Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/839 E. 2019/913 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/839
KARAR NO: 2019/913
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/05/2019
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili ile davalı firma arasında — tarihinde- TL+KDV bedelli mekanik tesisat işleri sözleşmesinin akdedildiğini, sonrasında tarafların mutabakatı ile sözleşmenin revize edilerek bedelin – TL +KDV şeklinde düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirketin müvekkiline yapması gereken ödemeleri yapmadığını, ödemelerin yapılmaması sonucu müvekkil şirketin işin yapımını durdurduğunu, bunun akabinde davalı şirketin işin devamı için başka bir şirketle anlaştığını ve müvekkiline işten el çektirdiğini, müvekkil şirkete sözleşme kapsamına ve hak edişlere göre davalı şirkete- tarihli ve -TL bedelli, – tarih ve – TL bedelli, – tarih ve – TL bedelli, – tarih ve – TL bedelli (+- stopaj), – tarih ve -TL bedelli olmak üzere beş adet faturanın kesildiğini, faturaların toplam tutarının- TL olduğunu, davalı şirketin – tarih ve -TL bedelli fatura kestiğini, -tarihinde – TL banka yolu ile havale ettiğini, – tarihli ve – TL bedelli çeki verdiğini, fakat bu çekin tahsil edilemediğini ve -tarihinde iade edildiğini, — ada – – numaralı daireleri toplam – TL ye karşılık olmak üzere devrettiğini, müvekkilinin, davalı şirketten -TL alacağının olduğunu, alacağın tahsili amacıyla – tarihinde —-.İcra Dairesinin – Esas sayılı dosyası ile davalı şirkete karşı icra takibinin başlatıldığını, davalının — tarihli dilekçesi ile itiraz ederek takibin durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, icra takibine haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafından işlerin tamamının yapılmasına rağmen davacının davaya konu icra takibine esas fatura tanzim ettiğini, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkil şirketin fesih hakkını kullandığını, davacının işlemiş faiz talebini kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirketin takibe itirazında kötü niyetli olmadığını , bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
– tarihli duruşmada ,dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilerek, bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve — tarihinde bilirkişinin raporu mahkememize teslim ettiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda ise ; takip ve dava konusu asıl alacağın – TL olduğunu, davacının , davalıdan -TL alacaklı olduğunu, takip ve dava konusu içinde yer alan – tarihi itibari ile işlenmiş yasal faiz tutarının – TL olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır.
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu çekişmesizdir.Uyuşmazlık davaya konu fatura bedellerin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır.Bilirkişi marifetiyle davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda takibe konu faturaların iki tarafın da defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş ve davalının ödeme yaptığına ilişkin bilgi -belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK 222. Maddesinde ise “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Bilirkişi marifetiyle davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davaya konu faturaların iki tarafın da defterlerinde bulunması sebebiyle davacı lehine delil teşkil edeceği kuşkusuzdur.Bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme sonucunda hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu takdir edilen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiştir.Dosya içerisinde davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname bulunmadığından temerrüd tarihi icra takip tarihi olarak kabul edilmiş ve işlemiş faiz yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,– E. ve —K. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay -. Hukuk Dairesi’nin— E. ve — K. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU –E., – K. Sayılı – tarihli kararında itirazın iptali hakkında kısmen kabul kısmen red kararı verilmesinin icra-inkar tazminatına hükmedilmesini engellemeyeceğini ,her uyuşmazlığın kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve mahkememizce yapılan yargılamada faturaların davalının ticari defterlerinde yer aldığı ve bu sebeple davalının ne miktarda borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olduğu anlaşıldığından ,davanın kabul edilen kısmı açısından yuzde 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile- -.icra Müdürlüğünün – E.sayılı dosyasına yapılan itirazın -TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takibin – TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Faturaya dayalı alacak olması nedeniyle – TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 62.523,96 TL lik kısım yönünden alınması gereken 4.271,011 TL harçtan peşin alınan 829,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,441,20 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 829,81 TL peşin harç olmak üzere toplam 874,21 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 7.227,64 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 800 TL bilirkişi ücreti ve 36,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 836,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 760,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 17.12.2019