Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/827 E. 2020/113 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/827 Esas
KARAR NO : 2020/113

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —— harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının ————- üyesi olduğunu, davalının üyeliğine karşın—— davacı —— tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararla kooperatif ortaklarına verilecek ferdi tapuların 3194 sayılı ————–geçici 16.maddesi uyarınca imar barışı yoluyla alınmasına karar verildiğini, tapuların alınması için genel kurul tutanağı ekinde bulunan tutarın —— tarihinden sonra yapılacak ödemelere o tarihte geçerli olan aylık yasal gecikme faizinin uygulanacağı, belirlenen rakamların avans niteliğinde olduğu ve —————–işlemlerinden sonra oluşarak farkın ilgili —– ortağına yansıtılacağı kararının alındığını, bu kapsamda davalının konutunun bulunduğu ikiz bahçeli evler için ödemesi gereken tutarı 39.663 TL olarak belirlendiğini, yapı kayıt müracaatı sonrasında 2.004,17 TLlik tutarın imar barışı ölçüm farkı olarak davalının hesabına borç olarak kaydedildiğini, davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, ——— işlemlerinin tamamlandığını ve kat mülkiyeti tapulannın büyük çoğunluğunun alındığını, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
Davacı vekilinin 25/07/2019 tarihli dilekçesinde ise; davalının ————— ödeme gerçekleştirdiğini ve bu ödemeden faiz ve masrafların mahsup edilmesinden sonra kalan 7.767,56 TL üzerinden “itirazın iptali ile takibin devamını talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı asilin savunma dilekçesinde özetle; dava kooperatif toplantısının ne zaman yapılacağına dair kendisine ve diğer üyelere tebligat yapılmadığını,——- ödemelerinden kendilerinin haberdar edilmediğini, kooperatif yönetiminin bazı üyeleri kayırarak çıkar sağladıklarını zira davaa vekilin ebeveynlerinin kooperatif üyesi olduğunu, kendisine çıkardan borçla ilgili yazılı tebligat yapılmadığını, kooperatifin temde amacının üyelerini mağdur etmeden en uygun fiyatla konut sağlamak olması gerektiğini fakat davacının bu yönde hareket etmediğini, davacı vekilin kendisinden elden nakit 5.000 TL istediğini fakat en son 4.000 TL’ye olur dediğini, kendisinin bunu kabuf etmediğini, huzurdaki davanın asıl amacının kooperatif alacağının tahsilinden ziyade davacı vekilin çıkar sağlaması üzerine kurulu olduğunu, kooperatifin———-tarihinde ——ödeme yaptığını, davacı vekilin iddia ettiği gibi kötü niyetli olarak takibe itiraz etmediğini, 140 m2 evde oturmasına rağmen —– kapsamında çıkarılan borca esas değerin 290 m2 üzerinden hesaplandığını, kooperatif yönetiminin biterek kasten ölçüm hatası yaptığını ve kendilerini zarara uğrattığını, bu durumu sonradan öğrendiğini ve bu nedenle banka hesabına ödenen tüm fazla bedellerin iadesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava —– ödemesi alacağına dayalı başlatılan ilamsız takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Ödeme emrinin borçluya 26/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği,yasal süresi içerisinde 05/03/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği görülmüştür.
31/10/2019 tarihli ara karar ile dosyanın bir yapı kooperatifleri uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 21/01/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle : ” Dava tarihi olan 15.05.2019 tarihi ‘itibarı ile davalının yaptığı toplam ödemelerin ——– tarihli genel kurul kararına dayalı— ödemesinin dava tarihi itibarı ile tasfiye edildiği sunucuna varılmaktadır. ” şeklinde rapor düzenleyerek davalı borçlunun 15/05/2019 tarihinde 43.540,08 TL ve 02/05/2019 tarihinde 4.227 TL olmak üzere toplam 47.767,08 TL davacıya ödeme yaptığını tespit etmiştir.Dava tarihi 16/05/2019 olmakla davalının icra takibine konu takipten sonra davadan önce ödediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 25/07/2019 tarihli dilekçesi ile davanın 34.593,98 TL miktarı yönünden kısmi feragat etmiştir.Ayrıca davacı vekili davalı tarafından yapılan haricen ödemelerin TBK 100 kapsamında borcun ferilerine mahsup edilerek geriye kalan asıl alacak miktarı yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
Bilirkişi raporu ile davalının yukarıda belirtilen tarihlerde, davadan önce takipten sonra,dosya borcunu haricen ödediği anlaşılmıştır.YARGITAY —–. Hukuk Dairesi —— sayılı kararında takipten sonra davadan önce ödeme yapılması halinde ” davalı—– söz konusu ödemeleri ödeme emri tebliğ edilmeden yaptığının sabit olduğu gerekçesiyle asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç ödenmiş ise de itiraz sonucu takip tamamen durmuş olmakla, icra giderleri, vekalet ücreti ve faiz vs. yönünden duran takibin devamı için itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar vardır. Ne var ki, bu feri taleplere ilişkin hesaplamalar kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilir. Bu durumda mahkemece davaya konu borç fer’ileri ile ilgili rakam ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemlerinden bahisle itirazın iptali ve takibin devamına karar vermekle iktifa edilmesi gerekirken, bilirkişiye hesap yaptırılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…” şeklinde karar kurulması gerektiğini belirtmiştir.
Yine aynı dairenin —-. Sayılı kararında: ”Borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç ödenmiş ise de itiraz sonucu takip tamamen durmuş olmakla, icra giderleri, vekalet ücreti ve faiz vs. yönünden duran takibin devamı için itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar vardır. Ne var ki, bu feri taleplere ilişkin hesaplamalar kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilir. Bu durumda mahkemece davaya konu borç fer’ileri ile ilgili rakam ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemlerinden bahisle itirazın iptali ve takibin devamına karar vermekle iktifa edilmesi gerekirken, bilirkişiye kapak hesabı yaptırılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir….” denilmektedir.
Davacı vekilinin yapılan ödemelerin Tbk 100 kapsamında ferilere mahsup edilerek arta kalan miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmesi talebi yukarıda yer alan, bu hesabın infaz aşamasında icra müdürlüğü tarafından yapılacağı gerekçesi ile reddedilmiştir.Her ne kadar kısa kararda ,yapılan ödemelerin tarihi belirtilerek , bu feri taleplere ilişkin hesaplamaların kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilmesine ilişkin bir karar yer almasa da mahkememizce verilen karar yukarıda belirtilen kararlar ışığında verilmiş olup,kısa kararda yer almayan bir husus gerekçeli kararın hüküm kısmında da yer alamayacağından bu hususa gerekçeli kararın hüküm kısmında yer verilmemiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 34.593,98 TL’lik kısmının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Kısmi feragat sonrası yargılamaya devam edilen 7.767,56 TL yönünden davanın esastan REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın düşümü ile geri kalan 10,00 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
2- Peşin alınan 511,63 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 457,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı