Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/810 E. 2020/909 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2019/810 Esas
KARAR NO : 2020/909

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin 10/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine ——-bedelli bir adet bonoya dayalı olarak İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü’nün ——–sayılı dosyası aracılığı ile icra takibi başlatıldığının, müvekkili ve kardeşleri icra takibinin diğer borçlularından ————ile Beyoğlu —. Noterliği’nin— yevmiye numaralı———- düzenlemiş olduklarını, müvekkiline tüm kardeşleri —— anlaşmak üzere vekalet verdiklerini, anlaşma sağlandıktan bir süre sonra müvekkilinin kardeşlerinden —– tüm kardeşlerin birlikte feragat ettiği babalarının bıraktığı vasiyete dayanarak hissesine düşenden daha fazla hak istediklerini, müvekkilinin mağduriyetlerin giderilmesi adına İstanbul —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyası aracılığı —-karşı— — davası açıldığını, baskı ve tehdit altında —sende karşı ———– soruşturma numaralı dosyası aracılığı ile——- karşı suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkil .— icra dosyasına konu olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespit edilmesi için mahkememize başvurmak zorunluluğunun doğduğunun, açıklanan nedenlerle, müvekkilinin borcu olmadığının tespit edilmesine, haksız ve kötü niyetli yapılan takip nedeni ile bonoda yazılı miktar olan 120.000,00TL’nin % 20’si üzerinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, mahkeme tarafından belirlenecek teminat ile takibin durdurulmasına,— dahili davalı olarak eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin 03/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının tutarlı olmadığını, zira davacının dava dilekçesinde senedin hangi sözleşmeye göre verildiğini açıkça yazdığını, davacının iddialarının kendi içinde çelişkilerle dolu olduğunun, takibe konu senedin 23.09.2018 düzenlenme tarihli olup davacının sözleşme düzenlendiğini iddia ettiği tarihten 2 gün sonra olduğunun, zorla senet imzalatılan kişi tehdidin ortadan kalkması üzerine savcılığa ve mahkemeye müracaat ederek şikayet ve dava yoluna başvurması gerekmekte olduğunun, fakat davacının senedi imzaladıktan sonra tapuda işlem yaptığının, vadesi geçtikten icra takibi açıldıktan sonra da iş bu davayı açtığını, İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyası ile— tarihinde icra takibi başlatıldığını ve icra takibinin başlatılmasından sonra davacının sırf borçtan kurtulmak için iş bu davayı açtığını, dava konusu talep zorunlu arabulucuk yoluna başvuru ön şartına bağlı olduğundan davanın öncelikle bu nedenle reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunun, arz ve izah ettiğimiz nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davacı vekilinin dava dilekçesi ile ——-parselde kayıtlı taşınmaz üzerine kat karşılığı —- tarihli Beyoğlu—- Noterliğinin —— yevmiye numaralı sözleşme ile anlaştıklarını, davacı bu anlaşmayı yapaken dava dışı kardeşleri——- alındığı, davalının binayı tamamlayıp ruhsat aşamasına gelince davacının kardeşlerinden —- kendisini vekaletten azlettiği ve davalıya —- vermeye yanaşmadığını, bunun üzerine davalı ile —– tarihli Bakırköy —– Noterliğinin ihtarnamesi keşide edildiği, bu ihtara cevaben müvekkil tarafından Samsun — Noterliğinin— yevmiye numaralı 29/03/2018 tarihli cevabı davalıya keşide edildiği, davacının ciddi baskı ve tehdit altında önüne konulan senedi imzalamak zorunda kaldığı, davaya konu — bedelli bono ile ilgili öncelikle takibin durdurulmasına, davacının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacının 05/02/2019 tarihinde takipten önce açılan Menfi Tespit davasına yönelik Samsun——-Asliye Hukuk Mahkemesinin —- Sayılı kararı ile —–Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın —- Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, gönderme sonrası dosyanın ——- Asliye Ticaret Mahkemesinin —esas dosyasına kaydedildiği, —-numarası altında ——- Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından —— Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verildiği, son olarak dosyanın İstanbul —— Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşıldı.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (ı) bendi uyarınca “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” bir başka deyişle derdest olmaması dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere derdestlik; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olup da görülmeye devam ediyor olmasıdır. Derdestlik açısından aynı dava olma koşulları aslında maddi anlamda kesin hüküm koşulları—gösterir. Bu —– söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması gerekir.
Birinci ve ikinci davanın aynı dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Tarafların aynı sayılması, tarafların her iki davada da aynı sıfatla, yani davacı ve davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Birinci davada; davacı olan taraf, ikinci davada, davalı olabileceği gibi, tam tersi de söz konusu olabilir. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının aynı olmasıdır. Dava konularının aynı olup olmadığını tespit edebilmek için davaların ilkinde verilebilecek kararın, ikinci davada verilebilecek kararı gereksiz hale getirip getirmeyeceği, ya da ikinci davada verilebilecek kararla aynı sonuçların sağlanıp sağlanamayacağına bakılmalıdır.
Sonuç olarak İstanbul —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyasının 05/02/2019 tarihinde açıldığı, davanın menfi tespit davası olduğu, talebin davamızın konusunu oluşturan senet ile aynı şekli ile ” davaya konu 28/02/2019 vade tarihli 120.000,00 TL bedelli bonunun öncelikle takibinin durdurulmasına, yapılacak yargılama sonucunda da iptaline,” olduğu, davacının her iki davada da davasını dayandırdığı vakıaların aynı olduğu hususları hep bir arada değerlendirilerek davanın iş bu nedenle usulden reddine karar verilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı kanunun 114/1-ı,115/2 madde ve fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 2.078,87 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 2.019,57‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan —— göre tespit edilen 15.514,44 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki(2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. Maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. Maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK ‘nın 344.maddesi) suretiyle——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.