Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/844 E. 2020/418 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/844
KARAR NO : 2020/418

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın sigortalısı—– plakalı aracın —- numaralı —— ile müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, 27.09.2018 tarihinde saat 12:30 sıralarında—- yolu üzerinde seyir halinde iken arkasından hızlı bir şekilde gelen davalıya ait —- plakalı aracın sigortalı araca arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, tarafların yanında tutanak olmadığı için o sırada müvekkil şirket sigortalısı ve karşı taraf sürücüsünün kaza tespit tutanağı düzenleyemediği, müvekkil şirket sigortalısı aracında meydana gelen hasan yalnızca fotoğraflayarak kayıt altına aldığı, tarafların kaza tespit tutanağı düzenlemek üzere beraber tutanak almak için gidecekken karşı taraf sürücüsünün aracına binerek hızla olay yerinden ayrıldığı, dava dışı sigortalının müvekkil şirkete göndermiş olduğu kaza fotoğrafları ve yazılı beyanı ile kaza tespit tutanağı düzenleyemediklerini ve savcılığa vermiş olduğu ifade tutanağını da taraflarına sunduğu, ekspertiz —–aracın camlı bagaj kaput, bagaj kapak kilit, trim aksamı, arka tampon, arka panel grubunda hasar yapısı saptandığı—– plakalı araç sorgulaması yapıldığında aracın davalı firma adına kayıtlı olduğu ———–olduğu tespit edildiği, müvekkil sigorta şirketitarafından sigortalanan araçta 15.924,58 TL’lik hasar olduğunun hesaplandığı, bu hasarın müvekkil şirket tarafından karşılandığı, davalıya ait aracın hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun sabit olduğu, müvekkil şirketin davalı şirkete hasar bedelini rücu hakkı doğduğu, trafik kazasının —-aracın sürücüsünün bizzat kendisinin yapmış olması sebebi ile doğrudan sorumluluğu bulunmakla araç sürücüsüne ait ellerinde kesin bir belge olmadığından aracın davalı ——–olması ve davalı şirketin işleten sıfatının yanında ayrıca işveren olması sebebi ile 3. Kişilere verilen zararları tazmin etmekle yükümlü olduğu belirtilmiş olup, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; TTK 1472. Maddesi gereği müvekkil şirketin—– Teminatı kapsamında, zararın meydana gelmesinde kusur ve sorumluluğu bulunan işleten araç işleteni sahibi davalıdan tahsili için sigortalısı yerine kanuni halefiyet gereği geçmiş olup, müvekkil şirketin sigortalısına ödemiş olduğu 15.769,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 22.11,2018’den 154,00 TL hasar bedelinin ise ödeme tarihi olan 31.10.2018 itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava neticesinde alacaklarının imkansız hale gelmemesi adına davalı firma üzerine kayıtlı olması halinde tespit edilecek araç ve gayrimenkuller üzerine 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı — soruşturma dosyasının celbine, davanın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle;——istikametinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, yakınında bulunan benzinliğe gidilip kaza tespit tutanağı alındığı ve düzenlenmesi esnasında sigortalı araç sürücüsünün hiçbir neden yokken aracına binerek olay yerini terk ettiği, aracının trafik kazasında olayla ilgili hiçbir beyan ve tutanak bulunmadığı halde kazada taraflarının %100 kusurlu olarak değerlendirmeleri ve oran üzerinden hasar bedelinin tamamının talep edilemeyeceği, olay yerini terk eden sigortalının bu hareketi ile kusurlu davranış gösterdiği, bu davranışından dolayı sorumluluğun tamamen kendisine ait olduğu, sigortalının bu davranışı sonrası taraflarınca olay 155 aranarak ihbar edildiği ve görüşme sonrası kayıt oluşturulduğu, 155 hattında oluşturulan kaydın dosya nosunun: 15195193 olduğu, sigortalının aracındaki hasarı teminat altına alan sigorta poliçelerinin bulunmakta olduğu belirtilmiş olup, kusur oranına ve hasar miktarına itirazının kabulüne, olay yerinden kaçan sigortalının asli kusurlu olarak kabulüne, davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
Bilirkişi raporu, hasar dosyası,
Makine mühendisi ve Sigorta bilirkişisi tarafından düzenlenen 21.04.2020 tarihli raporunda özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Şerit izleme, gelen trafikle karşılaşma, araçlar arasındaki mesafe, yavaş sürme ve geçiş kolaylığı sağlama kurallardan Madde 56/c “Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” ve Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan halleri düzenleyen kurallardan Madde 84/d ”Araç sürücüleri trafik kazalarında; arkadan çarpma hallerinde asli kusurlu sayılırlar.” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle—– tescilli —— plaka sayılı aracın olay yerini terk eden sürücüsünün meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kendi şeridinde seyir halinde olan— meydana gelen kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı,——- plaka sayılı araçta meydana gelen KDV Dâhil 15.923,40 TL hasar onarım bedelinin yapılan piyasa araştırmasında tarafımızca da uygun bedel olduğu, araçta meydana gelen hasarın kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu,Davacı —– plakalı araçta oluşan ve ödediği 15.923,00-TL hasar tutarını 2918 sayılı KTK madde 85 gereğince ve TTK 1472 (1) madde halefıyet ilkesi gereğince %100 kusurlu olan —-plakalı aracın maliki davalı —- sigortacısı —– rücuen müştereken ve müteselsilen talep edebileceği kanaatinde olduğunun beyan edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, rücuen tazminat talebine ilişkindir.
TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun ——- sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin ——sayılı içtihadında da “TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.” şeklinde vurgulamıştır.
Somut olayda; —- tarihinde davacı sigorta şirketine sigortalı —- plaka sayılı araçla davalı—- sigortacısı olduğu —–plaka sayılı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına araçta meydana gelen hasar nedeniyle —- hasar tazminatı ödemesi yapıldığı, huzurdaki dava ile TTK 1472. maddesi gereği sigortalının halefi olarak rücuen tazminat talebi ile huzurdaki davanın ikame edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; mahkememizce alınan ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre meydana gelen dava konusu kazanın oluşumunda davalı tarafa ait araç sürücünün %100 kusurlu olduğu, gerçek zarar miktarının 15.923,40 TL olduğu, davalı araç malikinin olay tarihi, davalı ZMM sigortacısının daha evvel temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle dava tarihi itibariyle temerrüde düşmüş sayılacağı, davalı araç maliki bakımından zarara neden olan aracın ticari araç olması nedeniyle alacağa avans faizi işletilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur
.H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 15.923,00 TL’nin davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihi olan 22/05/2019 tarihinden itibaren; davalı —- — — kısmı bakımından ödeme tarihi olan 22/11/2018, 154,00 TL’lik kısmı bakımından 31/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.087,70 TL olmakla baştan alınan 271,93 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 815,77 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 271,93 TL peşin harç ve yapılan 1.650,00 TL bilirkişi ücreti ve 149,95 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.116,28 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla — gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
6- Arabulucu ücreti 1320,00 TL’ nin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.