bulunmuştur. Olaydaki kusur durumu, olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişimi, davalının kusur oranı, eylemin niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, hak ve nesafet ilkeleri, davacı ve davalıların sosyal ve mali durumları bir bütün olarak değerlendirilmiş davacılardaki acı ve elemin bir nebze olsun dindirilebilmesi amacı ile takdiren kısa kararda belirtilen miktarda davacılar lehine manevi tazminata karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde bir ayrım yapmadan tüm davalılardan manevi tazminat talep etmiştir. ——— manevi tazminattan sorumlu olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden bu talepler red edilmiştir.
—- Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir——- konusu olayda, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup, ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunmalarına ve her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulmasına —- göre davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.—–Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkemece her bir davacı bakımından maddi ve manevi tazminata ilişkin talepler reddolduğu halde, davalı——vekili lehine davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yerine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan kimselerin açtıkları davalarda ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirtmiştir. Somut olayda davacılar ihtiyari dava arkadaşıdır.
AAUT’nin 10/4. Madde ve fıkrası uyarınca manevi tazminat davası maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün olan taleplerle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından ayrıca vekalet ücretine hükmedilir.
Tüm dosya kapsamı, denetime el verişli bulunan kusur ve aktüerya raporları, yukarıda atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararları bir bütün olarak değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1- Davacı —-
A-Taleple bağlı kalınarak — maddi tazminatın—tarihinden , davalı —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
B- Takdiren —-manevi tazminatın olay tarihi — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Diğer davacılar yönünden;
A-Bu davacılar için istenen maddi tazminat talebinin reddine,
B- Takdiren — manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı— ödenmesine,
C- Takdiren — manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar — müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —- ödenmesine,
d- Takdiren — manevi tazminatın –tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar — müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı — ödenmesine,
Fazlaya dair istemlerin reddine,
3-492 sayılı harçlar kanunu gereği alınması gerekli 14.544,21 TL nispi harç, 59,30 TL başvurma harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,—–
4-Davacılar tarafından yapılan 122,60 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 42,29 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara ödenmesine,—–
5-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.500,00 TL bilirkişi ücretleri, 687,00 TL adli tıp faturası olmak üzere toplam 2.187,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 754,44 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, bakiye 1.432,56 TL giderin 6100 sk. M.339 gereği davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, —–
6-Davalı —- tarafından yapılan 100,00 TL posta ve tebligat giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 52,66 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davalıya ödenmesine,
7-Davalılar —tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Tarafların yatırdığı gider/delil avansının artan kısmının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
9- Davacı —-önünden;
a- Kabul edilen maddi tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 18.001,92 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
b-Red edilen maddi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 300,00 TL vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak kendisine vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
c-Kabul edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya ödenmesine,
d-Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.500,00 TL vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak kendisine vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
10-Davacı—- yönünden ;
a-Kabul edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya ödenmesine,
b-Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak kendisine vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
11-Davacı —-yönünden;
a-Kabul edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya ödenmesine,
b-Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak kendisine vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
12-Davacı—-yönünden;
a-Kabul edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya ödenmesine,
b-Red edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak kendisine vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
c- Davacı —- reşit olmadığından lehine hükmedilen tazminatın ve vekalet ücretinin velayeten anne ve babasına ödenmesine, aleyhine hükmedilen tazminatın ve vekalet ücretinin de velilerinden tahsiline,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, — Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacılar vekili ile davalılar ————–yüzlerine karşı verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2021