Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/818 E. 2019/924 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/818
KARAR NO : 2019/924

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı borçludan alacaklı olunan alacaklarla ilgili olarak davalının borcunu ödemediğini, davaya konu toplam bono tutarı olan ——– bono bedelinin vade tarihlerinden işleyecek temerrüt faizleyiryle ve bono tutarının —— oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte davalı borçludan tahsiline , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; usuli yönden davalının davayı açarken arabuluculuğa başvurması gerektiğini, şekil şartına aykırı sözleşmeyle teslim edilen dava konusu senet bedellerinin müvekkilden talep edilmesinin haksız olduğunu, dava konusu senetlerin adi yazılı devre mülk satış sözleşmesi kapsamında düzenlendiğini ve bu şirket lehine keşide edildiğini, ——-sözleşmesinin fesih edildiğini, davacı banka nama yazılı düzenlenen senetleri alacağın temliki hükümlerine göre devraldığını, müvekkil aleyhinde açılan davanın haksız olduğunu , bu nedenlerle arabuluculuk dava şartına başvurulmadığından dolayı davanın dava yokluğu sebebiyle reddine, yerinde görülmez ise haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava incelendiğinde:—– tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında kanunun 83/2 maddesinde “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işleri sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez ” denilmekte olup, yine aynı kanunun 73/1 maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir denilmektedir.
Davacı vekili, kambiyo senetlerine dayalı alacak talebinde bulunmuş, davalı ise bu senetlerin, devre mülk sözleşmesi uyarınca satıcıya verilen senetler olduğunu ve devre mülk satış sözleşmesinin feshedildiğini,senetlerin iadesinin dava dışı şirket tarafından taahhüt edildiğini savunmuştur.
Davacının ticari amaçla hareket ettiğine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Devre mülke konu taşınmaz, konut niteliğinde taşınmaz olup davacının, 6502 sayılı Kanun’un 3/1.k maddesindeki tanıma uygun tüketici olduğunun kabulü gerekir.
6502 sayılı Kanun’un 4.maddesinin 5.fıkrasıyla, “(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” düzenlemesi getirilmiştir. Böylece, tüketici işlemleri kapsamında düzenlenecek senetler, kanun gereği nama yazılı senetler haline gelmiştir. Nama yazılı senetlerin devri, alacağın temliki hükümlerine göre yapılacağından, temel ilişkideki defilerin buna göre değerlendirilmesi gerekecektir.
Bu durumda, davalının iyi niyetli hamil olup olmadığı, temel ilişkide borçlu olup olmadığı, bu defileri davacıya karşı ileri sürme hakkının bulunup bulunmadığı konularındaki esaslı değerlendirmelerin, tüketici işlemleri konusunda ihtisas mahkemesi olan tüketici mahkemesince yapılması gerekir.Eldeki uyuşmazlığa benzer dosyalara ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——.Hukuk Dairesinin——. Sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——.Hukuk Dairesinin ——-. Sayılı kararı da görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu yönündedir.Yukarıda belirtilen gerekçe ve ilgili istinaf kararları da göz önüne alınarak mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.