Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/868 E. 2020/703 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/868 Esas
KARAR NO : 2020/703

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletme Rehninden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletme Rehninden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 30/05/2019 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, Türkiye genelinde birçok firmaya —- temini sağlayan bir firmadır. Müvekkil tarafından, ——-firmasına —– temini sağlanmış olup müvekkil şirketin alacak miktarının hayli yüksek olması nedeniyle, alacağı teminat altına alma ihtiyacı doğmuş ve bir dizi rehin ve ipotek sözleşmesi akdedilmiştir. Bu kapsamda, ———- yevmiye numaralı Rehin Sözleşmesi düzenlenmiş ve ——– plakalı araç rehin olarak verilmiştir. Borçlu ———- Mahkemesinden de bir kez daha konkordato başvurusunda bulunmuştur.Mahkeme —- tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Davalı —– tarihinde bir kez daha konkordato talebinde bulunmuştur.Aynı mahkeme bu defa —tarihli ara kararıyla 3 ay geçici mühlete karar vermiştir.Alacakların tahsil edilememesi üzerine, Rehin Sözleşmesi ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmediimesine, davalıların itirazının iptali ile davalılar yönünden takibin devamına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davaiı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini saygılarımızla bilvekale talep ederiz.” şeklinde talepte bulunmuştur.
Usulüne uygun tebligatta rağmen davalıların herhangi bir cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün rehin sözleşmesine dayalı rehnin paraya çevrilmei yoluyla yapılan takibe ilişkin itirazın iptali davasıdır.
İcra dosyası ve davada alacaklının —– sırasında şirketlerin birleşmesi nedeniyle yeni unvan:——– olduğu görülmüştür.———olduğu,rehne konu borcun asıl borçlusunun ise —–olduğu görülmüştür.
03/12/2019 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 29/01/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Sayın Mahkeme tarafından verilen görevlendirme çerçevesinde dava dosyası ve davacı taraf kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda
Davacı taraf ite 1 numaralı davalı tarafın ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı ve sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğu,
Takip tarihi itibariyle davaa taraf kayıtlarına göre davacının 1 numaralı davalıdan alacağının 52.084.181,52 TL olduğu, 1 numaralı davalı kayıtlarına göre de davacının 51.939.599,59 TL alacağının olduğu,
Davacı ile 2 numaralı davalı arasında ticari ilişkinin olmadığı, 1 numaralı davalının konkordato süreci ile ilgili takdirin Sayın Mahkememde olduğu,” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Konkordato sürecinde olan ——-yönünden İİK 194.maddesi uyarınca durma kararı verilmesi talep edilmiş ise de İİK 194.maddesine göre rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili açılmış olan hukuk davalarının, hukuk davalarının talilinin istisnası olduğu görülmekle bu talep reddedilmiş ancak taraf teşkilinin sağlanması için — idaresi davaya dahil edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibariyle davacının rehin sözleşmesinin dayanağı asıl borç ilişkisine ilişkin alacağının ödenmediğinin taraf ticari defterlerinden anlaşılması,davalıların borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir delil sunmaması göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacının rehin sözleşmesini sunarak taraflar arasındaki akdi ilişkiyi ispat ettiği,borcun ifa edildiğinin ispatına ilişkin ispat yükünün davalıların üzerinde bulunduğu anlaşılmıştır.Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davalıların borcun ifasına ilişkin herhangi bir delil ibraz etmemiş olduğu görülmekle üzerine düşen ispat külfetini yerine getiren davacının talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Nitekim rehin sözleşmesi ile belirli ve likit olan alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
1-) İstanbul Anadolu —. İcra dairesinin — esas numaralı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline,
2-) Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 135.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 9.221,85 TL harçtan, peşin yatırılan 1.630,47 TL harcın düşümü ile geri kalan 7.591,38 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 1.630,47 TL harç , 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 163,05 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.593,52‬ TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —- göre 16.300,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.