Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/88 E. 2020/74 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/88 Esas
KARAR NO: 2020/74
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/07/2017
KARAR TARİHİ: 04/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekillinin, davalı-borçluya dava dosyasına fotokopileri sunulmuş olan —- adet fatura ile toplam ——- tutarında koltuk ve mobilya sattığını, davalının aldığı malların bedellerini bir türlü ödemediğinden davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir şekilde borca itiraz ederek takibi durduğunu, davalının sözde elden yaptığını iddia ettiği ödemelere ilişkin senetle ispat zorunluluğununu düzenleyen HMK. Madde 200 kapsamında yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini, bu konuda tanık dinletmesine de muvafakat etmediklerini, davalının aldığı söz konusu faturaların açık fatura olduğunu, TTK. 21/2 maddeye göre sekiz gün içinde içeriğine itirazda bulunmadıklarından takibe konu faturalarda belirtilen mal bedellerinin ödenmediğini de kabul etmiş durumda olduklarını, mal bedellerinin ödendiğinin ispatının davalıya ait olduğunu, davalının bu konuda ortaya yazılı bir belge koymadığını, davalının takibe konu fatura bedellerini şahitler huzurunda hem elden ödendiğini iddia etmekte hemde fatura bedellerine mesnet malları teslim aldığına dair imzasının olmadığını iddia ettiğini böylece malları teslim aldığını bir şekilde ikrar etmiş bulunduğunu, takibe konu faturalar konusu malların davalı borçluya teslim edildiğine dair tanıkların mevcut olduğunu, davacı müvekkili şirket ile davalı borçlunun ticari defter ve kayıtları incelendiğinde takibe konu açık faturalara ilişkin borcun mevcut olduğunun görüleceğinini belirterek izah edilen nedenlerden dolayı davalının haksız itirazının iptalini, icra takibinin devamına, haksız mesnetsiz ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturalara dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası incelendiğinde ödeme emrinin —— tarihinde tebliğ edildiği,ödeme emrine itirazın yasal süresi içerisinde —– tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
—– tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle ”Davacı ———- ticari defterleri ve dayandığı belgeleri ile yardımcı defterlerin birbirini tamamlaması ve teyid etmesi, usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile HMK 222. Maddesi gereğince delil niteliğinde olduğu kanısına varıldığını,
Takip konusu edilen sekiz adet faturadan ———- tarihli, ——- numaralı, —— tutarlı faturanın nakit tahsil edildiği, takip tarihi ve —- tarihi itibari ile toplam tutarı ——- olan takip konusu diğer yedi faturanın tahsil edilmediği davacının yasal defter kayıtlarında görülmüş ve —-davalı —— konusu edilen diğer yedi faturanın toplam tutarı olan ——– TL alacaklı olduğu,
Takip tarihi olan——- tarihi itibari ile işlenmiş yasal faiz tutarının ——— olduğu ” şeklinde denilmiştir.
Ödeme emri borçluya ——— tarihinde tebliğü edilmiş,ödeme emrine itiraz ise——– tarihinde yapılmıştır.——– resmi tatil olduğu görülmekle ödeme emrine itirazın yasal süre içerisinde yapıldığı anlaşılmıştır.Borçlu vekili ödeme emrine itiraz dilekçesinde ödemenin elden yapıldığını belirtmiştir.
Ödeme emrine yapılan itiraz dilekçesi ve dosya münderacatı birlikte incelendiğinde uyuşmazlık ödemenin yapılıp yapılmadığı hususunda toplanmaktadır. İspat Yükü başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 190.maddesinde ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” denilerek ispat yükünün kimin üzerinde olacağı belirtilmiştir.Ticari defterlerini sunan davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve dosya münderecatı ile görüldüğü üzere taraflar arasında yer alan ticari ilişkinin varlığı ve miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık davalı vekilinin ödeme emrine itiraz dilekçesinde de belirttiği üzere borcun ödenip ödenmediği noktasındadır.Yukarıda belirtilen kanun maddesi göz önüne alındığında ispat yükü davalı üzerindedir.Yine 6100 sayılı HMK’nın 200.maddesinde ” Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle———Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” denilmektedir.Uyuşmazlık miktarı ve davacı vekilinin dava dilekçesinde tanık dinlenilmesine muvafakati olmadığına dair beyanı,davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı tarafın ———- borçlu olduğunun tespit edilmesi birlikte değerlendirildiğinde davacının davanın kabul edilen miktarı kadar davasını ispat ettiği ancak davalı tarafın ödeme iddiasını ispat edemediğine hükmedilmiştir.
Her ne kadar takip talebinde işlemiş faize ilişkin talep bulunsa da davacı tarafça davalının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğüne dair belgeye rastlanmadığından işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.Nitekim ——-Adliye Mahkemesi —-.Hukuk Dairesinin ——- Yargıtay —.Hukuk Dairesinin ————K. Sayılı kararı da bu yöndedir.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu ————— K. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin ————— K. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle davanın kabul edilen asıl alacak miktarı yönünden yüzde 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
——–. İcra Dairesinin ——- Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın—— TL asıl alacak üzerinden iptaline, kabul edilen asıl alacak miktarı olan ——-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen —- TL lik kısım yönünden alınması gereken —– TL harçtan peşin alınan ——– TL harcın mahsubu ile bakiye —– TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 357,11 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken ——-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 800 TL bilirkişi ücreti ve 176,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 976,40 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 964,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı tarafından yapılan toplam 150,00 TL posta giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1,89 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/02/2020