Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/892 E. 2020/827 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/676 Esas
KARAR NO: 2020/754
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalının —- tarihinden itibaren müvekkili firmad——— olarak işe başladığım, —- tarihinde emeklilik nedeni ile işten ayrılmak istemesiyle,—– işten ayrıldığını, bundan kısa bir süre sonra, müvekkili ile aynı sektörde faal olan —– başladığım, daha önce müvekkili şirketten ayrılmış bulunan——-hareket ederek, rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesini ihlal ettiğini, davalının müvekkili firmada kullanılan özel bileme takımları ve —– taşlan, bu takımlar ve taşların açıları, kullanım yerleri, takımların ve taşların —– kullanıldığı ——— kullanılan ——— detayları gibi bilgilere valaf olduğunu, bunların firmaya özgü ——- bulunduğunu, tüm bu bilgilerin müvekkili tarafından öğretildiğini, bu bilgilerin davalının çalıştığı firmada kullanılmasının müvekkilini zarara uğratacağını, müvekkilinin prestiji de kullanılarak müşterilerin kendilerine çekilmeye çalışıldığını, davalının müvekkili firmada öğrendiği üretim bilgilerini, tolerans bilgilerini, işleme bilgilerini, tedarikçi bilgilerini, müşteri bilgilerini, malzeme kalite bilgilerini iş akdinin sona ermesinden sonra -2- yıllık süre dolmadan bu alandaki firmada çalışarak rekabet yasağma aykırı hareket ettiğini, bu sebeplerle davalının müvekkiline cezai şartı ödemesini gerektiğini——ve talep etmektedir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacının açtığı davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin taşlama, bileme ve montaj yapabilen sıradan bir işçi olduğunu, kendisine verilen teknik resim ve çizimler uyarınca teslim edilen İşi yaptığını, özel bilgi ve sır nitelikli bir durumun söz konusu olmadığım, üretilen ürünün nerede kullanıldığının bir anlam taşımadığını, kesici malzemenin——üretiminde kullanılacağı gibi, plastik sanayiinde de kullanılabileceğini, müvekkilinin taşlama ve bileme yapacağı ürünü seçme konusunda bir inisiyatifinin mevcut olmadığını, müvekkilinin sadece taşlama ve bileme makinasım kullanmayı bildiğini, anılan makinaların olduğu fabrikalarda çalışmanın haksız rekabet olarak adlandırılmasının yerinde olmadığını, müvekkilinin yaptığı işin davalı işyerinde yaptığı işle bir ilgisinin bulunmadığını, taşlama operatörlüğü ve benzeri işlerin kısa sürede öğrenilecek işlerden olduklarını, sıradan işçinin işverenin sırlarını bilmesinin mümkün olmadığını, rekabet sözleşmesinde yer alan hangi hükme aykırı davranıldığının somut biçimde ortaya konması gerektiğini, açıklanan sebeplerle haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini…” beyan ederek ; haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tanık beyanları, — tarihli yazısı,—- tarihli yazısı, —-tarihli cevabi yazısı,—– cevabi yazısı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Makine Mühendisi ve Ticaret Hukuku alanında uzman bilirkişi tarafından alınan—– tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının iş yerinde——– olduğu, operatörün kendisine verilen ——– başka bir deyişle standart bir iş yaptığı, yapılan işin mesleki sır nitelikli formülasyon gibi işlerden olmadığı, Davalının davacının mesleki sırlarını kullanarak haksız rekabete neden olduğunu söylemenin mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, işçinin rekabet yasağından ve işçi ile işveren arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir.
Somut olayda; Taraflar arasındaki ——tarihinde kendi isteğiyle iş yerinden ayrıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalı hizmet akdinin sona ermesinden itibaren 2 yıl süre ile—-ister işini kurmak, ister işverenin rakiplerinden birine katılmak suretiyle benzer faaliyetlerde bulunmaktan kaçınacağı, çalışan bu hususa aykırı davranırsa —– şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği görülmüştür.
Dava konusu rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği, dava konusu olan olayın gerçekleştiği zaman yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre incelenebilir. Rekabet yasağının amacı, işçinin iş yerinde öğrendiği üretim sınırının veya işverenin işleri hakkında bilgisinin iş ilişkisi sona erdikten sonra işverenle rekabet edecek tarzda kullanmasının önüne geçmektir. Rekabet yasağının geçerli olabilmesi için kanuni şartlarının tamamının gerçekleşmiş olması gerekir.
Türk Borçlar Kanunu 444.maddesine göre; “…rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçi ve müşteri çevresi veya üretim sırları yada işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte ise geçerlidir.”
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklanan süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterli sayılmalıdır.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınmaya elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre; davalının ——hizmet sözleşmesinde görevinin —— olduğunun belirtildiği görülmüştür. İşçinin müşteri çevresinde hakkında bilgi edinme olanağına sahip olması onlarla az veya çok bir kişisel ilişki içerisinde bulunması, müşterilerin kişisel özelliklerini , istek ve ihtiyaçlarını bilebilecek ve bu bilgileri kendi adına ekonomik bir değer olarak kullanabilecek durumda olmasını gerektirir. Huzurdaki davada davalının işverenin müşteri çevresi veya üretim sırları yada işverenin yaptığı işler hakkında edindiği bilgileri aynı zamanda işverene önemli bir zarar verebilecek nitelikte olmalıdır. Dava konusu olayda ise; davalının iş yerinde yaptığı işinin taşlama ya da bileme operatörlüğü olduğu, operatörün kendisine verilen hammaddeyi, bilgisayar programlı makine da makinayı kullanarak mamul ürettiği, başka bir deyişle standart bir iş yaptığı, yapılan işin mesleki sır nitelikli formülasyon gibi işlerden olmadığı, davalının davacının mesleki sırlarını kullanarak haksız rekabete neden olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, işverene ait bilgilerin kullanılmasının kazançlarda veya sipariş sayısında ciddi bir düşüş doğurması, rekabet gücünde geriye gidiş yaratması, iş yapma olanaklarının sınırlandırılması gibi önemli bir zararın varlığının somut olayda söz konusu olmadığı, başka bir deyişle davalı işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunduğunun dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerle kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 44,40 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 7/2. maddesi uyarınca 277,28 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; davalı tarafın yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020