Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/872 E. 2019/898 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/872 Esas
KARAR NO: 2019/898
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 31/05/2019
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu — tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava şartı olan arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yoluna – tarihinde başvurduğunu, – tarihinde yapılan görüşmede taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığını, müvekkili tarafından sigortalısı — ait pet preform cinsi emtianı — taşınması sırasında meydana gelecek rizikolara karşı— ile teminat altına alındığını, —cinsi emtia’ nın — palet olacak şekilde — plakalı – adet tıra yüklendiğini, araçların – tarihinde — yurt dışına çıktığının teyit edildiğini ancak nakliye araçlarının alıcı firmanın Irak’ta bulunan adresine varmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin sigortalısı tarafından dava dışı akdi taşıyan firmaya emtiaların teslim edilmemesi nedeni ile oluşan zararın karşılanması için noter kanalıyla ihtarnamenin çekildiğini fakat hiçbir geri dönüş alınamadığını, dava dışı akdi taşıyan firma tarafından navlun faturasının kesildiği, ancak fiili taşımanın bizzat bu firma tarafından gerçekleştirilmediği, davalı şirketlere devredildiği, fiili alt taşıyan davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, gelişen olayla ilgili olarak —– Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, sigortalının uğradığı zararın davacı şirketçe karşılandığını ve TTKm.1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olunduğunu, müvekkili şirketin aynı zamanda TBK m.183 bağlamında akdi halef sıfatını da kazandığını, izah edilen nedenlerle —. İcra Müdürlüğü’nün — E. sayılı dosyasına davalılar/borçlular tarafından yapılan haksız itirazların iptali ile takibin devamını, borçlular/davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu — tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibine yetki yönünden de itiraz edildiğini, icra müdürlüğünün yetki itirazlarını kabul ederek dosyayı yetkili icra müdürlüğüne göndermiş olsaydı davanın yetkili icra müdürlüğünün bulunduğu mahkeme de açılacağını, yetkili mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, her ne kadar davacı vekilince dava konusunun para borcu olduğu ve alacaklı olarak kendi yerleşim yerlerinde dava açılacağı belirtilmiş ise de dava konusunun salt bir para miktarının borç alınıp verilmesi gibi bir para alacağı olmadığı gibi davacı ile aralarında para borcu doğuran bir sözleşmenin mevcut olmadığını, dava konusu edilen alacağın götürülecek borç olmadığını, dava konusu emtiaların iki adet tır’a yüklendiğini, tırlardan — plakalı araçların — ait olduğunu, diğer – plakalı araçlardan – plakalı aracın çekici,–plakalı aracın ise dorse olduğunu, çekici aracın—ait iken dorsenin diğer müvekkili — ait olduğunu ve bu nedenle – fiili taşımayı gerçekleştirmediğini, — İle aralarında bir taşımacılık sözleşmesinin bulunmadığını, sigortalı firmanın dava dışı —- ile dava konusu emtiaların taşınması konusunda anlaştıklarını ve tüm taşıma işlerinin takibi ve şoförlerin yönlendirilmesi gibi işlemlerin de — tarafından yapıldığını, malların teslim edilmediği hususunu—.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyası ile öğrendiklerini ve kusurlu olmadıkları sürece bir zarardan sorumlu olmalarının söz konusu olmadığını, açıklanan nedenlerle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili olan Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğine gönderilmesini, davacının açmış olduğu davasının reddin, açılan dava sebebiyle davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
—. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiş, yapılan incelenmesinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlulara karşı ve dava dışı—– Ne karşı ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı borçlulardan —- süresi içinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri yetkili icra dairesini itirazlarında göstermedikleri, diğer davalı borçlu — Gaziantep İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek borca ve fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya ödenmiş olan hasar bedelinin haksız fiil sorumlularından rücuen tazmini için başlatılan genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun — tarih ve —— sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yargıtay -. Hukuk Dairesi’nin – gün, – E. -K. sayılı içtihadında da “TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.” şeklinde vurgulamıştır.
Yine, sigortalı ile hasara neden olanlar arasında yetki sözleşmesi bulunması halinde bu yetki sözleşmesinin, halefiyete dayalı olarak açılacak rücu davalarında sigorta şirketini bağlayacağı yönünde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin — tarihli, – E. – K. Sayılı kararında da aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayın meydana geldiği yerin ve dava dışı sigortalı şirketin ikametgah adresinin Gaziantep olduğu, davalılardan —- adresinin Gaziantep ili olduğu, bu davalının süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve takibe itiraz ettiği, Gaziantep icra müdürlüğünün yetkili olduğunu bildirdiği, Yargıtay-. H.D.nin — tarih, – E., -K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının ancak usulüne uygun bir takip bulunması koşuluna bağlı olması nedeniyle, icra dairesinin yetkisinin itirazın iptali davası bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. İcra dairelerinin yetkisi bakımından da özel bir düzenleme öngörülmeyerek yetki hususunda İİK’nun 50. maddesinde HMK’ya atıf yapılmaktadır. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise, itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK’nun 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır. Bu düzenlemeler ışığında HMK m.6 uyarınca davalılardan — yerleşim yerinin Gaziantep olduğu, icra takibinin Gaziantep icra dairesinde yapılması gerekteği, icra takibinin bu davalı yönünden yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafından davalı — aleyhine açılan işbu davada davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalılar — süresi içinde Mahkememizin yetkisine itiraz ettikleri yetkili mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bildirdikleri görülmüştür. HMK m. 6/1 hükmü uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalılar — yerleşim yerlerinin adresinin —- olduğu, davalı vekilinin süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunduğu, yetkili Mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ettiği, yukarıda izah edilen içtihatlar da dikkate alındığında, dava dışı sigortalı şirketin ikametgah adresinin Gaziantep ili olduğu, İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerini yetkili hale getiren hiç bir seçimlik hal bulunmadığı, seçim hakkının davalıya geçtiği, davalı tarafça yetkili mahkeme olarak Gaziantep mahkemelerinin gösterildiği, davalılar –. ve —vekilinin yetki ilk itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, davanın davalılar —-. bakımından davacı tarafından iş bu davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılardan —- aleyhine açılan davanın HMK 114/2 ve115/1-2 maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğundan (takibin yetkili icra dairesinde başlatılmaması) USULDEN REDDİNE,
-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.581,72TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.537,32 TL harcın davacıya İADESİNE,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davalı —kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı — VERİLMESİNE,
2-Davalılar —- —- bakımından Davacı tarafından iş bu davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halindedosyanın yetkili Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; yetkili mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/12/2019