Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/890 E. 2019/521 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1001
KARAR NO : 2019/554

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 18/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında, ——– bayilik ön protokolü adı altında bir sözleşme imzalandığını, sözleşmenin amacı olarak franchise sözleşmesi yapılması olarak belirlendiğini, sözleşmenin tarihinin belirlenmediğini ancak sözleşme altına 20/09/2017 tarihinde 50.000,00 TL ödeneceği belirtildiğini, sözleşmede müvekkilinin bayilik sözleşmesi için belirlenen miktarın 50.000 ABD doları olarak gösterildiğini, protokolün feshi başlığı altında ön protokolün imza tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde franchise sözleşmesinin imzalanmaması halinde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği düzenlendiğini, müvekkilinin şirket yöneticileri ile yaptığı görüşmeler neticesinde sonuca varılamayacağı anlaşıldığını ve franchise sözleşmesinin imzalanamadığını, müvekkilinin yapmış olduğu ödemenlerin iadesi için davalıya Ankara —–Noterliği’nin 09/05/2019 tarih, 06762 yevmiye nolu ihtarname çekildiğini, ihtarnamenin tebliğ edilemeyerek, iade olduğunu, İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesi’nin 2019/17286 sayılı dosyası ile takibe geçilmiş ise de, davalı borçlunun, borcunun bulunmadığı gerekçesi ile takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerden dolayı davalı borçlunun İstanbul Anadolu —- İcra Dairesi’nin 2019/17286 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, borçlu aleyhine en az % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesinin 2018/651-813 esas ve karar sayılı, 0/05/2018 günlü ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun,—– esas, —- karar sayılı, 10/02/2016 günlü ilamı).
Mahkememizce davacı tarafın tacir olup olmadığı hususu Uyap üzerinden — Ticaret Sicili Müdürlüğü ve —- Ticaret Sicili Müdürlüğü sorgulanmış davacının gerçek veya tüzel kişilere ilişkin oluşturulan sicil fihristinde herhangi bir kaydının olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan itirazın iptali davasında davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık incelendiğinde davanın mutlak ticari dava olmadığı, davacının tacir olmaması sebebiyle nisbi ticari dava da olmadığı, davacı ile davalı arasında imzalanan bayilik ön protokolünden kaynaklanan alacak ilişkisinin hukuken genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken bir uyuşmalzık olduğu, ticari nitelikte bir uyuşamzlık olmaması sebebiyle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115. maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık olması, ticari bir uyuşmazlık olmaması sebebiyle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ SEBEBİYLE 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115-(2). maddesi gereğince uyarınca DAVA ŞARTI NOKSANLIĞINDAN USULDEN REDDİNE,
2- Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1. maddesinde belirtilen iki (2) haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde, dava dosyasının dava bakmaya görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3- Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.